Kendimi tanıttıktan sonra öğretmen çıktı, ben de yerime geçtim. Hala bakıyordu. Artık ciddi anlamda rahatsız olmuştum. Öfkeyle yerimden kalktım ve Tiffany'nin sırasına yürüdüm. Yanındaki kızla konuşurken omzuna dokundum.
"Ş-şey, tuvalet nerede acaba?""Sınıftan çıktığında sol koridorun sonunda."
"Sağol."
Hızlı adımlarla sınıftan çıkıp tuvalete yürüdüm. Koridorun sonundaki tuvalete hışımla girdim ve aynada kendime baktım. Birine sinirlendiğimde yüzüme bakardım. Sinirimin geçmesini beklerdim. Çünkü herkesin içinde bir cani vardır. Ben bu caniyi başkasına göstermek istemem. Bu yüzden sinirlendiğim her dakika aynaya bakarım, o kızgın yüzü görür korkarım. Onu yok etmeye çalışırım. Beklerim.
Öfkem dindiğinde yüzümü yıkadım ve sınıfa gitmek için tuvaletten çıktım. Bu okul iyiydi, güzeldi, çocuk olmasa daha iyi olabilirdi. Karşımda bir beden gördüğümde duramamıştım.
Tanrım! Burnum! Burnumu vurdum!
Elimle burnumu tutarak başımı kaldırdım. Bunun burada ne işi vardı? Erkekler tuvaleti. Bu yüzden burada duruyor olabilirdi. Soluma bir adım attım ve içeri girmesi için yol verdim. Güldü. Sadece güldü. 'Teşekkürler transfer öğrenci.' , 'sağol.' gibi bir şey söylemeliydi. Kaba elf.
Gözlerimi sıkıp geri açtığım sırada kaba elfin elini kolumda hissettim. Tanrım. Kalbim.. Bu.. Değişik hissettirmişti. Biraz kırık, biraz endişeli. İlk kez bu kadar sert atıyordu. Bu da nesiydi?
Gözlerimi gözlerine odakladığımda beni duvarla arasına almıştı. Bir anda, hızla.
"Ne yapıyorsun!?"
Cevap vermedi, yalnızca gülümsedi. Kötü gülümsemelerden bir gülümseme yerleştirdi dudaklarına.İki kolunu omzumun üstünde duvara sabitlemişti. İndirdi ve sol bileğimden tutarak tuvalete geri soktu. Tanrı aşkına, düşünemiyordum. Ne yapmaya çalışıyordu bu!?
Koridordaki halini tuvalette aldığında gözlerine baktım. Özlem miydi gördüğüm? Yumuşak bir bakış, sevgi dolu. Yüzünü yüzüme yakınlaştırdığında neredeyse başımı duvara sokmaya çalışacaktım. Kalbim durmuyordu. Göğsümü delip geçecekti.
" Beni hatırladın mı?" işte şimdi korkmuştum. Bu çocukla ne geçmişimiz olabilirdi?
"Hatırlamam mı gerekiyordu?" dedim kısık sesle. Kalbim, sesimi yükseltmeme izin vermiyordu.
"Hatırlamıyor musun?" Neyi?
"Birisiyle karıştırmış olabilir misin?" Kolları yavaşça indiğinde hızla tuvalatten çıktım ve sınıfa yürüdüm.~_~
Okul bittiği gibi elfin bakışlarından kaçınarak çıkıştaki arabaya yürüdüm. Abi arabadan çıkıp bana 'Nerede kaldın orgazm çocuk?' diye bağırmış olmasaydı sağ salim içim rahat arabaya binip eve gidebilirdim.
Umarım kimse duymamıştır. Umarım.
Kızaran yüzümle arabaya ulaştığımda hızla arabaya bindim. Bir kaç kişi buraya bakıyordu. Abim arabayı sürmeye başladığında yğzğm normalleşiyordu. Orgazm çocuk? Neden?Eve ulaştığımızda arabadan indim ve hızlıca eve yürüdüm. Anneme sormam gerekenler vardı. Kısa koridorun ilk sağ kapısından girdiğimde annemin bir şeyler pişirdiğini fark ettim. Beni fark edince elindeki kaşığı bıraktı ve yanıma geldi.
" İlk günün nasıldı?" sinir bozucu." İyiydi." gülümseyip arkasını döndüğünde soracağım soruyu aklımda tamamladım.
" Anne, 2. sınıfta hafızamı kaybettiğimi söylemiştin. Değil mi?"
"Evet. Ama çok şükür ki geri geldi."
" Pek sanmıyorum." eline geri aldığı kaşık düştü. Endişeyle arkasını döndü ve omzumdan tuttu.
" Bir şey mi oldu?""Sanırım 2. Sınıftan öncesini hatırlamıyorum. Ya da eksiklerim var anne. Tamamlayamıyorum."
Annemin yüzü tamamen endişeyle bürünmüştü. Korku hakimdi. Anlam veremediğim şekilde gülümsedi ve arkasını döndü. Bir şey söylemedi. Bir şey mi saklıyordu?
Düşüncelerimle odama indim ve çantamı bir köşeye atıp bilgisayara geçtim. Okulun sayfasına girdim, belki benimle ilgili yazılar vardır.
' ~Byun fazlasıyla cesaretliymiş!!-Hwang
-Chanyeol bugün onu öldüredi. Dua etmeli.
-Aptal bir yakışıklı.
-Aptalın teki! Başına gelebileceklerden haberi yok.
-Canı yanacak!!
-Onun adına şimdiden yas tutabiliriz.
-Üzüldüm..
~ Çenenizi kapayın bu sadece sizin sayfanız değil. -Oh Sehun'
Ne saçmalıyordu bunlar? Chanyeol kimdi? Şu elf mi? Tanrı aşkına aptal sizsiniz!
