4. BÖLÜM: MAFYA?

132 17 14
                                    

Bölüm şarkısı: The White Birch/ Breathe

Kurduğum cümleden dolayı eliyle çenemi yukarıya doğru kaldırdı ve bana şaşkınlıkla baktı. '' Gerçekten öyle mi düşünüyorsun meleğim?'' Ellerimle yüzünü kavradım. Çenesindeki sakallar avuç içlerime batmıştı. ''Her zaman, ne yaparsan yap yanında olacağıma söz veriyorum Çağrım. Söz veriyorum!'' Gözleri dudaklarıma yöneldi ama kendini frenleyip dudaklarını alnıma bastırdı.

'' Her zaman yanımda ol tamam mı? Beni bırakmanı asla istemiyorum küçüğüm.'' Bacaklarımın altından tutarak beni kucağına aldı ve yavaş adımlarla yatağıma doğru ilerlemeye başladı. '' Yarın İstanbul'a gitmemiz gerekiyor. Halletmem gereken işler var ve sende benimle geliyorsun. Dersleri sıkıntı etme, olmadı özel hoca tutar sana anlattırırım.''

Onaylarcasına başımı salladım. Beni yatağıma yavaşça yatırdı ve gidip kendi yatağına uzandı. '' Bu gece beraber uyuyabilir miyiz? Kendimi iyi hissetmem açısından.'' Oflamasını beklemiştim ama başını sallayıp yanıma uzandı.

Arkamdan sarılıp çenesini omzuma dayadı ve '' Büyük bir çantanın içine birkaç t-shirt, pantolon ve iç çamaşır koy. İşim uzun sürebilir.'' dedi. Utanmıştım. Her şeyi bu kadar açık söylemesine gerek yoktu. Birkaç parça kıyafet al dese de anlardım zaten. Yine de onaylarcasına bir mırıltı çıkardım ve yüzümü ona döndüm. Bana sarılmayı bırakıp sırt üstü uzanmıştı. Başımı göğsüne koyup kokusuyla akciğerlerimi doldurdum ve uykunun beni kendi topraklarına çekmesine müsaade ettim.

Sabah uyandığımda Çağrı t-shirtini giyiyordu. Gözlerimi ovuşturarak doğruldum ve telefonumdan saate baktım. 04.35. Beni bu saatte uyandırdığına inanamıyorum. ''Günaydın meleğim'' Yüzüme şirin bir gülümseme yerleştirdim. ''Sana da günaydın da, bu saatte ne yapacağız Çağrı Allah aşkına! ''

Dolabından aldığı kıyafetlerini çantasına rastgele bir şekilde soktu ve bana döndü. '' Şimdi yurda gideceğiz. Sonra sen eşyalarını toparlayıp arabaya geleceksin ve İstanbul yolculuğumuz başlayacak. Hadi acele et. Salonda senin için kahvaltı var. Yap ve gidelim'' Başımı sallayıp salona geçtim.

Oturup hızlıca kahvaltıyı yaptıktan sonra doğru yurda gittik. Odaya çıkıp kıyafetlerimi toplarken, Nazlı ve Silem bana uykulu gözlerle garip garip bakıyorlardı. Hiçbir tepki vermeyip çantayı aldığım gibi arabanın yanına gittim.

Arabaya bindim ve direksiyonu kırarak kampüsten çıktı. Çok hızlı gidiyordu. Sonra Ankara Otoyolu'na girdik ve işte İstanbul yolculuğumuz başlamış oldu. '' Bak Derin şimdiden seninle konuşacaklarımı konuşmak istiyorum. Ama seçenek senin ya bunları dinler benimle kalırsın ya da kalmazsın ama kimseye de hiçbir şey söylemezsin. Anlaşıldı mı?''

Gözlerinin içine bakarak gözbebeklerinde hislerini görmeye çalıştım. ''Anlaşıldı. Ama birinci seçenek daha makul geliyor kulağa.'' Bana kaşlarını kaldırarak dikkatli bir şekilde baktı. ''Benimlesin yani.'' Başımı sallayarak onayladım. ''Tamam, o zaman dikkatli dinle ve sakın 'ne' diye çığlık falan atma. Uluslararası bir mafyada kiralık katil olarak görev yapıyorum.''

Kaşlarımı çattım ''Ne yani? Yanımda duran sevgilim aslında bir kiralık katil ve... Bir kiralık katil bana âşıkken bende mi ona aşığım? Görülmedik şey!'' Bana o hayranı olduğum yarım ağız gülüşlerinden attı. ''İlkleri yaratıyoruz beraber meleğim. İlkleri yaratıyoruz... Evet, bir katil sana âşık ve sende ona. Ama o katil seni çok seviyor ve seni hiçbir zaman bırakmayacak bunu unutma!''

Başımı salladım ''Unutmam merak etme.'' Bana göz kırpıp yola odaklandı ve otoyolun İstanbul yol ayrımına girdik. ''Çağrı!'' ilkel bir hırıltı çıkardı. ''Biraz uyusam sıkıntı olur mu?'' Başını iki yana salladı.'' Arka koltukta senin için getirdiğim küçük bir pike olacaktı. Onu üzerine ört, öyle uyu. Havalandırma çalışıyor ve senin üşütüp hastalanmanı istemiyorum.''

Katil...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin