Soo dün gece Kai'ye kızmıştı. Neden ona sormadan evin eşyalarını değiştiriyordu ki? Para harcamaya çok meraklıysa gidip yiyecek vs. şeyler alabilirdi. Sonuçta burası bir öğrenci evi ve yiyecek birşeye her zaman ihtiyaç duyulurdu.
Biraz söyledikten sonra son pişmanlık neye yarar atasözünü aklından geçirerek elinden hiçbirşey gelmeyeceği kanısına varmıştı. Arkadaşını üzmemek için susmayı tercih etti.
Kapının çaldığını duydu. Kapıyı açmak için yerinden doğruldu ve büyük adımlarla kapıya ulaştı."Merhaba, ben Bay Jong In'in sipariş ettiği mobilyaları getir-
Soo gencin lafını keserek ona karşılık verdi.
"Merhaba, buyur geç. Mobilyaları salonun ortasındaki büyük sehpaya bırak. Salon. Şurada."
Genç eşyaları içeri koymaya başlamıştı. O sırada Kai geldi. Duştan yeni çıktığı belliydi. Saçları ıslaktı.
[Kai&Kyungsoo ikilisi 3 senedir aynı evde yaşıyorlardı. Bu yüzden birbirlerinin birçok huyunu kavramışlardı. Mesela Kai duştan çıkınca asla saçını kurutmazdı. -Aynı şimdi ki gibi- Ya da Soo uyumadan önce mutlaka ballı süt içerdi. Bu onun sesine iyi geliyordu.]
Altına koyu pembe bir kapri ve üstüne beyaz bir tişört giymişti. Soo bu iki kıyafeti de Kai'ye çok yakıştırırdı. Birden garip bir dürtü hissetti. Nedenini bilmiyordu, Kai ona birşeyler hissettiriyordu sanki.
"Hey, Soo nereye daldın öyle?!"
"B-ben mi? Hiiç eşyaların gelmesini bekliyorum da" derken trip seziliyordu cümlesinde.
Kai bunun telafi edilmesi gereken birşey olduğu daha yeni anlamıştı ama telafisi güzel olacaktı. Bunu hissediyordu.
O Günün Akşamı - 20.53 civarı~
Akşam yemeği yenmişti ve Soo mutfağı toplarken Kai de kıyafet hazırlıyordu çünkü bu gece dışarı çıkacaklardı.
Soo işini bitirmiş, biraz kestirmek için odaya giderken Kai'yi odasında buldu.
"Al. Bunları giy ve salona gel. Hemen!"
Kai böyle konuştuğunda neredeyse herkes ona itaat ederdi. İçinde o potansiyele sahip biri vardı ama Soo biraz ürktüğü için bu yanını göstermeyi pek tercih etmiyordu. Ama şuan Soo'ya söz dinletebilmenin tek çaresi buydu. Başka türlü Kyungsoo sürekli soru sorarken Kai onu dinlemek zorunda kalacaktı.
Soo sorgusuz sualsiz Kai'nin ona verdiklerini giydi. Siyah dar paça bir pantolon üstüne de siyah-kırmızı kareli bir gömlek ve üzerine lacivert hırka (mediada Kai ve Soo'nun ne giydikleri var^^)
Ona giyinmesini söyleyip bende odama gittim ve üstüme birşeyler geçirdim. Hazır mısın diye seslendiğimde "Eveett" diye heyecanlı bir ses duydum. Nereye gideceğimizi merak ediyor olmalı. Bunun bir telafi olduğunu anlamadı herhalde.
Arabaya bindiğimizde hiç konuşmadık. Taa ki barın önüne gelene kadar.
"In-İnanmıyorum Kai!! Ne zamandır eğlenmek istiyordum. Geçtiğimiz haftalarda derslerim yüzünden fırsatım olamamıştı ama şimdi.. Şimdi çok iyi yaptın Kai." dedi ve mutluluğun verdiği etkiyle istemsizce Kai'nin boynuna sarıldı. (U.u)
"Aa.. Şeyy.. Uhmm ne diyeceğimi bilemiyorum. Kusura bakma. Birden heyecanla öyle oldu işte. Sabah sana kızgındım ama şuan pamuk gibiyim. Getirdiğin için sağol Bay Kim" dedi ve ikiside kahkaha attı.
"Sabah seni kızdırdığımı farkettim ve hatamı telafi etmek için seni buraya getirdim."
"Hadi beklemeyelim de içeri girelim." dedi Soo sabırsız gözlerle.
Kai'nin onu bekletmeye hiç niyeti yoktu. Hemen içeri girdiler. Barmenden iki tane Bourbon Viskisi rica ettiler. Bir dikişte bitirmeyeli gerçekten uzun zaman olmuştu. Kai burada kadınlarla sürtmeyi özlemişti ama bu onun için sadece geçtiğimiz seneye kadardı. Ondan sonra birdaha asla! Asla böyle birşey yapmadı. En son seviştiği kadın o duştayken tüm parasını alıp kaçmıştı. O günden sonra tövbe etti. Soo ise buraya sadece içmek ve biraz eğlenmek için gelirdi. Kadınlarla akıllıca oynardı. Biriyle hafif oynaştıktan sonra diğerine geçiyordu ve sonra diğerine...
