Revival

2.Bölüm

"Dostum ne yaptın sen?" Niall söylene söylene yanımıza gelip Louis'in diğer koluna girdiği için üzerimdeki yük kalkmıştı. Niall Louis'i odasına götürürken ben de gitmek adına kapıya ilerledim.

"Hey."

Bu sesin Zayn'e ait olduğuna adım gibi emindim. Yavaşça arkamı döndüğümde ellerini ceplerine koymuş bana bakıyordu.

"Bu saatte gitmene izin veremeyiz, içeri gel."

Aslında haklıydı. Gecenin bu saatinde dışarı çıkmaya korkardım. Başımı hafifçe sallayarak salona doğru ilerledim. Niall'ın yardımına Liam da katılmıştı. Harry ise bizimle birlikte içeri gelmişti.

"Kahve ister misin?" Niall'ın sorduğu soruya hala şaşkınlığımı üzerimden atamadığım için başımı sallamakla yetindim.

"Konuşamıyor musun?" Harry'e bakarak başımı sağa - sola salladım, ancak kendimde hala konuşacak gücü bulamıyordum.

"Pekala, çocuklar size de kahve getireceğim." Niall diğerlerine bakarak konuşmuştu. Louis ile göz göze gelince bana kocaman bir gülümseme bahşetti, bende karşılığında sadece tebessüm ettim. Hey! İdollerimin evindeyim! Hemen şoktan çıkmamı beklemeyin!

Niall birkaç dakika sonra elindeki kupalarla geldiğinde teşekkür edip birini aldım. Kahvemi yudumlarken ara ara gördüğüme inanamadığım idollerime bakıyordum. Hala rüyadaymışım gibi geliyordu.

"Louis'i buraya kadar getirdiğin için çok teşekkür ederiz. Telefonuna ulaşamadığımız için onu bir türlü bulamadık."

"Rica ederim. Sevdiğim bir grupsunuz. Sizinle de tanışmış oldum." dedim gülümseyerek. Ancak çılgın bir hayran olduğumu söylemedim, bilirsiniz herkes çılgın hayranlardan korkardı.

"Bizde seni tanıdığımıza sevindik." dedi Liam Louis'i ayıltmaya çalışırken.

"Kızar diye içmesini durdurmaya çalışmadım. Neden bu kadar içti bilmiyorum."

"Sevgilisiyle kavga etti." diye konuşmaya katıldı Harry. Çok kurcalamak istemediğim için kısa bir cevap verdim.

"Anladım."

"Biraz kendinden bahsetsene."

Zayn'in dediğine karşılık boğazımı temizleyip konuşmaya başladım.

"17 yaşındayım ve okuyorum. Bunun yanı sıra barda çalışarak para kazanıyorum. Zaten Louis'i de orada gördüm."

"Haa evet orada gördüm." Louis gözleri kapalı bir şekilde zorla konuştuğunda hafifçe kıkırdadım. Şuan gerçekten çok komik görünüyordu.

Çocuklarla en fazla iki saat konuşmuştuk. Sonra evime gitmek isteyip kalktığımda Zayn beni evime bırakmak istemişti. Bende onu kırmayıp kabul etmiştim.

"Teşekkür ederim." deyip arabadan indiğimde gülümseyerek "Önemli değil. Görüşürüz." deyip bana el sallamıştı. Şuan mutluluktan uçuyordum. Zayn Malik bana 'görüşürüz' demişti!

Zayn gaza basıp evimin önünden uzaklaştığında içeri girmek için çantamdan anahtarlarımı aldım. Kapıyı açtığımda ise hem sinirli hem de meraklı bir şekilde bana bakan arkadaşlarımla karşılaştım.

***

"Haha, Erin son zamanlarda iyice saçmalamaya başladın." Jeffrey'e öldürücü bakışlarımdan birini atıp gözlerimi devirdim, neden inanmıyorlardı ki?

"Size yemin ederim onların evine gittim, hatta beni buraya Zayn bıraktı." Melanie, Emily ve Rachel'a kısa bir bakış atıp bana döndü.

"Sen neyden bahsettiğinin farkında mısın Erin?" Ellerimi havaya kaldırıp derin bir nefes aldım.

"İnanmazsanız inanmayın bana ne ya!" Ayağa kalktım ve günün yorgunluğuyla yavaş yavaş odama doğru yürüdüm. Odamın kapısını açıp içeri girdim, pijamalarımı giydikten sonra duvardaki büyük boy One Direction posterime öpücük attım. Rahat yatağıma uzanıp pikeyi üzerime çektim ve bugünü gözden geçirdim, Louis Tomlinson'la karşılaşmıştım, grup evine gitmiştim, beni evime Zayn Malik bırakmıştı. Hayallerimi gerçekleştirmiştim resmen. Gözlerimi yumup iyi rüyalar görmeyi diledim.