-İTİRAF-

533 5 0
                                    

Multimedia;  Ceren

Gözlerimi tekrar açtığımda hastamedeydim. Başımda büyük bir ağrı vardı. Elimi tutanın kim olduğuna bakmak için kafamı çevirdim.
Emre.

"Korkuttun beni Ceren. İyimisin?"
Ne saçmalıyordu bu. Bana ne yaptığını bilmiyordu sanki. Baktığımda elbisem çıkmış üzerimde erkek pijamaları vardı. Üstümü kim değiştirmişti. Yatakta biraz doğruldum. Elimi ondan sertçe çekip "dokuma bana" diye bağırdım.

Şaşkın gözleriyle bana bakarken bende iyice yatakta doğrulup oturdum.

"Ceren bak, ben böyle olsun istemedim. Senide diğerleri gibi paramın peşinde olduğunu düşünüyordum. Eğer senin yerinde başka biri olsaydı benimle... benimle o an yatağa gelirdi ama sen ya..."

Lafını bölüp sinirle

"Ne diyorsun sen. Ne sende nede senin paranda gözüm yok. Eğer seninle evleneceğimi düşünüyorsan."

Konuşurken istemsizce gözümden bir damla yaş düştü. Baş parmağını yanağımda gezdirip yaşı sildi.

"Merak etme, ben sana bundan sonra bir şey yapmayacağım. İsteseydim zaten dün akşam sen baygınken neyse... üzerini ben değiştirdim. Hastaneye o kısacık elbiseyle gelmeni istemezdim."

Gözlerim fal taşı gibi açılmış onun söylediklerinin şokuyla donakalmıştım.

"Dur biraz sen mi değiştirdin üzerimi?"

Tam bir şey deyecekti içeri teyzemle eniştem girdi. Teyzem gelip başımdaki yaraya baktı.

"Ahh be teyzeciğim biraz dikkat etsene yuvarlanmışsın lokantanın merdivenlerinden"

Demek ki Emre teyzemlere böyle demişti. Bende gerçeği söyleyemezdim. Utanırdım.

"Bir anlık dikkatsizlik işte teyze, olsun iyiyim ben" deyip geçiştirdim.

Saate baktığımda sabah sekiz buçuktu. Bütün gece baygındım. Teyzem nefessiz konuşuyordu.

"Çok korktum Ceren. Emre hemen bizi arayıp durumu anlattı. Hastaneye nasıl geldiğimi bilmiyorum. Emre bizi eve yolladı. Bütün gece başında bekledi. Dikkatsizliğin yüzünden ciddi bir şey geçirseydin.. Ne olurdu bilmiyorum."

En sonunda teyzem susmuştu. Emre bütün gece başımda beklemiş! Yaptıklarını asla unutmayacaktım. Kendini bir şey sanan sırf parası var diye... Neyse ben bu düşüncelerde boğulurken Emre hastane işlerini halletmiş bizi kapıda bekliyordu.

Emre gelince teyzem lafa girdi.
" Canım, biraz kaynanam çocukları eve getirecek zaten başın ağrıyor bizim evde daha kötü olsun. Susturamam onları. Emreyle konuştuk. Başın geçene kadar sözlünün evinde kalsan iyi olacak"

Teyzem bir şey bilmiyordu tabi. Haklıydı. Ulaş'la Ufuk ağıran başımı daha çok ağırıtır beni acıdan öldürürlerdi. Aldığım serumlardan ilaçlardan zaten ayakta zor duruyordum. Birde şimdi baş dönmesi eklenmişti. İçimden 'hayır beni Emre'yle yollamayın' diye haykırıyordum. Fakat acım her şeyin üstüne çıkıyordu. Bir şey demedim.

Emre beni kolumdan tutup arabasına bindirdi. Kendide şoför koltuğuna yerleşti. Hastaneden çıktık. Emre'nin evime giden yola saptık. Sessizdim. Pencereden dışarda çiseleyen yağmuru izliyordum. Sessizliği bozup yumuşak bir sesle Emre konuşmaya başladı

"Dün akşam için özür dilerim. Benimle gelmezsin diye düşünmüştüm."

Bende gözlerimi dışardan ayırmadan alçak bir sesle konuştum

"Gelmeyecektim. Sadece artık teyzemin yanında sıhıntı olmaktan bıktım. Ona hep sorun çıkardım galba."

"Anlıyorum. Sana bin defada olsa söyleyeceğim bir daha öyle bir şey yapmayacağım sana söz veriyorum."

"Emre ben hep birine aşık olup evlenmeyi düşündüm"
Sesim titriyordu. Ama yinede söyleyecektim.
"Seni ilk gördüğümde senden etkilendim. Ama bana balkonda söylediklerin, sonrasında olanlar... Benim diğer kızlar gibi para göz olduğumu düşünme. Sakın!"

