15. Sahte Sevgili

96 7 2
                                    

Bunun bi şaka olması için binlerce kez içimden dua ettim. Ama yapılan tezahuratlardan ve alkışlardan Cam'in ciddi olduğunu anladım. Matt'e baktım. Matt mutluluktan gözleri dolmuş bi şekilde Cam'i alkışlıyodu. Dirsek attım.

"Aah. Acıdı."

Kendini toparladı. Rachel da sahneye çıkmış Cam'e sarılıyodu. Sahnenin kenarından pastanın kalıntılarını taşıyan adamlardan birini durdurdum ve pastayı avuçladım. Cam'e yaklaştım. Elimde pastayla geldiğimi gören Rachel, Cam'den uzaklaştı. İyice yaklaştığımda

"Tebrikler."

deyip avucumdaki pastayı yüzüne yapıştırdım. Rachel ve Cam'e yapılan tezahuratlar durmuş oooolamalar başlamıştı. Yavaşça Rachel'a yaklaştım. Ama o hızlıca sahneden uzaklaşmıştı. Hatta bahçenin koşesinde duran küçük havuzun ordaydı. Yakalamaya çalıştım ama Matt beni tuttu. Kendimi rezil etmeye deymezmiş. Öyle dedi. Zaten yeterince rezil olmuştum. Sonra havuzun diğer yanında duran Rose'la göz göze geldik. Göz kırptı ve Rachel'ı tuttu.

"Yine s*rtüklüğün üzerinde bakıyorum."

deyip kızı havuza itti.

"Upps."

Kabul ediyorum bu kadarını beklemiyodum. Yürü be Rose! Kahkahalarla gülerken arkamdan hızla gelen yüzü pastayla kaplı Cam'i ve önümden kükreyerek gelen ıslanmış Rachel'ı gördüm.

"Ah oh! Gitme zamanı."

dedi Matt ve beni kolumdan tuttu. Olabildiğince hızlı koşuyoduk.

"Nereye gidiyoruz Matt!"

"Sahile."

"Neden?!"

"Konuşmak iyi gelmez mi?"

"..."

İki üç dakika sonra otelin yanındaki sahile gelmiştik. Biz, deniz ve ağustos böceklerinin sesleri dışında hiçbir şey yoktu. Tam kumların başladığı yerde Matt'ı durdurdum.

"Bekle."

Babetlerimi çıkardım ve elime aldım.

"Gidebiliriz."

Uzun uzun yürüdükten sonra sonunda konuşmaya karar verdi.

"Bak özür dilerim. Seni şarkı söylemek için zorlamasaydım bunların hiçbiri olmicaktı."

"Olucaktı Matt. Yani bu gün olmasaydı bile elbet bi gün tekrar sevgili olucaklardı."

"Ne saçmalıyosun sen? Cam'in Rachel'ın teklifini kabul etmesinin tek nedeni seni kıskandırmaktı. Eğer olmasaydı teklif ettiği anda kabul ederdi. İki saat sonra değil."

"Belki de düşünmeye ihtiyacı vardı."

"Tanrım! Mack gerçekten çok safsın. Aslında seni buraya getirmemin sebibi de tam olarak bu."

"Pardon anlamadım. Ne kadar saf olduğumla dalga geçmek için mi getirdin beni buraya?"

"Yok hayır. Yanlış anladın. Sana yardım etmek istediğimi söylemek için getirdim."

"Ne yardımı? Matt sen ne saçmalıyosun?"

"Bak. Cameron'ın seni üzmesine katlanamıyorum. İzin ver biz de onu üzelim. Yani tabi onu seviyorum. Senin de sevdiğini biliyorum ama en azından bi ders verelim. Senin nasıl hissettiğini anlasın."

"Nasıl olcakmış o?"

"Sevgilim olur musun?"

"Ne diyosun Matt? İyi misin? Bakıyım.... Yoo ateşin de yok."

Sadece Arkadaş?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin