-15-

210 17 19
                                    

Selamlar!!
İyi kötü 15 bölüm birlikteydik birbirimizle.Ben bu hikayeyi yazmaya başladığımda beklentim vardı ama inanın ki böyle ilgiyi beklemiyordum.Yorumlarınızda beni de sevdiğinizi belirtmeniz çok güzel bir şey.Bende sizleri seviyorum.Hepiniz iyi ki varsınız,iyi ki bu yolda birlikte yürüyoruz..Unutmayalım ki yalnız taştan duvar olmazmış..🙏 bu bölüm biraz aşk tarafını değil aksiyonlu tarafını okuyacaksınız hikayenin ! 😜
Bölümü beğenmeniz dileğiyle..
Öpüyorum.💋
☺️☺️☺️☺️☺️☺️
Levent Altınkaya;
"Ne yapıyor şuan? " diye sorduğumda cevabını az çok biliyordum.Hüzünlü hüzünlü arabasına ilerliyor ve nasıl yıkık dökük olduğunu az çok belli ediyor.Evet işte tamda buydu.İstediğim şey de şuan ki hali de buydu.
"Levent Bey inanamayacaksınız ama bu adam çok mutlu gözüküyor." Mutlu? Selim mutlu?
"Ne? Çabuk bana bunun nedeni öğren çabuk yoksa işinden ve çok daha fazlasından olacaksın." İçimde oluşan tedirginlik ve sıkıntıyla o aptalın bunu hemen öğrenmesini diledim.
--
"Efendim," inşallah bir şeyler öğrenebilmiştir.Yoksa sonuçların onun aleyhine olacağını da bilmesi gerekirdi.
"Bir kız var Levent Bey, Şebnem olduğunu iddia eden." Nasıl yani?
"Ne saçmalıyorsun?"
"Levent Bey, bir kız var ve Selim'in ona Şebnem dediğini duydum ama Şebnem olmasının ne kadar imkansız olduğunu biz biliyoruz." Haklıydı ama kimdi bu gerizekalı kız! Her şeyi mahveden bu kız kimdi?
"Sana iki gün müddet veriyorum, bu işin herşeyini öğrenmeden gelme! " neden olmayan bir karaktere bürünmüştü ki bu kız?
"Tamam Levent Bey." Telefonu kapatıp masamın başına oturdum ve aramam gereken bir yer daha vardı.
Telefondan numarayı tuşlayıp,telefonu kulağıma tuttum.Çalıyordu, çalmama gibi bir olasılığı da yoktu zaten o telefon ona bakılması için verilmişti.
"Alo, Levent Bey! merhaba! "
"Kız yanında mı? " bu sadece bir emin olabilme yoluydu aslında çünkü o kız kaçmış olsa şuana kadar mutlaka haberim olurdu.
"Şebnem'i mi soruyorsunuz Levent Bey? " birden sinirlerimin son seviyeye geldiğini hissettim.
"ŞEBNEM DEME O KIZA ! ŞEBNEM DEME ! " diye kükredim sanırım.Sinir kontrolum yoktu.
"P-pardon evet kız yanımda, uyuyor şuan." İçim rahatlamıştı.Anlaşılan küçük bir kız aklı sıra Selim'e bir oyun oynuyordu aslında Selim'e sonunda daha çok zarar verecekti ve bu da beni fazlasıyla mutlu ederdi. Tabi sonunu belki biraz kısaltabilirdik, anlarsınız ya..
Ama öncelikle şu zamanında Asya mıdır nedir Selim'in postaladığı kızla konuşmam gerekecekti. O kız tehlikeli olabilirdi, Selim için ve ben bu fırsatı asla kaçırmazdım. Zamanında sürünmüştüm fazlasıyla hemde. Onlar benim bir hatamda beni kapı dışı etmişlerdi, ne düşündüklerini bu yüzden umursamayıp onlara acı çektirmeyi kendime ilke edinmiştim.Daha çok yakıcam canını Selim, hiç merak etme !
