Bölüm 4

34 8 2
                                    

Çevremdeki sesleri yarım yamalak duymaya başlamıştım.Ama gözlerimi açmak istemiyordum.Sesler biraz daha netleşince fark ettim ki bu ses Orkun Hoca ya aitti.Ve sanırım kendi kendine konuşuyordu.''Benim yüzümden,benim yüzümden''şeklinde sayıklarken birden''LANET OLSUN''diye kükredi bende korkuyla beraber gözlerimi birden açtım.Orkun Hoca gözlerimin açık olduğunu görünce hemen yanıma gelip yüzümü avuçları arasına aldı ve ''şükürler olsun uyandın''dedi.Bense''Neler oluyor genelde uykumu alınca hep uyanırım ve uyanmama kimse bu kadar sevinmemişti''dedim.Gözlerini devirerek ''Daha önce bir hafta boyunca deliksiz uyumamış olduğundan sevinen olmamıştır''dedi.Ben onu umursamadan etrafa bakarken jeton birden düştü ve''Ne bir hafta boyunca uyudum mu ?

-''Evet,küçük hanım beyin travması geçirdin ve bir hafta uyutuldun ,ayrıca görünce şaşırma diye söylüyorum karnında biraz morluklar ve çürümeler var.''

+Ah!Kimin yüzünden acaba üç katım büyüklüğünde bir adamla dövüşüyorum ve sadece çürüklerle kurtulduysam ne mutlu bana ben kaburgalarımın kırılmasını bekliyordum ki sizin amacınız da öyleydi sanırım, o zaman bir tavsiye vereyim kemiklerimi kırmak istiyorsanız beş katım büyüklüğünde biri ile dövüştür!''diye içimdeki nefreti kusarken onun gözlerinde yalnızca iki duygu geçiyordu.Hüzün ve pişmanlık... Benim sözümün bittiğini fark edince kendisi konuşmaya başladı.''Bunun için cidden özür dilerim.Biliyorum özürüm bir şey değiştirmeyecek ama özür dilemekten başka elimden bir şey gelmiyor'' dedi.Bense yalnızca ona bakmakla yetindim.

Orkun'un Ağzından

Diğer çocukların dövüşlerini izlerken Beren'in ikinci kez inlemesi ile ona doğru döndüm ve gördüğüm şey ile gözlerimi defalarca kırptım ve hareket etmeye başladım.Gördüğüm şey ne miydi?Beren havada uçuyordu aptal ben ise şaşkınlığımı atıp ''BEREN'' diye kükredim ama Beren çoktan yeri boylamıştı.Hemen yanına gidip kafasını dizlerime koydum ve ambulansı aramaları için bağırmaya başladım.Aslında kendi arabam ile götürebilirdim ama başı kanıyordu ve ben telaşla ikinci bir kazaya sebep olabilirdim.Yaklaşık üç dakika sonra ambulans geldi ve Beren'i hastahane ye götürdü.Evet yalnızca Beren gitti,ben gitmedim çünkü halletmem gereken bir şey vardı. Beren'e tekme atan çocuğun yanına sinirle geçtim ve ardı ardına yumruklarımı sıralamaya başladı.Beren'e attığı attığı tekmenin aynısını ona attım ve aynen Beren gibi yeri boyladı.Ve bağırmaya başladım''Hemen bunun kaydını silin ve salondan çıkarın''diye emirler verdim.

........

Hastahaneye geleli yarım saat olmuştu.Beren ameliyata alınmıştı.Ve girdiğinden bu yana hiçbir doktor veya hemşire bir bilgi vermemişti.Yeterince gergin olan ben bu belirsizliğe daha fazla dayanamayıp birine patlayacaktım,çok az kalmıştı.Sabır dileyip beklemeye başladım.Tamı tamına bir saat geçmişti ve artık dayanamıyordum,ki bu kadar dayanabilmem bile bir mucize idi.Ameliyathane nin kapısına peşi sıra yumruklarımı indirmeye başladım.Çok geçmeden aksi yüzlü bir doktor kapıda belirdi ve''Bana bak genç adam sevgilinin iyi olmasını istiyorsan ,aptal gibi davranıp içerideki doktorların dikkatlerini dağıtma''demişti.Bana cevap verme fırsatı vermeden tekrar içeri girdi.Bende yumruklarımı sıkarak kalktığım koltuğa tekrar oturdum ve o doktor bozuntusunun dediğini yaparak sakince bekledim.Aşağı-yukarı yirmi, yirmi beş dakika geçtikten sonra Beren'i o lanet odadan çıkardılar ve yoğun bakıma aldılar.Karşıma dikilen bir doktor vardı ve bir şeyler geveliyordu.Evet geveliyordu diyorum çünkü dikkatim tamamıyla Beren'in solgun ve tükenmiş gibi olan bedenindeydi.Benim kendisini dinlemediğimi fark eden doktor dikkatimi kendisine çekmek için elini omzuma koydu ve konuşmaya başladı.''Hastamız zorlu bir ameliyattan çıktı,ciddi bir iç kanamaya saptadık ve ne mutlu ki kanamayı kontrol altına aldık.İyileşme süresini hızlandırmak amacıyla iki hafta boyunca uyutacağız şimdilik başka bir şey yok.Geçmiş olsun''deyip yanımdan ayrıldı.Benim içinse iki haftalık zorlu bir süreç vardı.Şükürler olsun ki şuan hayati bir durum yoktu fakat yinede bekleyiş zorlu geçecekti.Çünkü uyanınca vereceği tepkileri merak ediyordum,daha kötüsü iki hafta boyunca onun sesini duyamayacaktım.Bunları düşünürken son dediğim aklıma takılmıştı.Neden onu önemsiyordum,ne için o çocuğu dövmüştüm?Beren kimdi ,neyim oluyordu ve en önemlisi ona ihtiyacım var mıydı? Ah! Tabi ki yoktu.Ayrıca henüz onun hakkında hiçbir şey bilmiyordum.Hatta bu saçma düşüncelerin sebebini de fark ettim.Kesinlikle ona acıyordum.Acınası,savunmasız küçük bir kız çocuğu idi Beren.Suçum vardı kabul ediyordum,o manda boyutlarındaki çocuk ile onu karşı karşıya getirmemeliydim.

............

Tam bir hafta geçmişti ve ben her gün aynı şeyleri düşünüyordum.Yine iç sesimle savaşmaya başlamışken Beren'in kaldığı odaya telaş içerisinde iki doktor girdi.Bende camın önüne geçip olan biteni anlamaya çalışıyordum.Beş -altı dakika sonra doktor yanıma geldi ve ben hemen atladım''Ne oldu durumu kötüye mi gidiyor''gibi sorularımı doktora peşi sıra sorduktan sonra doktor benim lafımı kesip ''Sakin ol evlat Beren beklediğimizden de güçlü çıktı iki hafta uyutmamıza gerek kalmadı Beren kendini topladı ve uyanmaya başladı.Bir haftalık uyku küçük hanıma yetmiş''dedi ve tebessüm ederek yanımdan uzaklaştı.Verdiğim tek tepki sırıtmak olmuştu.

.............

Ve Beren üç saat içinde uyanmıştı.Kesinlikle bir haftalık uyku ona fazla bile gelmiş.Neden mi? Küçük hanım hemen suçumu yüzüme vurup isyan etmeye başladı.Onun bu tepkisi çok yerinde olduğu için ben yalnızca ''Bunu için cidden özür dilerim.Biliyorum özürüm hiç bir şey değiştirmeyecek ama elimden özür dilemekten başka hiçbir şey gelmiyor.'' deyince öylece suratıma baktı.O bu şekilde bana bakarken bende aynı şekilde ona bakıyordum.Bu bakışmayı bölen içeriye giren bir doktor olmuştu. Beren'e kendini nasıl hissettiğini dair sorular sormaya başladı.Beren ise kendini iyi hissettiğini yalnızca biraz ağrısının olduğunu söyledi.Bunu üzerine doktor bir kaç ilaç yazıp ''İstediğiniz zaman çıkışınızı yapabilirsiniz ,tekrar geçmiş olsun''deyip çıktı.Beren hemen çıkmak istiyorum diye atılınca bende çıkış işlemlerini yapmak için odadan ayrıldım.

Beren'in Ağzından

Orkun Hoca odadan çıktıktan iki dakika geçmeden odanın kapısı aniden açıldı ve adımını atar atmaz konuşmaya başladı.Tabi ki gelen Aydeniz idi.Ve taramalı bir tüfek gibi ard arda hı kesmeden konuştu.Susmayacağını anlayınca kelimelerini ağzına tıktım.Kısa ve öz bir cevap verdim''Aydeniz sakin ol,iyiyim hatta birazdan çıkıyorum hastahaneden ''dedim ve minik bir tebessüm ettim.Biz Aydeniz ile konuşurken odaya Orkun Hoca girdi, çıkış işlemlerini hallettiğini söyledi ve benim yanıma geldi,koluma girip kalkmama yardımcı oldu biz bu şekilde ilerlemeye başlayınca Aydeniz kaş göz işareti yapıyordu.Ben ise yalnızca göz devirmek ile yetindim.Aslında Orkun Hoca olmasaydı kesinlikle dil çıkarmayı ihmal etmezdim ama hayır ben olgun(!)bir kızım.Hastahane kapısına vardığımızda dışarıda siyah bir jeep duruyordu. Aydeniz'in neredeyse ağzının suyu akıyordu ama ben pek umursamamıştım.Tek şaşırdığım spor hocalarının bu kadar para kazanıyor olmasıydı yada olası bir ihtimal bu araba çalıntı bir arabaydı.Yine derin düşüncelere dalmışken kolumda sıkıca bir el hissetmemle kendimi arabada bulmam bir oldu.Ayrıca Aydeniz de hastahanede kalmıştı.Az önce olgun(!)bir kızım dediğimi unutun çünkü bir kaç saniye sonra çirkef olacağım 3-2-1! ''Ulan!Sen kimsin de beni alıp bir yere götürebiliyorsun? Hangi vasıfla?'' Ben böyle boğazlarım yırtılırcasına bağırırken o hızını arttırarak yola devam ediyordu.Aptal sinirin bu şekilde bastırmak istiyordu.''Oof Oof''diye iç çekerken bir anda bana döndü ve ''O düşük çeneni bir daha açarsan hiç iyi şeyler olmayacak''diye tısladı.Aslında inat edip daha çok konuşacaktım çünkü hayatımda ''tek bir kural vardı o da kuralsızlıktı''fakat gözlerindeki o kararlılığı çok net bir şekilde görmüştüm.Bile bile de lades yapmanın anlamı yoktu sonuçta.Bende bu yüzden oturduğum koltuğa iyice sindim.Üç dakika gibi bir süre geçtikten sonra ormanın derinliklerinde yer olan ıssız bir dağ evine gelmiştik.O araban indi ve evin önünde beklemeye başladı sanırım benim gelmemi bekliyordu.Benim inmeyeceğimi anlayınca kapımı açtı ve kolumdan tutup eve doğru sürüklemeye başladı.Ben de dayanamayıp tekrar sormaya başladım.''Beni niye buraya getirdin''diye aynı şeyleri sorarken o yine ve yine cevap vermiyordu. E tabi sonuçta bende iyice delirdim elinden kurtulup yerde bulduğum taşları alabildiğim kadar aldım ve evin camlarına doğru atmaya başladım,bir tanesini de onun kafasına doğru attım ama o eğilip kurtuldu ve hızla yanıma doğru geldi bileklerimi sıkıca tuttu ve ''Seni buraya getirdim''dedi bende tek kaşımı kaldırıp ona bakmaya başladım o ise devam etti''Çünkü sana karşı ........


Beşinci bölüm şuan yazılmış durumda fakat yeni bölümü gelen votelere göre ekleyeceğim :)


Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Sep 20, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

PARTİ TESADÜFÜHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin