Multimedia; EMRE
Üniversite sınavım çok iyi geçmişti. Umarım istediğim okulu kazanırım. Soruları düşünürken annemin beni kapıda beklediğini gördüm. Koşarak yanına gidip ona sarıldım.
"Anne, çok iyi geçti"
"Senin başaracağını biliyorum, yavrum benim."
Ondan ayrılıp arabaya doğru yürümeye başladık.
"Şimdi, Cerenciğim güzel bir yemeği hakettin."
"Yani diyetimi bozayım mı? Hmm eğer iskender ısmarlayacaksan buna değer."
Deyip kıkırdadım."Değer değer. Hadi"
Deyip otoparkta park edilmiş arabaya bindik. Babamın vefatından sonra İzmir'den ayrılıp annemin memleketine Kıbrıs Lefkoşa'ya taşındık. Benim burada daha iyi bir eğitim alacağımı söylüyordu. Ve şimdi bakıyorumda haksız değilmiş. Annem avukat bende onun gibi olmak istiyorum. Babam polisti Arif Mirza Bir çatışmada şehid olmuştu.
Aklımdan geçmişimi İzmir'i düşünürken araba birden bir çukurdan geçti ve sarsıntı benim kendime gelmemi sağladı. Kulaklığımı takıp müzik dinlemeye başladım.
Biraz geçtikten sonra lokanta'ya gelmiştik. Annem Dacia arabasını çok seviyordu. Park yeri bulunca dikkatlice park edip indi. Lokanta güzel bir yerdi. İçeri girdiğimizde hemen oturup siparişleri verdik. Yan masadaki kadın annemin arkadaşı olmalı ki yanımıza gelip
"Gülden, nasılsın arkadaşım" deyip anneme sarıldı. Bense sadece tabağımla ilgileniyordum. Her güzel şey biter. İskenderimde bitmişti. Arabaya bindik. Anneme dönüp"Hadi eve gidelim hem nasılsa izinlisin film falan izleriz"
"Tamam gidelim. Ha bu arada Ferhunde ablayla Emine'de bugün izinli yani yemek işi sana kaldı Cerenciğim"
"Anne kusmak istemiyorsan bence sen yap"
Deyip kıkırdaştık. Eve geldiğimizde annem arabayı garaja çekip indik. Bahçeden evin ön kapısına geldik annem tam kapıyı açıyordu ki kapının açık olduğunu farketti. Kapıyı biraz daha aralayıp içeri baktı. Bende onun arkasındaydım. Annem kapıyı açıp salona baktı ve hemen bağırmaya başladı.
"Kimsin sen!" Sesi çok yüksek çıkmıştı. Hemen içeri daldım salona baktığımda bir tane adam koltuğa oturmuş elindeki silaha susturucuyu takıyordu.
Anneme baktım. Sanki adamı tanımış gibi bakıyordu. Yutkunduktan sonra konuşmaya başladı.
"Yusuf."
Adam susturucuyu takıp annemin yüzüne baktı. Kot pantolon siyah ceket ve siyah deri eldivenlerle çok korkunç görünüyordu. Orta yaşlı bir adamdı. Gözleri annemden bana kaydı. Bakışları keskin bir jilet gibiydi sanki. Birden sessizliği bozup hırıltılı bir sesle konuşmaya başladı.
"Avukat Gülden Hanım." Biraz duraksadıktan sonra devam etti.
"Bak senin kızın yanında ama ben senin yüzünden 1 senedir ne karımı ne kızımı görebiliyorum"Annem korkmuş gibiydi. Gözleri adamın elindeki silahındaydı. Sesi titrerken konuşmaya başladı.
"Yusuf sen hastaneden nasıl çıktın. Tamam, tamam şimdi o silahı bırak ben sana yardım edeceğim tamam mı"
Adam büyük bir kahkaha attı.
"O akıl hastanesine senin yüzünden girdim avukat. Bana yaşattıklarını yaşayacaksın."Gözlerim faltaşı gibi açılmış onları izliyordum. Annem yavaş adımlarla adama yaklaşıyordu. Annem bir tane daha adım attı ve adam silahı annemin kalbine doğru tuttu. Korkudan konuşamıyordum. Güçlükle ağızımdan 'anne' kelimesini çıkarabildim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÜMÜŞ (KARI-KOCA)
Любовные романыNefretle başlayan bir evlilikten daha kötü ne olabilir. Ceren'in hikayside böyle başladı. Evlilikten daha kötü ne olabilirdi. İşte bütün cevap onların hikayesinde. Sigarasından bir duman alıp "GERDEK GECEMİZ BÖYLE OLSUN İSTEMEZDİM AMA BANA BAŞKA ÇAR...