Deyip derin bir nefes aldım. Söylediklerimi biraz düşünmüş olacak ki oda hemen cevap vermedi. Daha sonra gözlerini yoldan ayırıp bana baktı.

"Beni şimdiye kadar seven bir kız tanımıyorum. Beni değil paramı seviyorlardı. Bu olaylar ister istemez beni değiştirdi. Ta ki  altı ay önce sen Serdar'lara taşınana kadar. Öyle masum bir güzelliğin var ki..."

Bu söyledikleri beni çok şaşırtmıştı. Ona şaşkın gözlerle bakarken birden frene asıldı ve durdu. Baktığımda eve gelmiştik bile.

Bir şey söylemeden zar zor arabadan indim. Birden başımın dönmesiyle elimi sertçe arabanın kaputuna koydum. Emre yanıma gelip

"Bu böyle olmayacak" demesiyle beni kucağına alması bir oldu.

Şaşkın gözlerle ona baktım. Ve bir anlık tereddütten sonra kollarımı boynuna dolamak istedim ama, hayır yapmadım.

Evin ön kapısına geldiğimizde
"Emre bırakabilirsin, sağol" deyip kucağından indim. Oda anahtarı çıkarıp kapıyı açtı. İçeri girdim. Kapının yan tarafında dün akşam giyidiğim ayakkablar merdivenlerin önündede başımı çarptığım yeri gördüm. Biraz kan vardı. Yutkundum. Emre benim kana baktığımı fark edince

"Hadi gel yat uyu sen" dedi. Bende onaylarcasına başımı salladım. Emre koluma girdi ve merdivenleri teker teker çıktık. Üçü kata gelmiştik. Duvarlar koyu yeşil renkteydi ve koridor bomboştu. Beni bir odaya soktu. Muhtemelen onun odasıydı. Yatağının bulunduğu duvar siyah diğerleri gri renkteydi. Yatak odanın duvarlarıyla uyum içindeydi başlığı gri yorgan ve yastıklar siyahtı. Aynalı bir gardolap odanın bir duvarını işkal etmişti. Diğer tarafta büyük bir pencere vardı. Çok güzeldi.

"Ceren burası benim odam burada dinlen sen" deyip beni yatağa yatırdı. Saate baktığında
"Oo saat 10 olmuş. Sen uyu bende öğle yemeğini hazırlamaya başlayayım. Öğlende içilecek ilaçın var."

Bir dakika Emre az önce yemek yapıcam demişti. Şaşkın gözlerle yatağa oturup Emre'ye baktım.
Üzerinde dün gece giydiği kıyafetler dağılmış saçları, altları uykusuzluktan morarmış koyu kahve gözleriyle çok güzeldi.

"Sen yemek mi yapacaksın?"

"Unuttun mu aşçıyım ben." deyip gülümsedi. "Duşa gireyim şimdi sonra yapacağım sende uyu hadi"
Deyip odadan çıktı.

Yorganı kaldırıp altına girdim. Yastığı aynı onun gibi kokuyordu. Saçlarımı geriye atıp biraz uyumaya çalıştım ki şuanda da yapılması gereken en iyi şey buydu.

Saat kaç bilmiyordum ama baya uyumuş olmalıydım. Gözlerimi açmadan tekrar uyumaya çalışırken birden odanın kapısı açıldı. Emre içeri girmiş olmalıydı. Biraz bekledi daha sonra yorganın üstüne uzanıp kafamı koltuğunun altına aldı. Ben yarı uyur yarı uyanık halde uyuyor numarası yaparken o konuşmaya başladı.

"Beni duymuyorsun. Uyuyorsun. Bunun rahatlığıyla konuşmak istiyorum." deyip kıkırdadı.
"Şunu itiraf edeyim dün gece ne yaptığımdan emin değildim. Sen düşmeseydin bile sana kötü bir şey yapacak değildim. Sadece korkutmak istedim. Çünkü ilk defa... aslında sen buraya geldiğinden beri seni düşünüyorum. Ama elimde değil diğer kızların yaptıkları öyle zoruma gitti ki. Ama merak etme kocan olacak adam yani ben, şimdiye kadar kimseyle birlikte olmadı. Ben aslında soyadımı alacak bir kız çıkmaz diye düşünüyordum. Fakat sen... Benden korkuyorsun. Biliyorum. Herşey çok hızlı gidiyor bununda farkındayım ama, seni bana çeken bir şey var Ceren. Beni çok sev buna ihtiyacım var."

İnşallah beğenirsiniz :))

GÜMÜŞ  (KARI-KOCA)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin