-Kahvaltınız hazır mira hanımSabahın köründe gözümü açar açmaz karşımda dikilen hizmetçiye gözümü çevirdiğimde kısa süreliğine bir şok geçirdim. Acaba ben amerikadayken devir falan değişti de artık hizmetçiler mankenlerden mi seçilmeye başladı. Kız resmen victoria secret den fırlama diye düşünürken kıza onaylarca kafamı sallayarak gitmesini işaret ettim.
Odada yalnız kaldığımda yataktan dogrulup sabah duşumu almak üzere banyonun yolunu tuttum. Uzun süren ılık bir duşun ardından dolaptan beyaz bir sporcu atlet, asker yeşili bir şort ve siyah yarım kol salaş bir ceket üzerime geçirip merdivenlere yöneldim.
Aşşağı indiğimde masada tek tabak vardı. Tam tahmin ettigim gibi annemi sadece akşamları görebilecektim sanırım değişen tek şey evdi. Artık kocasının evinde yaşıyordu kendi evini ,bizim evimizi üvey oğluna devretmiş.
Üzücü..
Onca hatıram olan ev sanırım artık bir serserinin eviydi. Yüzüme burkuk bir gülümseme geldi. Boğazımda birşeyler oldu. Hani boğazım düğümlendi diyolar ya galiba o buydu.
Demekki annem babamı toprağa gömmüş ama hatıralarını yüreğine gömememişti. Sahipsiz bırakmıştı.Kendimi silkip masaya oturdum tabi oturmamla beraber kalkmam bir olmuştu. Yaşama enerjimi sömüren cenaze masasına benzeyen bu masaya oturmamı kimse bekliyemezdi,tabi bir tutam melis hariç . Sandalyeden kalktığım gibi yukarı odama koştum ve telefonu kaptığım gibi melisi aradım. Geldiğimi zaten dün mesajla iletmiştim. Sıra en yakın arkadaşımı beklemekti.
Az sonra kapının zili çaldığında koşarak kapının eşiğine kadar geldim ve hızlı bir şekilde kapıyı açtım. Kapı açıldığında ikimizde anlamsızca bağırıp birbirimize sarıldık. O kadar saçma hareketler yaptık ki ayrılınca birbirimize baktık ve gülüştük ne yapalım uzun süredir görüşmüyoruz..
~2 Saat sonra~
Melis gittikten sonra bende odama çıkıp dinlenmek üzere yatağa uzanmıştım. Kalktığımda annemler çoktan gelmiş tahminimce akşam yemeği hazırlanıyordu. Dikkatimi çeken şey ise masada fazlalık duran tabaktı. Bakışlarımı anneme çevirdiğimde sorucağım soruyu anlamış olacak ki "kardeşin bugün bizle yiyecek" demişti. Alaycı bir gülüşle kardeşim diye bastirarak tekrar söylemiştim komik...
o degilde hangisiydi acaba kardeşim o kadar da kötü sayılmazdı değil mi sayılır mı
Ay mira çok paranoyaklaştın. Buraya gelirkende üvey baba istemiyodun ne yaptı adam sana aranızda doğru düzgün bi dialog bile geçmedi. Adam sadece gülümsüyo hem bi akşam yemeği sadece seni yiyecek değil heralde yicez içcez kalkcaz diyerek konuşan hatta fazlasıyla konuşan iç sesimi susturup hala şaşkın sinir dolu anneme bakan gözlerimi devirerek üvey babama yönelttim ve onunda sahte gülüşleriyle karşılaştığım an gözlerimi çevirerek kendime lanetler yağdırdım. Masada beş dakika kadar bir süre geçtikten sonra kapı zili duyulmuştu.
"Nihayet" diyerek çatalla bıçağı elime alıp yemeğe başladım.
"Selam"
Sesi umursamaz bir şekilde yemek yiyen benim aksime diğerleri sesli bir şekilde karşılamışlardı. Birkaç dakika sonra başımı tabağımdan kaldırdığımda yine o bir çift gözle karşılaşmıştım ve çok emindim ki bu gözlerin sahibi beni duvara itenle aynıydı. Yüzünde de yine o günkü sahte gülüşü vardı. Yüzümü tekrar önüme eğip hızlıca yemeğimi bitirmeye koyuldum.
Masadan kalktığımda telefonumu mutfakta unuttuğum aklıma gelerek mutfağa yöneldim. Tezgâhın üstünde telefonumu bulunca çocuklar gibi buldum buldum diye bağırasım geldi. Tam 32 diş sırıtmış bir şekilde arkamı döndüğümde onla çarpıştık ben sendeleyerek arkaya doğru düşerken piskopat kardeş beni belimden kavramıştı. Üç olmuştu yine karşılaşmıştım o gözlerle. Koyuydular,derindi gözleri
Kahverenginin tonlarını barındırıyodu..-Daldın bakıyorum
-EfendimMira kendine gel diyen kesinlikle iç sesimdi. Ben yavaşca doğrulmaya çabalarken piskopat kardeş belimdeki elini dahada saldı yüzü gittikçe yaklaşıyodu benim "napiyosun lan"dememle mutfağın tezgahına yaslanmış eli dudaklarımı örttü
-Şşh! Duyacaklar
Yine o gülümseme.. Dudakları yavaşca kulağıma gittiğinde çırpınışlarım anlamsız kaldı dudakları yukari çıktıkça yaklaşıyodu sıcak nefesini tenimde hissedebiliyordum. Ben mırıldanmaya başlayınca bedeninin daha da vücuduma yaklaştırdı dudaklarını kulağıma getirip fısıldadı
-Tanışamadık
Bense ecelimden kaçırdığım gözlerimi tekrar o alaycı gözlere diktim..
Dudaklarıyla kulağımın kenarını ısırmaya başlayınca ağzımdan küçük bir inilti çıktı. Kulağımdan uzaklaşarak beni doğrulttu.
"Şimdilik bu kadar yeter nasıl olsa altımda inliyecegîn günler çok yakın"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
En Güzel Hikayem
RomanceHani derdin ya 'umut tehlikelidir,insanı deli bile edebilir' ben çok önceden anladım seni umut etmenin delilik olduğunu ama sen mucizelere inanmamı sağlayan adam öyle bir zamanda girdin ki şu kalbime öyle kusursuz bir cinayet işledin ki yaşama se...