Ertesi gün tüm eşyalarımızı toplayarak evden kaçtık. Zaten anne ve babamız yoktu. Kendimiz okuldan sonra farlı yerlerde çalışarak geçiniyorduk. Okulda Murat'ı yaraladığımız için bizi karakola götürmeye geliceklerdi. Ama biz kaçarak saklanmayı ve intikamımızı aldıktan sonra müebbet yatmayı göze almıştık. Serdar'ın ve benim birikmiş paralarımız vardı ama birleştirdiğimizde bu para bizi ancak 4 ay geçindirebilirdi ki 4 ay oldukça uzun bir süreydi. Zaten artık okula gidemiycektik. Murat' ın bizi bulacağını biliyorduk. Onu herkesin önünde döverek ve bıçaklayarak çok kızdırmıştık ve bizi öldürmeden rahat etmeyeceğini biliyorduk. Ellerimizde bavul sırtımızda çanta nerdeyse bütün şehri dolaştık ve sonunda fazla harabe olmayan ama terk edilmiş bi ev bulduk. Serdar sırt çantasından bıçağını çıkardı ve içeriyi kontrol edeceğini söyledi. Bende kafamı sallayarak çevreyi incelemeye başladım. Genellikle 1 veya 2 katlı evler vardı ama boyasız ve sıvası yer yer dökülmüş duvarlardan buranın kenar mahallelerden biri olduğunu tahmin etmek hiçte zor değildi. çevremi incelemeye devam ederken bulduğumuz harabenin kapısından ayyaş ve yaşlı bir adam koşarak çıktı ve küfürler yağdırarak mahallenin çıkışına ilerledi. Hemen ardından Serdar sırıtarak elindeki bıçağı işaret etti ve "Ona burayı terk etmesini rica ettim ve o da memnuniyetle bu isteğimi yerine getirdi." Dedikten sonra birlikte kahkaha attık ve içeriye geçtik. Tek katlıydı. Kırık camlar ve kirli duvarlar haricinde güzel bir yerdi. Yani bizi 4 ay idare edebilicek kadar iyi durumdaydı. Odaları inceledikten sonra işimize yarayacak 1 tane yatak süngeri ve kirli bir battaniye bulduk. Şimdilik bunlarla idare edecektik artık. Temiz birşeyler almak için fazlasıyla paramızı vardı zaten. Mp3 ümü aldım ve sırtımı duvara yaslayarak müzik dinlemeye başladım. Serdar' da çantasına koyduğu kesici aletleri inceliyordu. Bu şekilde oyalanarak havanın karamasını izlemeye başladık.
Gece saat 1e gelirken kapıdan pat pat sesler geliyordu. Zor zahmet sığdığımız süngerden hızlıca kalktık ve dinlemeye çalıştık. Birisi kapıyı açmaya çalışıyordu. Daha sonra ses birden durdu. Kırık camlar sayesinde evin etrafında dolaştığını rahatlıkla duyabiliyorduk. Bizim kaldığımız odadın camı tamamen kırıktı ve sanırım şuan ordan girmeye çalışıyordu. Serdar sessizce çantayı açtı ve içinden kocaman iki bıçak çıkarttı. Birini hızlıca benim elime tutuşturdu ve işaret parmağını dudağına getirerek sessiz olmamı söyledi. Adım sesleri bizim olduğumuz odaya yaklaşırken duvara yaslanmış bir şekilde girmesini bekliyorduk. Öyle de oldu elindeki bira şişesiyle sallana sallana odaya girdi. Adam iri ve uzun görünüyordu. Serdar bıçağıyla adamın sırtına doğru ilerlerken adam bizi fark etti ve elindeki şişeyi Serdar a doğru savurdu. Şişe Serdar ın kafasına gelip parçalanırken Serdar kafasını tutarak acı içinde yere yığılmıştı. Bana doğru hızlıca gelmeye başladığında ensesinden tutarak bıçağı karnına sapladım. Elime sıcak kan akmaya başladığında adam yavaş yavaş eğilip yere düştü. Bu sırada Serdar da yerden aldığı kırık şişeyi adamın gözüne sapladı. Hâlâ yerde can çekişmekte olan adam son kez bağırmıştı. Serdar bunla yetinmeyip kırık şişeyle ard arda adamın kafasına vurmaya başladı. Al sende yap çok zevkli derken elindeki kanlı şişeyi bana doğru uzattı. Tereddüt etmeden aldım ve Serdar ın yaptığı gibi ucu sipsivri olan camla adamın kafatasını ezmeye başladım. Bütün hıncımla sert ve hızlı bir şekilde adama vururken elimin altında ezilen beyin parçacıklarını hissedebiliyordum. Bu his beni gülümsetmişti. Yorgun bir şekilde ayağa kalkıp elimdeki şişeyi duvara fırlattım ve gülümseyerek kardeşime baktım. O da gülümsedikten sonra yanıma gelip bana sıkıca sarıldı. Şimdi ikimizde yerde yatan ölü adama bakıyorduk.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sadist İkizler
Paranormalİkilzer intikam için geliyor. Artık kaçmaktan başka çare yok.