take

1K 81 58
                                    

Hansol//

Çalan zilin sesiyle kafamı tahtadan başka bir yere çevirdim, bu herhangi bir yer olabilirdi çünkü son zamanlarda kafayı benimle bozan Bayan Kim'in tüm ders beni izlemesi sonucu boynumu tahtaya bakan açının üzerinden hareket dahi ettirmemiştim. Ve bunu elli dakika boyunca sürdürmek zorunda kaldığım için omur iliklerim felç olmuş olabilirdi. Herneyse.

Elimi deftere attım ve sayfaya baktım, tarih sıkıcı bir dersti, fakat ezber yeteneğim kuvvetli olduğundandır belki, dersten her zaman geçiyordum. Sıkıcı olan bir şey daha vardı ki, Chan bizim sınıfa geldiği zamanlarda benim görmediğim sırada defterlerime kendisini sürekli hatırlamam için bir şeyler karalıyordu. Böyle bir şey yapması çok gereksizdi çünkü lanet olası ben istesem bile aklımdan çıkmıyordu.

Çok ders çalışmamın sebeplerinden biri de buydu aslında, sürekli onu hatırladığım için bir zaman sonra onunla asla arkadaşlık dışında girebileceğimiz bir ilişki olmadığını düşünüyordum ve içimi huzursuzluk kaplıyordu.. daha sonra da zihinsel olarak çöküyordum. Tekrar ve tekrar.

Boşu boşuna çabalamak gibi hissettiriyordu. Sanki uçurumdan aşağı düşen birini, aşağı atlamadan yakalamaya çalışmak gibiydi. Aşağı atlasam bile, yere çakılacaktım. Her iki durum da umutsuzdu.

Sınıf bomboştu, herkes yemek yemek için çıkmış olmalıydı ki ben bu konuda biraz ağırdım. Hızlı yemek yediğimden acele etmeme gerek yoktu.

Ve sonunda kapıda göründü.

"Hansol-ah! " Hızlı adımlarda olduğum tekli sıraya yaklaştı ve omzuma dokundu. Aniden onu bir haftadır çalıştırdığım fizik sınavı geldi aklıma. Aslında bir haftadır ilk kez aklımdan çıkmıştı, muhtemelen yine Bayan Kim yüzündendi.

Diğer eli benim sıranın üzerindeki elime gitti ve sırayla onun arasında sıkıştım. Bu kesinlikle olasıydı Chan bu şekilde şeyleri hep yapardı. Sakin kalmaya çalıştım.

"Sınavın nasıldı? " Göz temasını olduğunca derin tuttum yine ve yine, etkisine kapılmamak elimde değildi. Elimin üzerinde hissettiğim sıcaklık sağlıklı düşünmemi engelliyordu.

"Muhteşem geçti, sanırım sana borçluyum." dedi ve tüm dişlerini göstererek gülümsedi. O tam anlamıyla..parlıyordu? Yüzü suratımın birkaç santim ötesindeyken midemdeki hisse engel olamıyordum, nefesini yüzüme üfleyerek bir şeyler -muhtemelen fizik sorularını- anlatıyordu ve ben onu dinlemiyordum.

Dayanamayarak suratımı onunkinden uzaklaştırdım ve homurdandım. "Ah, sıkıcı olma Chan. Fizik soruları açlığımızı gidermeyecek."

Bana şaşkınca baktı, daha sonra olsa dikkatle dinleyeceğim soruları şimdi umursamamıştım. 'Tanrı aşkına, suratımın çok çok beş- on santim ötesindesin seni nasıl dinleyebilirdim?' demek isterdim.

"Acıktın mı? Haydi öyleyse, gidelim." dedi ve defterime doğru eğildi. Daha çantamı bile toplamamıştım. Bu aralar cidden kendimi saldım. Sayfaya göz attıktan sonra sırıtmaya başladı. Sayfanın köşesinde daha önce yazdığı 'channie & hansollie ' yazısını gördüğü içindi. Derste gördüğümde bende aynı tepkiyi vermiştim, salakça sırıttığım için Bayan Kim'den laf işitmeyi ihmal etmemiştim. 'Toparlan Hansol! Bu sıralar fazla dalgınsın.'

Chan'ın adını duymak bile heyecanlanmama sebep oluyordu. Aslında onunla ilgili her şey heyecanlanmama sebep oluyordu..

"Chan, şu huyundan vazgeç." dedim baş parmağımla defterime karaladığı şeyi göstererek. Bana bakarken gülmeye devam etti. "Ne o? Yoksa derse odaklanamıyor musun boononie?" arada yaptığı sevimli mimikleri istemsizce sırıtmama sebep oldu. Hala yakınken yüzüne bilmişçe tısladım.

"Evet vurdumduymaz lanet olası, odaklanamıyorum." dememle sırıtışı kıkırdamaya dönüştü. Kıkırdarken ayrı bir sevimliliği vardı..

-











take me home }} chansolHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin