1. Bölüm

239 10 0
                                    

( Bu arada ben bu kitabı sizlere yararim dokunsun diye aldım ve yazıyorum. Sen yazmadın gibi şeyler söylemeyin )

ŞU HAYATI NASIL YAŞAMALI?

Hayata geldiğimiz yer ile hayatta gelmek istediğimiz yer arasında geçiyor ömrümüz.
Zorluklardan seçmeli hayatlar yaşıyoruz. Isteklerimiz imkânlarimizla orantılı değil. Seçtiğimiz her şey için, başka bir şeylerden vazgecmemiz gerekiyor. Sevdiğimizi sectikce mutlu, seçtiğimizi sevdikce huzurlu oluyoruz.
En çok istediğimiz şeyler için istemediklerimizle iç içe geçmiş halde çıkıyor karşımıza. Istedigimiz birçok şeye ulaşmak için istemediğimiz birçok şeye katlanmak zorunda kalıyoruz. Sevmediklerimizi sevdiklerimize bedel koyuyor hayat.
Hayatınızı sekillendiren bazı şeyler elimizde, bazıları değil. Hayat oyununun bazı kuralları belli, bazıları değil. Bazılarımiz şartlara şekil veriyor, bazılarımiza şartlar şekil veriyor. Bazılarımiz dünya rekoru kırmak için çalışıyor, bazılarımiz "dünya rekoru" niyetine yaşıyor.
Işimiz ve içimiz arasında geçi(ni) p gidiyoruz Toprak üstünde farklı sınıflarda yaşayıp, toprak altında esitleniyoruz. "Avuclarimiz sımsıkı halde dünyaya gelip, ellerimiz açık şekilde dünyadan gidiyoruz."

Yaşımiz büyüdükçe hayallerimiz küçülüyor, hayallerimiz küçüldukce kıskançlıklarimiz büyüyor.

Hem yaratıcı, hem yıkıcı taraflarımiz var. Kendimizi bir yandan inşa, bir yandan tahrip ediyoruz. Cesaret ile korku, bilgelik ile cehalet, zarafet ile zorbalık, iyilik ile kötülük, şefkat ve şiddet aynı anda içimizde yaşıyor, çatışıyor, bize egemen olmaya çalışıyor. Icimizdeki dengesizliklere rağmen dengeli bir hayat kurmaya çalışıyoruz.
Kendin Yap mobilyalar gibi hayatımiz. Evine aldığı modüller mobilyayi kendi başına monte etmeye çalışanlar gibi yaşıyoruz. Biraz kılavuza bakıyoruz, biraz birbirine uyan malzemelere. Elimiz alıştıkca aklımıza güveniyoruz, kafamız karistikca kılavuzlara. Hepimizin derdi, parçaları doğru birleştirip, anlamlı ve ise yarar bir şey ortaya çıkarmak.
Beynimiz hayat dekoderi gibi çalışıp olan biteni çözmeye çalışıyor. Acaba tersten gelseydik daha iyimi çözerdik hayatı? Ölümden dogsaydik hayata. Önce yaşlıligi yaşasaydik. Sonra orta yaşı. Sonra gençliği. Sonra çocukluğu. Sonrada bebek olup doğumla olseydik. Neden olmasın ki? Şimdiki gibi önce yaşayıp sonra anlamazdik hayatı, önce anlayıp sonra yaşardık. Acaba hangisi daha iyi olurdu?

Neden başarılı olmak bazılarımiza bir filin basket topu üzerinde dört ayagiyla durması kadar zor geliyor?

Hepimiz kendimiz için, kendimize göre, kendimiz tarafından tasarlanmış bir hayat yaşamak istiyoruz. Birçoğumuz bunu başaramiyoruz. Neden başarılı bir hayat yaşamak bazılarımiza bir filin dört ayagiyla bir basket topu üzerinde durabilmesi kadar zor geliyor?
Bir düşünün, şu yaşlı gezegende bugüne kadar kaç insan yaşadı? Bazı tarihcelere göre 100 milyar kişi!
Bunların ne kadarı başarılı olmak istedi? Muhtemelen, yüzde doksani!
Ne kadarı bunu basarabildi? Ne kadarı hayal ettiğini hayatında gorebildi? Belki yüzde onu, belki yirmisi! Yapabilenler nasıl yapabildi? Yapamayanlar neden yapamadı?
35 yaşına kadar Makedonya'dan Hindistan'a her yer fetheden Büyük Iskender'i, Korsika'nin bir köyüne çıkıp Avrupa'yı yerinden oynatan Napolyon'u, babasına çocukken verdiği sözü tutmak için 50 bin askerle Alp dağlarindaki kayaları eriterek aşıp Roma'ya saldıran Kartacali Hanibal'i, 21 yaşında gemileri karadan yuzdurup Istanbul'u fetheden "Fatih" Sultan Mehmet'i bu kadar büyük başarıya götüren iç güçler nelerdi acaba?
Az değil 100 milyar insan yürüdü bu dünyanın üzerinde. Kimi iz sürdü, kimi iz bıraktı. Geldiler, kendilerine yaşadılar ve gittiler. Bazıları kum tanesi kadar onemsenmediler, bazıları adlarına kumdan anıtlar diktirdiler. Bazıları sadece gecinme derdindeydi, bazıları ise ismini tarihe geçirme. Tarih ne görkemli bir insan galerisi. Üç damlalik özet: Kan, ter ve gözyaşı.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Sep 26, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

~LimitSizsiniz~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin