1. BÖLÜM

39 3 2
                                    

Gözlerimi kar yağan havayla açtım. Bir kaç saniye sonra yatak dan doğrulup oturdum. Etrafa göz gezdirdim,  odamın beyaz duvarlarından gözlerimi çekip baş ucumdaki saate baktım, saat sekize geliyordu. Ayağa kalkıp odamın banyosuna doğru yürümeye başladım.

Banyoya girip işimi haletikten sonra üstümü giyinmeye başladım. Üstüme siyah boğazlı dar badi, altıma dar paça kot pantolonumu giyindim. Üstüme kalın, yeşil, uzun montumu, siyah kırmızı ipemsi atkımida takdım. Açık kahverengi saçlarımı topuz yaptım. Perçemlerini de düzeltikten son Aynaya baktım. Son olarak birşey eksikti, mavi gözlerime bakıp rimel sürdüm, tamam şimdi hazırdım.

Çantamı alıp kalem defter ve ödev dosyasınıda çantama da koyup, evin anahtarını alıp dışarı çıktım. Kapıyı kitleyip merdivenlere yöneldim.

Ben ünüversite öğrencisiyim, ben küçüken 3 aylıkken ateşli hastalığım sonucu sağar ve dilsiz olarak büyüdüm. Ama sesleri  duymayanlar için kulanınan işitme cihazı kullanıyorum. Annem ve babam ise on dokuz yaşım da vefat ettiler.

O zamanlar üniversite bire gidiyordum. Ailem vefat ettiğinde çok kötüydüm. Bana bakan olmamıştı. Ne annemlerin yakını ne de babamların yakını. Sonra Aylar boyunca evden çıkmamıştım.

Ama şimdi 23 yaşındayım ve kendi başımın çaresine baka biliyorum. Küçük lüks bir kafe de ayak işlerini yapıyordu. Bulaşık yıkayıp, akşama doğruda kafenin temizliğini yapıyordum.

Otobüs durağına yaklaştığımda, otobüs çoktan gelmişti. Hemen otobüse bindim. Otobüs kartını cihaza okutup en arka sıralara  yürümeye başladım. Aslın da otobüste fazla kişi yoktu.

Hemen arka sıralar boş olduğunu görünce oraya doğru yürüdüm. Oturdukdan sonra çantamdan telefonumu çıkarıp saate baktım.

Saat sekiz buçuktu, 10' da üniversite de olmam lazım dı. Telefonumu çantaya koyup, camdan dışarıyı izlemeye başladım. Hava hala kışın başlarında olmamız ramen çok soğuk ve kara bulutluydu.

Üç durak sonra indim. Ve yürümeye başladım. Etrafa baktığım zaman insanların konuşmaları, arabaların yoldan geçerken lastikten gelen sesleri, insanların telefonda konuşmalarına baktım. İnsanlar konuşup duya biliyorken, işitme cihazıyla duyuyorum.

Daha fazla düşünmemek için hızlı yürümeye başladım. Zaten hava soğük ve hafif kar yağıyordu. Otobüs durağına yakın olan okuluma doğru yürümeye başladım.

Okulumun bahçesinin içine girerek, okulun içine doğru yol aldım. Hızlı yüreyerek üniversiteye girdi. Girişten öğrenci okul kartımı okutum üst kata çıkmaya başladım. Ve anatomi sınıfına doğru yürüdüm. Ben radyoterapi okuyorum. Kemoterapi gören hastalara, tedavi sürecinde yardım etmek için,

Sınıfın içine girerek, merdivenlere doğru yürüdüm. Orta sıralara doğru yürüdüm, sıraya oturup, çantamdan telefonumu alıp. Saate baktığım zaman, saat ona gelmesine beş dakika vardı. Telefonumu çantaya atıp, çantamdan ödev dosyasını ve kalem ve not defteri çıkardım. Ve etrafıma baktığımda insanlar çoktan gelmeye başlamıştı. Gözlerimi insanlardan çekip, hocanın gelmesini bekledim.

Hocanın sınıfa girmesiyle, dikkatimi hocaya vedim..

"Evet arkadaşlar ders çıkışı ödev dosyalarınızı, masaya bırakırsınız."

Üniversite de pek arkadaşım yok, banu ve aslı diye, iki arkadaşlarım var, onlarda pek benimle konuşmazlar,  Ne bir ailem var, ne de bir arkadaşım var.

Dersin bitmesiyle herkes ödev dosyarını bırakıp, sıftan çıkmaya başladılar. Bende eşyalarımı çantamı koyup, ödev dosyasını elimde tutarak. Masaya doğru gelip, ödev dosyamı masaya bırakıp kapıya doğru yürümeye başladım.
Okuldan çıkıp, otobüs durağa gidip, otobüsün gelmesini bekledim.
  

Evimin anahtarını çantamdan çıkarıp evimin kapısını yavaşca açıp içeri girdim.  Odama geçip, üzerimi değiştirip Odadan çıkıp mutfağa girdim. Hemen hızlı yemek yemek için, ramen hazırlamaya başladım.

Yemeğimi çabucak yedikten sonra bilgisayarımın başına oturup okul ödevi tez hazırladım. Saatler sonra bitirdikten sonra bilgisayarın saatina baktı 6' ya geliyordu hem bilgisayarın başından kalkıp hazırlanmaya başladım. İşe gitmeme iki saat vardı yavaşca hazırlana bilirdim.

Evden çıkar çıkmaz hemen otobüse bindim. Geldiğim durak geldiğinde otobüsten inip yürümüye başladım. Çalıştığım kafenin arka kapısı olan mutfak kapısını açıp içeri girdim. 

Hemen üstümdeki montu askılağa asıp beyaz önlüğümü giydim. Saçlarımı topuz yapıp , perçemi mi serbest bırakıp ,hemen bulaşıkların yanına gittim.

Kafe yine doluydu ve bulaşıklar birikmeye başlamıstı hemen,
Kafenin müdürü kızgınlıkla mutfağa girdi. İçerde bir olay oldu galiba. Mutfaktaki çalışanlar ve ben pür dikkatle müdüre bakıyorduk. Müdür sinirle,

"İşinize dönün" kimse önemsemeyip işine devam ettiler, bende hemen bulaşıkları yıkamaya devam etim.

Çoğu yemekler kalmış, yemenmemiş yemekleri çöpe atıyorduk. Ve bu gercekten israf neyse ya bana ne , tabi müşterilerin cebinde paralar dolu.

Bulaşıkları yıkadıkça , garsonlar müşterilerin pis tabaklarını üst üste önüme koyuyorlardı ve  gerçekten bu bulaşık yıkamayı sevmiyorum ama zorundayım.
Ayakta durmaktan boynum ağrıdı.

Hafif kafamı arkaya atıp esnetmeye başladım. Ellerim sabunlu olduğu için elim tersiyle perçemlerimi arkaya atım.

Önimdeki plertform dan yani yemeklerin götürülmesi için bırakıldığı büyük tezgahtan müşterilere baktım. Herkez yemeklerini yiyip konuşuyorlardı.

•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°

MERHABA ARKADAŞLAR BU BENİM İLK KİTABIM. KİTABIMI NASIL BULDUNUZ, YORUMLARINIZI BEKLİYORUM. VE VOTE YAPARSANIZ ÇOK MUTLU OLURUM. HER ÇARŞAMBA BÖLÜM YAZMA ÇALIŞICAM.

İLAYDA YILMAZ

SESSİZ MAVİ KELEBEKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin