''O nasıl bir başlık lan?'' dediğinizi duyar gibiyim. Tamam, yalan söyledim. Hiçbir şey demiyorsunuz ve ben de duymuyorum. Sadece giriş yapmak için bir bahaneydi.
İki defa abuk sabuk ve komik rüyalarımı anlattım, bu kez korkunçlu bir rüyamı anlatmak istiyorum. Hoş, bu da saçmaydı ama olsun. Şimdi nedir bu Develi Ruhani Kadın mevzusu? Şöyle ki, benim yine sanatsal kişiliğinden haberim olmayan ruhum, o gece de tarihi bir mekana gezmeye gidiyor. Ya da gizemli bir şeylerin peşindeydim, emin değilim çünkü bu rüyayı neredeyse bir yıl önce gördüm. O kadar etkisinde kaldım ki, unutmak mümkün değildi, evet. Gerçi bir sonraki bölümde size altı yedi yaşlarımda gördüğüm rüyamı anlatacağım, onları bile unutmamışım, düşünün. Neyse o ayrı mesele, biz konumuza dönelim.
Her korkunçlu rüyamda, -ya da kabus, her neyse- yanımda olan bir kuzenim var benim. İlginç değil mi? Ona bir isim verelim, Koruyucu olsun. Garip oldu ama karakterine uydu en azından. Hayır yani, küçükken benim gırtlağımı sıkan kuzenimden bahsediyoruz, ne diye kabuslarıma bana yardım etmek için dahil oluyorsa? Hepimiz psikopatız, sülalecek. Neyse, efendime söyleyeyim biz Koruyucu ile tarihi bir mekana gitmişiz o gece. Bayağı böyle Roma İmparatorluğu'ndan kalma eserlerin sergisi gibi bir şeydi. Biz de sanki bir şeylerin peşindeymişiz ama çaktırmıyormuşuz gibi etrafta dolanıyoruz. Belkide tarihi eser kaçakçısı falandık, kim bilir? :D Göreceksiniz ama ortamda mahşer kalabalıklığı var, insan kaynıyor mekan. Sonra ben kafamı sağa çeviriyorum ve insanların arasında ayakları yere basmayan, şöyle beş-altı santim havada olan ruhani bir varlık görüyorum. Bildiğiniz hayalet gibi bir şeydi, saçları simsiyah ve uzun, beyaz parlak bir elbise. Yanında da deve vardı. Ne alaka ben de bilmiyorum. Neyse, ben bakıyorum böyle kadına bi götüm tutuşmuş ama Koruyucu'yu dürtüyorum ''Lan, lan! Şuna bak!'' diye. O da bakıyor böyle falan ama karıyı sadece biz görüyoruz, aynı şekilde deveyi de. Yani karı kalabalığın içinde ama insanlar yanından hatta bazen içinden geçip gidiyor. Tabi biz üç buçuk atıyoruz koşuyoruz falan böyle odalar var yine taştan, oralara giriyoruz. Yani kadın da orada öyle duruyor ha, peşimizden geldiği yok ama biz kaçıyoruz. Sonra efenim, biz tabanları popoya vura vura koştuktan sonra çatı gibi bir yere çıkıyoruz. Yüz üstü uzanmışız böyle gizlenip, dışarıdan geçen insanlara bakıyoruz. Meğer sergi bitmiş, o mahşer kalabalığı dağılıyor. Bir de ne görelim! Bizim develi ruhani hatun da o insanların arasında. *-* Yanında devesiyle öylece yürürken, -pardon, uçarken- birden kafasını çevirip bana bakıyor. Ay gözümün önünde canlandı bi an, bismillahirrahmanirrahim tırstım yine. :( Sonra tekrar pis bi bakış attıktan sonra önüne dönüp öylece gitmeye devam etti. Yine işin garibi, bizi o uzanıp saklandığımız yerde hiç kimse göremezdi. Bizim ruhani hatun eliyle koymuş gibi direkt dönüp baktı, ucube kılıklı.
Ben bu rüyayı gördüğüm gece zaten bildiğiniz terden sırılsıklam olmuş ve kalbim göğüs kafesimin içinde halay çekiyor bir vaziyette uyandım. Aklıma geldikçe garip oluyorum, evlerden ırak.
NOT: Gençler çekinmeyin yorum yapın yahu. Okuyorsunuz okuyorsunuz ama bir tepki göstermiyorsunuz. Ruhani misiniz lan? Ehuhe şaka yaptım ama görüş bildirin ha kendimi mal gibi hissediyorum sonra. Haydi bir sonraki komikli rüyamda görüşmek üzere!
![](https://img.wattpad.com/cover/50094530-288-k665765.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ω İlginç Rüyalar Ω
Short StoryHayatının bir kısmını rüyalar aleminde geçiren bu insan evladı, oradaki anılarını sizlerle paylaşmak için böyle bir girişimde bulundu. Kimi zaman güleceğiniz, kimi zaman ise korkacağınız rüyalarımı, hoş bir yazım tarzıyla, elimden geldiğince aktarac...