Asla yatakta son bulan bir iş yapmadı. Hepsini barın duvarlarında inletmişti.
Bir Bourbon iki Soju derken baya bir içki gümlettiler. Bilinçleri yerini hafifçe boşluğa bırakıyordu. Eve nasıl gideceklerini düşünürken taksi çağırdılar. Araba bu gece orda kalmalıydı. Aksi takdirde Kai veya Soo alkollü araba kullanırsa tahtalı köy'ü boylayacaklarını biliyorlardı.
Taksiye binip oradan uzaklaştılar. Arabada sızmak üzereydiler ki şoför bass müzik açıp ikisini de yerinden hoplattı. Eve az kalmıştı. Ve evet, ev göründü. Kai parayı ödeyip arabadan indi ve Soo'ya destek olarak içeri girdiler. Kai, Soo'ya nazaran daha az içki içmişti çünkü birinin ayakta kalması gerekliydi. Soo içmeye bir başladı mı birdaha durdurabilene aşk olsun (!).
Eve girdiklerinde ikisi de hemen odalarına çıkıp üstlerini değiştirdiler. Ikisininde odası karşı karşıya olduğundan ve aynı anda çıktıklarından dolayı kafaları birbirine çarptı."Aouch!! Kafam, acıdı"
"Benimki de Kaa- cümlesini tamamlayamadan Soo yere sızdı. Kai açılmak için elini yüzünü yıkadığında herşeyin daha iyi farkına varmıştı. Ama hala sarhoşluk etkisi altındaydı. Değişen tek şey etrafı daha net görebilmesiydi. Kai Soo'yu kucağında taşırken dudakları ne kadar da güzel diye düşündü. Aynı kalp gibilerdi. Ve gözleri.. Onlarda müthiş bir ahenkle yaratılmışlardı. Kai aletinin yavaş yavaş havalandığını hissetti. Oohh!! Hayır hayır! Şimdi sırası değildi
Kai'nin Ağzından
Bu şimdi mi olmak zorundaydı?! Hatta olmak zorunda mıydı?! Soo'yu görünce içim kıpır kıpır oluyor nedense. Oww Tanrım! Bana yol göster. Bir yanda kendi zevkim diğer yanda sevgili arkadaşım. Hangisini seçmeliyim. Ama Kyungsoo önümde beni tahrik edici bir şekilde durursa sanırım kendi zevkimi seçeceğim. Ihhmm... Boşalmak üzereyim. Tanrımm...
Neler olduğunu anlamadan yatakta sereserpe yatan Kyungsoo'nun o muhteşem dudaklarını emerken buldum kendimi. Öyle hızlı ve ateşli emiyordum ki hala uyanmadığına şükretmeliyim. Kendimi toparlayıp şöyle bir düşündüm de... O sürekli beni tahrik edecek davranışlar yapıyor. Mesela sürekli poposunu kıvırta kıvırta yürüyor ve bu benim dağcığımın oluşmasını sağlıyor. Onu indirene kadar soğuk terler döktüğümden emin olabilirsin. Ahh şuan onu soymak istiyorum derken dudaklarıma yapışan başka bir dudak hissettim. Bu oydu ve bana karşılık vermişti. Dudaklarımı öperken ellerim kalçasında dolaşıyordu. O da ellerini pantolonumun fermuarını sökmek için kullanmıştı. Başarılı olduktan sonra boxerimi da çıkartıp penisimi deliğine sokmamı işaret etti. Ama o hala giyinikti. Ikimizin de üstünde çoktan birşey kalmamıştı ama onun pantolonu hala üzerindeydi ve bu benim sinirlerimi bozuyordu. Bana haksızlık gibi geliyordu. Hızlı bir atak yapıp onu altıma aldıktan sonra hemen pantolununu çıkarttım ve boxerinden kurtuldum. Tanrımm!! Konuşmadan bir ahenk yaratıyorduk ve o.. O nasıl birisi... Aman Tanrım! Onu seviyor muyum? Ben bir erkeğim ve o da bir erkek. Biz gay miyiz? Bir telafinin ardından nasıl buralara kadar gelebildik.
Şunu söylemeliyim o sarhoşken çok tatlı oluyor.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Only You
FanfictionGözyaşları köprücük kemiklerine kadar bir inci gibi süzülüyordu. Kendisinin sadece onun oyuncağı olduğunu düşündü ama bu düşünce karşısındaki kişi tarafından reddedildi. Çünkü Kai Soo'ya aşık olmuştu ve bunun geri dönüşü yoktu. Maalesef. °KaiSoo Fa...