"Bunu neden yapıyorsun ha? Sen kalbimde bu denli sevgiyi yapıyorsun ha? "Sen kendini ne sanıyorsun? Dünyaca ünlü oyuncu falan mı?" Öyle olsam gözüne girer miyim?
"İnsan olarak görüyorum. Canı acıyan, nefes alan ve seven bir insan." Michael durdu ve cevap vermedi. Kötü bir şey söylememiştim sadece kendimi özetle anlatmıştım. "Ama bana çöpmüşüm gibi davranıyorsun." Ağzımı tutamıyordum. Konuştukça konuşasım geliyordu ve durmaya pek niyetim yoktu. "Ben senin iyiliğini istiyorum fakat sen teşekkür etmek yerine üstüme geliyorsun." Stadyumun bankına oturdu. Yüzünü elleri arasına alıp ovuşturdu. "Ben onları yakarak senin iyiliğini istedim! Neden yapıyorsun?!"
Sınırları aşmıştım. Bu belliydi fakat ne yapacak hiçbir fikrim yoktu. Ve ben söylediklerinden pişman olarak korkuyorum, hem de çok.
"Git Peggy." Sözüne karşı afallamıştım. Bana vuracağını bildiğimden kendimi sıkmış acımaması için uğraşmıştım. Fakat o bana git demişti. Sonradan vuracağını bildiğimden kendimi en kötüsü için hazırladım.
"Git Peggy git!" Yüzünü ellerinden çekmiş bağırıyordu. Ve ben sınırlarımı zorluyorluyordum.
"Neden gitmemi istiyorsun?" Senden gitmesini istedi Paige, git işte.
"Tanrım! Git artık! Canını kurtarmak istiyorsan git!" Sevdiğim yeşilleri koyu yeşil olmuştu ve etrafı kızarmıştı. Yüzü sinirden olduğunu tahmin ettiğimden kıpkırmızıydı.
"Benim canım zaten sensin! Benim kalbim zaten senin! Şimdi bana canını kurtar falan deme, önceden kendi gitti benim canım." Doğrular kırıyordu beni. Daha çok üzüyordu çünkü kalbimi ona geri alamayacak şekilde kaptırmıştım, burası kanıtlanabilir bir durumdu. Ya Michael?
"Gerçekten," kalktığı banka tekrar oturdu. "Ah, her neyse, kimin umrunda?" Ben ne olduğunu anlayamadan o kalkıp çıkışa yöneldi.
"Dur bir dakika," ona yetişmeye çalıştım. "Benim umrumda," soyunma odasının etrafından geçtim, bulamıyordum onu. Göz göre göre gitmişti,en fazla nereye gitmiş olabilirdi ki? Onu arayış maceram bir cüsse ile çarpışmam ile son buldu.
"Soyunma odası ha? İyi fikir," başımı kaldırıp altında şort olan biriyle karşılaştım. Bana alaycı bir gülüş atıyor saçını kurutuyordu. Anlamadığımı belli etmeye çalışarak bir bakış attım. "Diyorum ki erkek arıyorsan iyi bir seçim. Gerçi sana kim bakar göğüsün dolgun bile değil." Alayla güldü. İstemsizce elimle üstümü kapattım.
"Sen ne diyorsun? Kafan çükünde herhalde." Deyip kenarından geçtim. Daha fazla onu bulamayacağımı düşünerek soyunma odasından çıktım ve de koridorlarda gezindim.
Bugün seans yoktu fakat Rebecca ' yı görmeye ihtiyacım vardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
A word ¤ mgc
FanficGeçmişi değiştiremezdin ama gelecek bizim elimizdeydi. ●22.09.2015.●