Bugün annemin ilk çığlığı ile yataktan fırladım. Tabi annem gözlerine inanamadı. Normalde en az otuz defa "Arya uyan artık. Yeter ya." diye bağırması lazımdı. Annem "Kızım iyi misin? Ben senin ilk seferde uyanmana alışık değilim doğruyu söyle bir yerin mi ağrıyor?" diye ısrarla konuşuyordu. Artık dayanamayıp "Hayır annecim gayet iyiyim. Korkacak bişey yok. Sana sürpriz yapmak istedim fena mı oldu?" dedim ve hemen elimi yüzümü yıkayıp küçük sevgi pıtırcığı gibi neşeyle şarkılar söyleyerek kahvaltı hazırladım. Herkes şaşkın, inanmayan gözlerle bana bakıyor. Normalde en sinir olduğum şey ben uykudan yeni uyandığımda kardeşimin gelip bana sarılması. Ve kardeşim bugün de beni kızdırmak için gelip sarıldı, ben de ona sarıldım. "Anne ablama bişey olmuş." diyerek uzaklaştı yanımdan. Evet canım, ablana bir şey oldu ve sanırım ablan aşık oldu...
Kahvaltıya geçtik ve annem "Arya senin neyin var? Çok garip davranışlar sergiliyorsun kızım." dedi. Ah annecim canım annecim senin bu kızın aşık oldu. Kalbine, midesine kelebekler doluştu diyemiyorum ki. "Bir şey olmadı annecim. Bugün kendimi dinlenmiş ve enerjik hissediyorum bunun nesi garip anlayamadım ki." dedim. "Peki. Öyle olsun bakalım. Bugün kardeşlerini sen götürür müsün yoksa ben mi götüreyim?" diye soruyor annem. Bu da soru mu anne tabi ki ben götüreceğim senin ne işin var orda kalbimdeki ve midemdeki kelebeklerin sahibini benim görmem lazım senin değil...
Kahvaltıdan sonra yapmam gereken işleri tamamlayıp, özene bezene hazırlanıp kardeşlerimi de alıp çıktım yola. Attığım her adımda kalbime biraz daha hızlı atmaya başladı. Sanırım oraya vardığımda kalbim patlayacak. Yol da uzadıkça uzadı diye düşünürken sonunda geldik. İçeriye girer girmez gözüm yakışıklıyı aradı ve buldu da. Meğer bizim yakışıklı öğrencileri gelene kadar şezlongta keyif yapıyormuş. Neyse bölmedik beyefendinin keyfini, havuzun kenarında ki masaya geçtik bütün öğrencilerin gelmesini bekledik. Tabi bu arada ben bi yandan yakışıklıya bakıp bi yandan kardeşlerimle sohbet ediyorum. Ve bir de baktım ki yakışıklı bize doğru geliyor. Allahım kalbim ve beynim bedenimi terk etti. "Hoşgeldiniz. Nasılsınız Arya Hanım?" dedi. Senin Arya Hanım diyen dillerine kurban olurum. Lan insafsız içim eriyor seni görünce. Ağzımın suyunu toplayıp. "İyiyim. teşekkür ederim Deniz Bey. Siz nasılsınız?" diye soruyorum. "Ben de iyiyim teşekkürler. İçecek bir şeyler alır mısınız? Söyleyeyim mi?" diye soruyor. Hay canına yandığım. Kurban olduğum. Beni de düşünürmüş... "Hayır.teşekkür ederim." deyip gülümsüyorum ve o da gülümseyip geçiyor çocukların yanına...
Koskoca iki saat nasıl geçti anlamıyorum. Bir baktım bizimkiler koşa koşa yanıma geliyorlar. "Abla biz soyunma odasına gidip giyineceğiz." diyorlar bende kalkıp onlarla gidiyorum. Çocuklar soyunma odasında giyinirken ben de bekleme salonuna geçip oturdum benim ki kapıdan girdi. Allahım heycandan "hık" diye gidebilirim yani... Başıyla selam verip erkeklerin olduğu soyunma odasına doğru gitti. Aradan yarım saat kadar bir süre geçti kardeşlerim biz hazırız deyip geldiler. Tam biz çıkarken benim yakışıklı "Hoşçakalın. Görüşmek üzere." dedi. Görüşecez tabi olum seni anneme damat alacam ben görüşmek zorundayız diye düşünerek " Hoşçakalın. Görüşürüz." dedim ve çıktık. Diğer ders haftaya olacak ve ben nasıl dayanacağım bilmiyorum... Ama başka çare yok dayanmak zorundayım...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mutsuz Son
AcakSabahın ilk ışıkları, kuş cıvıltıları ile harika bir güne başladım… Demeyi çok isterdim fakat ben annemin o tiz çığlıkları ile güne başlıyorum. Her sabah aynı sahne “Arya hemen kalk getirme beni oraya.” “Gece uyumaz sabah uyanmaz. Ne biçim evlatsın...