Bölüm 1 - Ben kimim?

45 1 1
                                    

"Eunji! Bekle beni, lütfen seninle konuşmalıyım!" Arkamdan bana eşlik eden topuk sesine aldırmadan adımlarımı hızlandırdım. "Hey, sana diyorum Eunji! Bir kere durup arkanı dönsen?" dedi ve sesi bana gittikçe yakınlaştı. Durdum ve arkamı döndüm.

"Ne var? Ne istiyorsun?"

"Eunji, yemin ederim o dosyaları ben çalmadım. Bana güven, ben öyle bir şeyi neden yapayım ki hem?" Dizlerine ellerini koyup soluklandı. Derin bir nefes alıp kollarımı göğsümün altında birleştirdim. "Pekala, bana herşeyi anlatmaya ne dersin o zaman?"

Doğruldu ve kafasını aşağı yukarı sallayıp kolumdan çekiştirdi. Beni SM şirketinin yakınındaki kafeye sürükleyip iki adet büyük boy hamburger ve kola sipariş etti. Yemeklerimiz masaya geldiğinde yaklaşık iki dakika diyetimle savaştım. Sonunda ben kazandım ve yemeğimden büyük bir ısırık alıp sandalyeme yaslandım.

"Anlat bakalım." dedim. "Neymiş asıl konu?" Nefesini tutar gibi boğuk bir sesle konuşmaya başladı. "Herşey, Yoora'nın yanıma gelip tasarımlarımı eleştirmesiyle başladı. O kadar sinir bozucuydu ki sana anlatamam. Resmen beynim yerinden çıkacak gibi hissettim. Derdimi anlatmak için Sangmi'ye gittim. O da senin ne kadar ünlü tasarımlar yaptığını bildiği için beni çalmaya teşvik etti." Soluklandı.

"Peki sen ne yaptın? Benim tasarımlarımı gelip kopyaladın, sonra da gelen müşteriye 'bunlar bana ait' diye yalan mı söyledin!" Elimin birini sertçe masaya vurdum. Etraftakiler gözlerini üzerimde gezdirmeye başladılar.

"Hayır, öyle değil. Sangmi odana gizlice girdi ve tasarımlarının fotoğraflarını çekti. İnan bana ben..." Lafını yarıda kestim. "Kes sesini! Bir de haklıymış gibi konuşma! Bütün kabahat sende! Yoora'nın nasıl yalan söylediğini ve insanları eziklemeyi sevdiğini benden daha iyi biliyorsun! Neden ona inanıp böyle bir şey yaptın? Ya da Sangmi'nin yapmasına izin verdin?"

Saejin gözlerime uzun süre baktı ve kafasını sağa sola salladı. "Bu... Bu benim suçum değil. Yemin ederim ki değil..." Masadan kalkıp çantasını aldı ve hızlı adımlarla kafeden uzaklaştı.

Ben de daha fazla durmadan yerimden kalktım ve tam on gün uğraştığım tasarımlarımı düşünerek sızlanmaya başladım. Göz göre göre bana yalan söylemişti. Kamera kayıtları Sangmi'yi değil sadece Saejin'i görmüştü nedense? Yoksa Sangmi görünmez olup kayıp mı olmuştu?

Kafeden çıkıp yavaş adımlarla karşı caddedeki mağazaya girdim. Depresyondan anca böyle çıkabilirdim. Mağazaya girip önüme geleni aldıktan sonra çıktım ve bildiğim dondurmacıya yöneldim. SM şirketinin hemen yanındaydı ve mükemmel dondurmalar yapıyorlardı.

"Merhaba. Beş top çilekli ve kakaolu dondurma, lütfen." Dondurmam gelene kadar sandalyelerden birine oturmayı planlıyordum ki arkamı döndüğümde sadece bir tane sandalyenin boş olduğunu gördüm. O da küçük bir çocuğun masasındaydı. Elimdeki mağaza poşetleriyle dondurma yemem imkansızdı.

Gidip sandalyeye oturdum. Çocuk ağzına yüzüne dondurma bulaştırmıştı ve acayip şekilde komik görünüyordu. İstemsizce kıkırdayınca elinin tersiyle ağzını sildi. "Ne var?" dedi ve tekrar dondurmaya gömüldü.

O sırada biri gelip başımıza dikildi. Omzuma hafifçe vurdu. Kafamı kaldırıp yüzüne doğru baktım. "Ah, burası senin yerin miydi?" dedim. "Çok... Çok üzgünüm." Adını bilmediğim adam, daha doğrusu benim yaşlardaki erkek beni kaldırdığı yere oturdu.

Kafasını çevirdi ve yanlış görmediysem gözlerinden lazer çıkardı. Kırmızı bir ışık tam kafama geldiğinde, etraf simsiyah oldu. Yaşadığımdan emin değildim.

(...)

"Ssh! Sessiz olun, gözlerini açıyor." dedi daha önce hiç işitmediğim bir ses. Tam net göremiyordum ama kafamda bir sürü insan toplanmıştı ve sanki kavga seyrediyorlarmış gibi merakla yüzümü inceliyorlardı. Kimdi bunlar?

"Siz kimsiniz?" dedim ve doğruldum. Bir çocuk yanağıma elini koydu. "Abla, iyi misin? Senin için çok endişelendik. Hadi eve gidelim." Kucağıma atlayınca elim kafasına gitti ve okşamaya başladı. "Siz kimsiniz?" Sorumu tekrarladım ama kimse beni takmıyordu.

Yalan attığımı falan düşünüyorlardı galiba. "Sen ciddi misin? Bizi unuttun mu? Aman tanrım Sangmin bizi unutmuş! Ne yapacağız?" Ortayı velveleye vermeye çalışan cırtlak sesli kız ciyaklamaya başlayınca herkes yüzünü ekşitti! Ben de kulaklarımı ellerimle kapadım.

"Peki, ben kimim?"

THE BOSSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin