merhaba ben masal;
aslında benim hiç bir özelliğim yok herhangi bir hobimde yok ben umutsuzum. hayattan umudunu kaybetmiş ama ailesi yüzünden yaşamaya mahkum olan bir kız.
evet bir özelliğim varmış...
şu an 18 yaşındayım liseye gitmem gerekirken gitmiyorum uzaklaştırma aldım.
sebebi ise arkadaşlarımı kötü düşüncelere itmemmiş...
saçmalık.
ben sadece düşüncelerimi ortaya koyuyorum onları bunları yapın diye zorlamıyorum.
fazla depresif olduğumu söylüyorlar. doğru.
nedenini inanın bende bilmiyorum kendimi bildim bileli depresifimdir. ailem benim tam tersim cıvıl cıvıldır annem ve babam gerçekten birbirlerini seviyorlar. her yaz tatilinde farklı farklı yerlere gideriz ailem yazın nerdeyse eve veya otele gelmek bilmezler ben ise evden dışarıya çıkmam.
10 kez intihar girişiminde bulundum ama birisi bile başarı ile sonuçlanmadı ya öğretmenlerim yada ailem mutlaka beni kurtardı. aman ne büyük bir başarı...
rehabilitasyon merkezine götürmeyi teklif ettiler ben ise kabul etmedim ama bir daha intihar girişimine girmeyeceğime aileme söz verdim.
ama onlar bana inanmıyorlar,haklılar. o yüzden her dışarıya çıktıklarında mutlaka telefondan görüntülü konuşuyoruz veya tatile çıktığımızda yanımızda komşularımızdan biri mutlaka geliyor.
bugün ise o komşularımızdan birisinin kızı olan evrim ile buluşacağım. tabikide ben istemiyorum. ailem sosyalleşmem gerektiğimi düşünüyor. çok saçma, ben kendimle mutluyum.
restorana girdim ve gözlerimle evrimi aramaya başladım en sonunda bulunca yavaşça yanına gittim
evrimde çok konuşan bir kızdır asla susmak bilmez. bide bu kızın sevgilisi var inanabiliyormusunuz. tamam güzel kız olabilir ama çok konuşuyor.
çocuk geldiğimiz restoranda garsonluk yapıyor.
gerçi çocukta çok hızlı konuşuyor. ikisi de birbirini dengelemiş.
neyse gittim ben bunun yanına yine konuşmaya başladı. bir kere konuşma lütfen ya.
"ya masal biz canla kavga ettik. ne yapıcam inan bilmiyorum. bana yardım edermisin"
o kadara şey arasından ancak bu kadarını yakalayabildim.
"ne konuda? ne yapmamı bekliyorsun yani?"
"birazdan can buraya siparişlerimizi almaya gelecek ve sende benim siparişimi söyliceksin bende kulaklığımı takıp onu duymuyomuş gibi yapıcam tamam mı?"
"peki sıkıntı değil"
plana bakın ne kadar müthiş bir plan değil mi? tirip de son nokta.
çocuk bizim masaya doğru gelmeye başladı elinde küçük bir ekmek sepeti. tabi bizim akıllıda gördü bunun geldiğini taktı kulaklıklarını döndü pencereye.
can geldi yanımıza sepetin içinde gül yaprakları var döktü bunun başından aşağıya ve şiir okumaya başladı. tabi bizim kızda tık yok hala dışarıyı izliyor. salak.
can dizlerinin üzerine çöktü elinde de kırmızı bir kutu. ama bizim salak hala can'a doğru dönmedi.
can'da bozuldu "nesi var?" diye sordu bende evrime doğru eğilip kulaklıklarını çıkardım ve kulağına "evlilik teklifi ediyor galiba" dedim.
ilk önce can'a doğru döndü ve süzdü sonra duraksadı ardından bir hışımla yerinden kalkıp "evet" diye cırladı ve çocuğun boynuna sarıldı. tamam kabul güzel bir görüntüydü. açıkçası mutlu oldum.
bunlar yanlız kalsın diye ben evin yolunu tutmaya başladım.
odama gittim ve yatağa yatıp tavanı izlemeye başladım.
acaba benim hayatımda sürekli mutlu olmam için ne gerekli?
bir sevgili? yok canım hepsi salak ilk canım cicim,aşkım,böceğim sonra "lanet olsun seni tanıdığım güne salak herif." yok ya. bana göre değil sevgili işleri.
arkadaş? eninde sonunda arkadaşda üzüyor. dost edinmek için uzun yıllar harcamam gerekiyor oda bana göre değil.
ailem? onlar kendi halinde ben fazlalıkmışım gibi geliyor. yok onlarda değil. aslında biraz benimle oturup konuşsalar belkide mutlu olabilirim
belkide hiç mutlu olamıcam. belkide yanlız ölücem.
ağlamaya başladım, yanlız ölmek beni korkutuyordu. tamam yanlız mutlu olabilirim ama sadece şu anlık. ömrümün sonuna kadar yanlız olmak tabiki istemem.
yavaş yavaş masama doğru ilerledim ve çekmecedeki küçük jilet kutumdan kalemtıraş jileti aldım ardından koluma çizikler atmaya başladım. bu bir intihar değildi bu sadece "belkide acı çekersem diğer acılarımdan kurtulurum" yöntemimdi.
tam son çiziği atacaktım ki birden odaya annem girdi ve direk elimden jileti alıp bana sağlam bir tokat attı sonra ağlamaya başlayıp bana sarıldı.
"kendine yine zarar veriyorsun yeter artık masal en kısa zamanda bu yerden taşınıyoruz daha sakin bir yere gidicez sana şehir hayatı yaramıyor"
bir şey diyemedim. burdan taşınmayı istiyordum. belkide gerçekten kafa dinlemeye ihtiyacım vardır.
şu an anlatıklarıma göre beni muhtelemen gotik tipli bir kız zannettiniz fakat bu kadar ön yargılı olmayın. tam tersi ben dar kot pantolon ve tişört tarzında takılan bir kızım kışın ise kazaklarından vazgeçmeyen bir kız. saç rengim kumral ve göz rengim ela.
ayrıca kafaya dinlemeye ihtiyacı olan bir kız...

ŞİMDİ OKUDUĞUN
UMUTSUZ
Teen FictionHayattan hiç bir beklentisi olmayan bir kızın hikayesi... Kim bilir zaman içinde belkide umudunu bulur.