Y/N:Kesinlikle carrot hikayesi değil sadece fan fiction ve hayallerle ilgilidir. 2 kişi olarak yazıyoruz hikayeyi ve carrot olmadığımızdan emin olun ki daha okumadan soğutmayın ya da hikayeye önyargıyla yaklaşmayın diye dedim. Bölümü multimedia da olan şarkı ile okumanızı tavsiye ederim. Sizi seviyoruz Her neyse iyi okumalar!
-🐰Sylvia
Tam 2 saattir onu bekledim o kahrolası canım arkadaşımı.Artık dayanamıyordum;karnımdan gelen sesler çevredeki insanlara gidecek kadar yükselmişti,dayanamayıp etrafı süzerek bir garson aradım ardından yakınlarımda ki masanın biriyle ilgilenen sarışın bir çalışan gördüm ve beni görür umuduyla elimi havaya kaldırdım fakat beni gören tek kişi kasada çalışan hafif kilolu,kıvırcık saçlı sevimli bir bayandı.Kadın beni görür görmez kasanın birkaç adım ötesindeki kalkan müşterilerin artıklarını temizleyen garsona seslendi,garson bana dönüp işaret parmağını kaldırdı sanırım biraz beklememi istiyordu.
Salak mısın Sylvia,elbette bunu rica etmişti.
Çok geçmeden hızlı adımlarla yanıma gelen garson arka cebinden ufak kırmızı kaplı bir not defteri çıkardı ve ardından gülümseyerek:
-"Siparişinizi alabilir miyim hanımefendi?"dedi.
Güler yüzlü,esmer ve oldukça güzel ela gözleri vardı.Garsonu incelemeyi bırakıp bana uzattığı menüyü elime aldım iki üç karıştırdım ve siparişimi verdim:
-"Küçük boy sandviç ve bir kutu meyve suyu istiyorum ama lütfen sandviçin içerisine domates koymayın"dedim.
Garson bana gülümseyerek başka bir şey isteyip istemediğimi sordu ve ardından masadan ayrıldı.Son kez umutsuzca etrafıma bakındım ama hala ortalıkta görünmeyen aptal arkadaşıma bir kez daha içimden sövmüştüm. Sinirlerim dayanmıyordu bu kıza ama ne yaparsın o benim canım,hayata tutunma sebebim hatta ve hatta o benim hayatımdı.Onu çok özlediğimi fark ettim ve bir nebze de olsa ona olan kızgınlığım azaldı.
Siyah sırt çantamdan telefonumu çıkarttım ve yemeğimin gelmesini beklerken onunla oyalandım.Birkaç dakika sonra kafeteryanın kapısı açıldı ve heyecanla kafamı o tarafa çevirdim.Ama yine bir hayal kırıklığı yaşadım.İçeri giren sadece kırmızı kapüşonlu ve oldukça gizemli bir çocuktu,yüzünü görmemi engelleyen büyük kırmızı kapüşonu daha da dikkat çekiciydi.Ben bunları düşünürken çoktan köşemdeki masaya oturmuştu bile.Oldukça ilgi çekici birine benziyordu.
Açıkçası biraz tuhaf hissetmiştim.Yanlış anlamasından korkup telefonuma geri döndüm.
Yarım saat boyunca telefonumdan hiç başımı kaldırmadım.
Sonunda karnıma giren bir ağrı ile başımı kaldırdım.Midem sırtıma yapışmış olmalıydı.Kafamı kasada çalışan sarışın bayanın olduğu tarafa çevirdim.O an göz göze geldik.Geçen seferki gibi elimi kaldırdım.Bayan yeniden aynı garsonu masama yönlendirdi.Garson fazla yoğun olacaktı ki az önce verdiğim siparişi unutup yeniden siparişimi sordu.Ben de gülümseyerek:
-"Yarım saat önce siparişimi vermiştim,bir adet domatessiz sandviç ve bir kutu meyve suyu"deyip siparişimi tekrarladım.Garson mahcup bir şekilde:
-"Affedersiniz hanımefendi dalgınlığıma geldi çok özür dilerim siparişinizi hemen getiriyorum"dedi.
Ve hızlı adımlarla masaların yanlarından dolaşarak mutfağa yöneldi.
O hali oldukça komik gelmişti.Biraz kıkırdadım ve başımı salladım ardından etrafı süzdüm az önce içeri giren çocuğun kapüşonunu çıkardığını fark ettim,saçları beni oldukça etkilemişti,o da siparişini bekliyor gibiydi ve benim gibi telefonuna dalmış gözüküyordu ayrıca oturmakta olduğu siyah kadife koltukta yayılmış bir eliyle yüzünde çıkan kısa sakallarıyla oynuyordu.Tabi ki bu dalgınlık fazla sürmedi ve kafasını kaldırdı o an göz göze geldik,ben ani bir hareketle kafamı telefonuma indirdim fazla dikkat çekmemek için bir elimle de saçlarımı düzelttim ama sanırım bunları yaparak daha fazla dikkat çekmiştim.
Kahretsin!
Birkaç dakika sonra sandalyemin yanında birinin dikildiğini hissettim...Kafamı kaldırmaya cesaret edemedim,çünkü ben sanırım onun kim olduğunu biliyordum..Yavaş bir şekilde kafamı kaldırdım ve sesin geldiği yöne döndüm,başımı tam anlamıyla kaldırdığımda okyanus kadar derin gökyüzü kadar da mavi gözleri vardı...Ama bakışı oldukça tanımsızdı....Ben ona sadece aptalca bakarken onun dudaklarından bir şeyler çıkmıştı ama ben gözlerindeki derinlikte kaybolduğum için sadece incecik dudaklarının hareket ettiğini görmüştüm.
Ardından başımı iki yana salladım ve uyanmaya çalıştım.En azından artık ne dediğini duyabiliyordum.
-"Oturabilir miyim?"
-"Efendim?"
-"Eğer beklediğiniz biri yoksa size eşlik edebilir miyim?"
-"Aa...şey,ben...elbette"
Aramızda geçen bu diyalog oldukça hızlıydı.
Yeni fark etmiştim yemeği gelmişti ve onu da yanında getirmişti.
Diyet Salata mı o?
Yok Artık!
Aslında neye bu kadar şaşırdıysam oldukça mükemmel bir vücudu vardı ki...
Utancımdan henüz yüzüne tam bakamamıştım bile.
Anlamış olmalıydı ki bana gülümsedi.
Gülüşü...Çok güzel...
Ve az önce duyduğum sesi...oldukça huzur vericiydi.Utancımdan hala tam olarak o mükemmel gözlerine bakamıyordum.."Syl...kendine gel!"
Karnımda bir şeyler hareketlenmişti...ben sanırım..elbette ki acıkmıştım:)
Ve masadaki sessizlik garsonun yemeğimi getirmesiyle son bulmuştu.Siparişimi getiren bayana teşekkür ettim ve gülümsedim masadan ayrılan garsonun arkasından bir kaç saniye bakıp karşımda oturan kırmızı kapüşonlu çocuğa geri döndüm.
Kırmızı kapüşonlu çocuk mu?
Adı yok mu bu çocuğun?
Sorsam mı?
Beni yanlış anlar mı?
Bu gibi sorularla kendimi yerken elini bana uzattı;
-"Ben Louis."dedi.
Bu benim aklımı mı okuyor?
-"Şey ben de Sylvia. Tanıştığıma memnun oldum."dedim ve bende elimi uzattım,tüm eliyle elimi kavradı ve aşağı yukarı iki defa salladı,o bunu yaparken birleşen ellerimize baktım ve ilk dikkatimi çeken parmaklarının üzerindeki "2"ve"8"rakamları idi hiç sorgulamadım ama içim içimi yiyordu.
Acaba sevgilisi var mıydı?
Onunla bir ilgisi olabilir miydi?Kendine Gel Sylvia!
Düşünmeyi bırak ve ayrıca çocuğun elini de bırakmalısın!
Elimi bir anda geri çektim,umarım beni yanlış anlamamıştır.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Our Dream,Our Story (Düzenleniyor)
FanficSylvia ve Emily çocukluklarından beri birlikte büyümüş iki kızdır. Uzun yıllardır beraber oldukları için birbirilerine "İKİZ"olarak hitap etmektedirler. Tüm zorluklar karşısında birbirlerinin yanında olan ikili yaşayacakları olaylardan habersizlerdi...