Öncelikle merhaba ;
Multideki resim ; Doğa İçe
İyi okumalar :)TÜM BÖLÜMLER DÜZENLENMEKTEDİR.
"Nasıl olur?!"
"Bilmiyorum , bilmiyorum .."
11 kişinin öldürüldüğü bir evdeydim .
Ve beni buraya getirmişlerdi . Kafamdaki sesler gittikçe artıyordu .
Buraya gelene kadar . Kendimi ipsiz bir kuyuya çekilmiş gibi hissediyorum. Fısıltılar. Sana yaklaşan bir katilin zeminde bıraktığı iz gibi,soğuk ve sessiz. Çığlıklar.. İçimizde yaşadığınız yüm olayların tek sebebi.
" Doğa, bir şey de !! Nesin sen ! Polis mi ? Dedektif mi !!"
Bilmiyorum .. Bilmiyorum tek bildiğim şey ise bir şey bilmediğim. Başım. İçinde oluşan çığlıklar,gözyaşları. Tarih. Kesim. İntihar.
1 hafta oldu, bu... İnanılmaz derece korku verici ve... His. Konuşamayacak kadar yorgun,elleri kanlı bir şekilde yere uzanan his.
" Aslı bilmiyorum .."
" Benimle bir süre konuşma lütfen .."
"Aslı lütfen.."
Aslı, benden geri geri uzaklaşıyordu, o da korkuyordu. Kim korkmazdı ki benden? Benden mi? Hissettiğim şeylerden mi?
" Doğa!"
" Yine mi..? Hay sikeyim.."
Can'ın sesini duyunca onun olduğu yöne döndüm. Soğuk ellerime,kurumuş gözlerime bakıyordu. Sessizce yaklaştı bana.
"Sakin ol.. Bana gel,hadi bitanem.."
Bir adım,iki,üç.. Onun kollarına ulaşıp, gözlerimi kapatmadan birjaç saniye önce gördüğüm Aslı,ve onun korkunç bakışları olmuştu.~
Derin bir nefes.
Ani bir uyanış.
"Doğa?"
Etrafımda şıklatılan parmaklar, dikkatimi Can'a vermeme sebep oldu. İyice uyanıp odaklandım.
"Şşttt.. Sakin güzelim,sakin..bak bana.."
"Can, ben... Ben.. Şey.. Dün.."
"Su? Susamışsındır, su getireceğim. Bir yere ayrılma. "
Başımı sallamakla yetindim.Ben, Doğa İçe. Bir haftadır ölü buluyorum. Ceset yani. Başımın içinde fısıltılar dönüyor,ve beni bir yerlere çekiyorlar. Cesetlerin olduğu yere. Bazen.. Rüyamda rakamlar ve yerler görüyorum, ertesi günde orda ölen kişiler haberde oluyor. Bu.. Bir tesadüf değil bence. Bu.. Ne olduğunu bilemiyorum.
"Yeni bir tür.."
Hızlıca arkamı döndüm.
"Çok sık görüyorsun değil mi? Gözlerin hangi renk?"
"Sen kimsin?"
Ufak bir gülüşün ardından bana yakkaşmaya başladı, kız. Altın sarısı saçlarını tepeden toplamıştı.
"Bu konularda uzman diyelim. "
İyice gerildim. Kan kızılı saçlarımı arkaya atıp, biraz daha yaklaştım. Gözlerim umarım kan çanağına dönmemiştir diye geçirdim içimden,çünkü karşımdaki kız bile vrnden daha bakımlıydı.
"Öyleyse söyle.. Neyim ben?"
Gözlerinden ufak bir ışık geçti. Kararsızlık gibi. Ya da istemsizlik. Zaten şu dünyada neyin adını 'tam' koyabilmiştim ki?
"Banshee.."
Yutkundum.
"Türkçe konuş."
"Ölüm perisi."
İnce bir kahkaha fırladı içimdem,o bana kaşlarını çatmış bakıyorken hala gülüyordum. Sinirden.
Peri?
"Asu?"
Can,sonunda suyu bana getirebilmişti. İyice içimi boşaltıp güldükten sonra suyumu tek dikişte içtim.
Demek Asu?
"Anlattın mı, Doğa'ya? "
"Tam anlatıyordum.."
Hazırcevap Asu.Gözlerimi devirip Ölüm Perisi sözcüğünün kökenine kadar düşünmeye başladım.
Sıfır sonuç.
"Çığlık atmayacağına söz ver."
Asu, bana soruyu sorarken cana bakıyordu.
"Söz?"
Dedim hemen,biran önce herşeyi bilmek için.Herşeye bir ad verebilmek için.
Belkide o katilin bir ip ucunu bulmak için.
"O zaman.. Oyun başlasın."