Selim'in ağzından;
Bazen bazı tesadüfler tesadüf gibi değildir.Kim bilebilirdi ki, vakit geçirmek için yazıldığım bir spor salonunda sevdiğim kadını bulacağımı. Şebnem'le ilk tanışmamız da tesadüftü. Hatırladığımda yüzümde ki gülümsemeyi hissedebilmiştim. "Anaokuldan terk misin sen?" Demişti. Tesadüfler hep böyle olacaksa güzeldi. Çünkü hayatımın tesadüfler haricinde geneli hele ki şu son yıllarım acı ile geçmişti. Kafamda çok fazla soru vardı, Şebnem'e soracağım ona anlatacağım ama onu görünce içimden gelen tek şey anın tadını çıkarmaktı. Zaman bana bunu çok iyi öğretmişti, anın tadını çıkarmam gerektiğini. Çünkü hayat an'dan ibaretti. Gelip geçiyordu, ya özlenen anılar ya da özlenmeyecek anılar. Eskisi gibi olmayı özlüyordum, eskisi gibi neşeli olabilmeyi.. Zorluyordum ama çok zordu. Mutlu muydum? Şuan kesinlikle evet. Ama neşeli değildim. Şebnem yanımdaydı, mutlu olabilme sebebim buydu ama neşeli değildim henüz. O kadar çok şey olmuştu ki o yokken neye inanacağımı şaşırmıştım aslında. Öldü demişlerdi, beni ilk bitiren şey buydu sonrasında bir yabancı çıkagelip "ölmedi." demişti, sonra Şebnem'in hayali hala aklımın alamadığına sarılmıştım hayaline..Kendi kendime çok şeye inanmıştım, sonuç aynıydı ama yıpratmıştı işte. Marinaya gittiğimde de o adam öldü demişti, herkes kafasına göre oynamıştı benimle. Ama bunların altında olan bir sebep var ise o adamdı! Levent şerefsizi! Şebnemleyken ondan intikam almaktan vazgeçme içgüdüsüne kapılmıştım ama benim benliğimi kaybettiren o adama acı çektirmeliydim. Görevlendirdiğim biri vardı evet, ama sadece bir kişi ile kalmayacaktım. Çok kişi kaybetmiştim ben;Önder,Özgür,Almila .
Güçlü biriydim sanırım bunlara herkes katlanamazdı. Katlananlar ise kendii kişiliğinden oluyordu işte. Şebnem'in arkadaşıyla konuşmak için çıkmasından bu yana böyle dişünüyordum işte. Benim en büyük hediyem şuan yanımdaydı, zamanı gelince konuşacaktım her şeyi ama önce hasretimi gidermem gerekti. Onu yanıma almak, onunla birlikte uyumak istiyordum. Değişmişti o. Bunu farketmiştim evet bakılınca Şebnem değil gibi izlenimi vardı ama yıllar insanı değiştiriyordu, bunu çok iyi biliyordum. Kokusuda değişmişti bunu da farkındaydım ama bunları önemsemiyordum, yanımda olması yeterliydi.
Kapı açıldığında düşünmeyi bırakıp sevdiğim kadına doğru döndüm, morali bozulmuştu. Ne olmuştu? O kız mı yapmıştı? Onu üzmeye kimsenin hakkı yoktu. Üzülmek yakışmıyordu ona.
"Ne oldu Şebnem, neden üzgünsün o kız mı yaptı sana bunu? " tebessüm ettiğinde birazda olsa gerçeklik payı aradım ama bulamadım.
"İyiyim Selim." Değilsin!
"İnanır gibi miyim Şebnem? seni üzen kim olursa olsun üzerim. " yanıma gelip bana sarıldığında bende ona sımsıkı sarıldım, canıma katmak istercesine.
"İyiyim cidden hadi gel oturalım bir şeyler yapalım." Uzatırsam daha da üzülecekti en iyisi buydu şimdilik.
Helin'in anlatımından;
İyi değildim, en yakınım dediğim insan beni bir hiç sayılacak bir şeyle bırakmıştı. Bu arkadaşlık değildi, dostluk değildi. Tamam belki ona gitme diyebilirdim ama bunu söylemeyi göze alabilmiş birine dostum diyemezdim artık. Benim dostluk kavramıma uymazdı bu. Mutluyken yanımızda olan insanlar, bizler kötüyken azalıyorlardı. Dostunuz olmamalı , kötü gün dostunuz olmalı aslında. Ama bana yapılan bir şeyi kolay unutmazdım. İrem bitmişti benim için. Dostum dediğin birine onları söyleyecek kadar cesaretliysen ya da pardon yok saymışsan dostum dediğim için özür diliyorum. İnsanlar bencildi, benim ise ilk defa bencil olmamam İrem'e batmıştı.Yazıklar olsun demek tam böyle şeylere söylenmelik bir söz. Şunu öğrendim ki gitmeye meğilli olan insanlar gidiyor, çabaya gerek yok. Kalanlara mutlu olmayı denemekten başkada bir çareniz kalmıyor. Güle güle gitmeye meğilli olan insanlar.
