Hocanın ağzından bu kelimeler dökülürken, sınıf gülmekten yıkılıyordu. Gülünmeyecek gibi değildi ama. En son kadıncağız dayanamadı sese. Sinirle sınıftan çıktı gitti. Daha sonra içeri 50 yaşlarında, kumaş, ispanyol paça pantalonu olan, yüzünde kırışıklıkların biraz sık olduğu bir kadın girdi içeri. Kısa, dalgalı saçlarını geriye attı ve gözlüğünün üstünden sınıfı süzdü. "Gene disipline vereceğim şu sınıfı diye dolanıyor Sema Hoca. Niğçin uğraşıyorsunuz şu kadınla anlamış değilim."dedi. Bize bir sürü nasihat verdikten sonra zil çaldı. Habire "Niçin" kelimesini kullanıyor ve kendince farklı farklı yorumluyordu. Kantine yemek yemeye indik hep birlikte. Herkes uyukluyordu daha. Melek'in bağırmasıyla birden sıçradık. "Aaafiiyeet Ooolsunn". Ali atladı arkadan. "Hayır güzelim afiyet oluyorda, bizimkide kafa be. Daha çok ders var. Nasıl dinleyeceğiz bu halde yahu." yanımda Efe, hemen onun yanında Koray oturuyordu. Ayağını Efe'nin önünden benim kucağıma atıp,
-Sence de çoraplarım çok yakışıklı değil mi?. Tıpkı ben gibi ayol.
-Ya Koray yemek yiyorum Allahaşkına be.
-Tamam kız seksi şempaze.
Zil çaldı. Kalkmak için yerimden doğruldum. Çok yediğim için zor haraket ediyordum. Efe geldi yanıma.
-Kolun acıyor mu?
-Aslında acımıyor. Sadece biraz ağrı var o kadar. Sorduğun için sağol.
Yine çıkardı iri gamzesini en içten gülüşünü sergilerken. Arkadan aramıza Pelin girdi ve ikimizinde koluna girip,
-Ne kaynatıyorsunuz bakalım komşu komşu.
-Hiiç
-Defne benimle lavaboya gelir misin balım?
-Olur peki
Tuvalete girdiğimde bütün kızlar resmen toplanmış, kollarını birleştirmiş beni süzüyordu.
-Noluyor be?
-Kızım bu meteoru nerden buldun da getirdin çabuk anlatıyosun
Dedi Mehtap.
-Nerden bulacağım be. Anlattım işte bizim siteye taşınmışlar. Hem ne o öyle meteor falan. Daha yeni tanıyıcaz.
-Valla biz çabuk seviyoruz insanları bilirsin kuzucuğum.
Diye atladı Melek.
-Yahu bilirim bilirim de benimle ne alakası var anlamadım.
-Ya şuna bak bide anlamamazlıktan geliyor eşek sıpası. Dedi Pelin.
-Ya siz inanmayın buna. Mehtap meteor dedi diye nasıl atladı hemen. Bende kıskanç biriyim şekerim. Anlarım hemen. Şeklinde homurdandı Aylinde.
-Vallahi iyice saçmaladınız. Hoca gelir birazdan. Düşün önüme.
Ders Din dersiydi. Herkes sıralarına geçti. Çok katı suratlı bir bayan girdi içeri. Yakından incelersek gerçekten çok güzeldi. Ama duruşu insana korku veriyordu. Ben hocayı incelerken yanıma Koray geldi.
-Kanka dükkanın açık kalmış.
Birden çizgi filmlerdeki sinirlenince renk değiştiren karakterlere döndüm. Eğilip baktım. Evet arkadaşlar bir kötü Koray şakası daha dinlediniz. Sırtına vurdum hafifce. Birden yara olan kolumun üzerine vurdu. Zaten çok ağrıdığı için istemsiz şekilde ÖKÜZ!! Diye bağırdım. Hoca da bizi izliyormuş o sırada. Hani böyle en yakın arkadaşınla sohbet ederken birden sınıftaki herkes susar da öğretmen ve öğrenciler sizi izler ya, heh ondandı o an işte. Ben ve gene benim renk değiştirmelerim. Emine hoca gözlerini irice açmış bana bakıyordu.
-Sen arkadaşına nasıl bir kelime kullandığının farkında mısın? Birden sınıfta olduğunu unuttun herhalde.
-Anlamıyorum hocam. Ne dedim ki ben şimdi?
Pelin arkadan kulağıma fısıldadı;
"Sadece sus. Banada takık böyledir Emine hoca."
-Pelin sen neden konuşuyorsun. Hayır ne diyosun kulağına yani. Geç şuraya kalk oradan çabuk.
Dedi eliyle en tenha olan baştaki sıraları göstererek. Yavru köpek gibi özür dilerim edasıyla baktım ona. O da gözlerini ben alışkınım der gibi devirdi ve hafifce gülümsedi.
-Hocam ilk ezberleyeceğimiz dua Ayet-el kürsi mi?
Ah Ali'm ah.
Dersler bitti. Servisleri bekledik bir kaç abur cubur yeme eşliğinde. Artık bana "Kolakolik" diyorlardı. Gerçekten aşırı derece fazla tüketiyorum. Kahvaltıda bile her zaman içecek olarak kola içerim. Nimet o. Bence Tanrı'nın bize sunduğu en güzel nimetlerden birisi. Herneyse. Eve gelip her zamanki gibi kendimi yatağa attım. Telefonumu açtım. Her zamanki gibi bizimkiler bıdı bıdı yapmışlar.
*Şapşallar whatsapp konuşması*
Batu: Ya Ali bizim Can motor sürmeye çağırıyo lan.
Ali: Hangi Can?
Batu: PATLICAN NİHAHAHAHHA
Defne: Sakat kal inş
Melek: Ay deme öyle
Pelin: Konuştu bizim good girl.
Melek: Öyle deme. Şakası bile kötü.
*Koray, Efe kişisini gruba aldı*
Mehtap: Ooo okulun yeni Playboy'u gelmiş
Pelin: Hoşgeldin Efee
Batu:Hg gardaş
Ali:Aynısından
Koray:(muzlu çorap görüntüsü) En hoşu benimkiler diymi Efe?
Defne: Git kumda çükünle oyna kuzum.
Melek: Bende katılıyorum tabii.
Koray: Ay pis memesi güzeller.
Efe: Yeni görüyorum ya. Sağolun hoşbuldum arkadaşlar.
Batu: Nerden geldiydin sen
Efe: Batu 3. Soruşun.
Batu: Söylese ölücek kıç suratlı. Kızlar sakın bu pis gamzeliye kapılmayın. Valla kıskanırım
Aylin: Zaten kıskanıyorsun
Batu: Sana söz hakkı veren oldu mu?
Pelin: Arkadaşlar sakin olsun lütfen.
Kolumun ağrısıyla 5 dakika uzanayım dedim. Düşünüp dururken uyuyakalmışım..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
RENKLİ HAYATLAR
Non-FictionDefne okula bu sene okula yeni gelen, sevimli, biraz saf, aşırı geveze, çok sakar, acayip şaşkın bir kız. Pelin okulun güzel kızı. Diğer kızlara göre daha farklı. Daha cool denebilir. Ama çok içten ve sevimli. Melek sınıfın iyi kalplisi. Herşeye kır...