"Ne yapabiliriz hmmm..." Ne yapabilirdik?
"Selim bence konuşmalıyız, sana konuşmayalım dedim ama konuşalım anlat bana. Ben seni dinleyeyim sonra ben konuşayım olur mu? " dediğimde seslice nefesine dışarı verip kafasını salladı.
"Biliyorsun ki, basit bir kıskançlık olayıyla başladı herşey. Kainatın Canı kıskanmasıyla, karavandayken uyarılarımıza rağmen sür demesiyle.. Olan oldu karavan yuvarlandı. Uyandığımda hastanedeydim, sorduğum ilk şey sendin Şebnem, bunları anlattım sana anlattıkça daha kötü oluyorum buraları geçelim istiyorum olur mu? " onu dinleyip neler olduğunu daha detaylı bilmeliydim, bende ona göre bir şeyler tasarlıyıp söylecektim. Bu onun için daha iyi olacaktı çünkü.
"Tabiki birtanem. " gülümsedi.
"Senden sonra kötüydüm çok kötü. Ev üstüme üstüme geliyordu evde kalmak yerine iş yerinde yani babamın iş yerinde çalışmaya başladım. İlk günümde Asya diye bir kız vardı, onunla bazı konularda ileri gittik.Sana herşeyi anlatacağım ki benden şüphe duyma Şebnem. Kız ama şüphelenme.Çünkü şüphe duymak, bir şeyden emin olamamak en zor şeylerden biri...
Asya çok değişik biriydi, onu gelen ağlama sesiyle farkettim. Masasında ağlıyordu, nişanlım beni terketti gibi bir bahaneyle. Ona orada bir kaç şey söyledim ve sonra arabama giderken arkamdan gelip canımı yakacak bir söz çıktı ağzından. Beni sinirlendirdi, kovuldun dedim kovamadım. Dedikleri canımı yakıyordu belki içersem geçer diye düşündüm. Kendi bilincim yerine geldiğinde isee.." Sustu. Söyliyecek ya da düşünecek şey bulamıyordum şuan yorumsuzdum, sadece üzülüyordum. Çünkü bu anlattıkları şey sadece Şebnem' i ilgilendirirdi, Helin'i değil.
"... Onunla öpüşüyorduk.. Ne yaptığımı algılayınca hemen toparladım kendimi. Evime gittim. Ertesi gün ise iş yerinde onunla aynı yerde kalamayacağımı farkına vardım ama kovamadım yine değişik bir çekim vardı aramızda. Onu kendi irademle öptüğümde senden özel hissetmemiştim, bu yüzden sana ihanet etmişim gibi gelmemişti ve daha bazı şeyler. Asyayı sonrasında kovdum evet ama ileriye gitmişti. Aradan vakit geçti senin kokun marinada kokuyordu. O gün orada senin öldüğünü söylediler bana. Yine öldüm ben..." Gözünden akan yaşları gördüğümde bu kadarının yeterli olduğu kanısına vardım yoksa canımız yanacaktı.
"Tamam.. Selim .. Dur. " ona sokulup sarıldım, canı yandığında varlığımla teselli edecektim onu.
"Herkes bi şekilde gidiyor, sen bir daha gitme olur mu? "
☺️☺️☺️☺️
Kısa oldu biliyorum ssn ltfn tşk.
Öhöm ciddiyet!
Okulum var biliyorsunuz hepinizin olduğu gibi ve yazmak zor oldu. Sanırım yazmaya ara vericem üzgünüm ama şunu söylemeliyim ki ben kitabı sahipsiz koymam sonunda ne olursa olsun yazarım hiç merak etmeyin. Emeklerime kıyamam.
Şimdilik bu kadar .
Oy ve yorum verirseniz sevinirim ❤️
-buse

DARMADAĞIN(DÜZENLENİYOR)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin