-3-

30 4 1
                                    

Bölüm Müziği Pinhani- Sevmekten Usanmam

Hani derler ya 'yarının ne getireceğini bilemeyiz' işte tam olarak bu sözü hakkını vererek yaşıyordum. Yaşamak için sebep arar olmuştum taki onu görene kadar. O dakikadan sonra hayat daha çekilir bir yer oldu her şey yalın haliyle gün yüzüne çıktı. Bütün olumlu şeyler su yüzeyine çıktılar olumsuzlukları suyun altında boğdular.

İşte dedim o an, bu adam sayesinde yaşama sebebimi buldum. İlk görüşte aşk dedikleri bu olsa gerek. Ama burda bi yanlışlık var. Aşk her zaman kötü bir şey olarak, acı olarak tanıtılmadımı. Benim yaşadığım neydi öyleyse?

Bir saat olmuştu. Yanımdan geçip gideli tam bir saat oldu. Özlem dedikleri anlatılanlar kadar, hatta daha zormuş. Ben bu duygulara çok yabancıydım. Nasıl hareket edip, nasıl davranacağımı bilmiyordum.

Gözlerimi kapattığım an tüm güzelliğiyle, yakışıklılığıyla karşıma dikiliyordu. Buda gözlerimi açmama istediği uyandırıyordu. Yatağımda yan tarafıma döndüm ve tekrar diğer yanıma. Olmuyordu uyuyamıyordum. Gözlerimi kapattığım an karşıma dikiliyordu. Sıkıntılı bir nefes verdim ve yatağımda doğruldum.
Pencereden dışarıya bakmaya başladım. Ayağa kalkıp adımlarımı balkona doğru yönelttim. Hiç karşıya bakmadan kafamı gökyüzüne çevirdim. Gördüklerim karşısında yüzümde bir tebessüm oluştu. Yıldızlar birlik olup onun suretini canlandırmışlardı, gözlerimi alamadığım muazzam bir görüntüydü.

Bir öksürük sesiyle kafamı karşıdaki eve çevirdim. Kalbim tekledi mideme tekrar o kramplar girdi nefesim kesildi. Bu oydu. İlk görüşte beni kendine bağlayan adam. Gözlerimi kapattım biliyordum yine onun hayalini görüyordum, bilinç altımın bana oynadığı bir oyundu sadece. Derin bir nefes alıp tekrar baktım, hâlâ ordaydı.
Aman tanrım ne işi vardı orda. Yoksa ordamı oturuyordu. Ama o ev boştu, yani ben en son gördüğümde öyleydi.

Gözlerim yine aşığı olduğu adama hayran hayran bakıyordu. Beynim işlevini yitrmiş kalbim tüm matlığıyla devreye geçmişti. O beni farketmemişti sabahta olduğu gibi. Bu düşünce kalbimin acımasına, burulmama sebep olmuştu.

Elinde tuttuğu sigarayı içine çekti ve dumanını tek seferde geri üfledi. Ay ışığının yüzüne yansıması kadar görüyordum hayranı olduğum suretini. Bu kadar kısa sürede nasıl olurda bu kadar sevebilirim daha önce ne gördüğüm nede tanıdığım bu adama. Bu normalmiydi?

Birden kulağımı tırmalayan bir telefon melodisi duydum. Bu benim telefonumdu. Bu sesi oda duymuş olacakki bakışlarını bana çevirdi. Heyecanlandım birden ne yapacağımı bilemedim. Kendime sürekli "sakin ol mısra sakin ol rezil etme kendini sakin ol" diye uyarıda bulunuyordum. Bana anlamayan gözlerle bakıyordu. Derin bir nefes aldım ve arkamı döndüm içerden o lanet telefonu alıp susturacaktım. Bana baktığını hissedebiliyordum buda daha çok heyecan yapmama sebep oluyordu. Birden ayaklarım birbirine dolandı ve yere kapaklandım. "Ah lanet olsun" diye feryat ettim. Arkamdan bir kahkaha sesi işittim kafamı çevirdiğinde güldüğünü gördüm.

Tanrım bir insan bu kadar güzel gülebilirmi, bir insan bu kadar mükemmel olabilirmiydi. Bu düşünce yutkunmama sebep oldu. Yavaşça yerden bağımı kesip doğruldum, tekrar ona baktığımda gülerek kafasını iki yana salladı ve arkasını dönüp gitti.

Ben o şokun etkisiyle orada dikilip kalmıştım. Aklım başıma geldiğinde utançla başımı yere eydim ve koşa koşa içeriye girdim.

Yatağa kendimi atıp tavanı bir süre izledim, sonra tekrar hızla doğrulup aynaya baktım. Yanaklarım kızarmıştı gözlerimin içi uzun zamandır ilk defa böyle parlıyordu. Suratımda aptal bir gülümseme hakimdi.

Telefon tekrar çalmaya başladığında hızla elime alıp açma tuşuna bastım. Telesekreterdi. "Ah lanet girsin biraz önce bunun içinmi rezil oldum ben şimdi" dudaklarımdan bu sözcükler firar etmişti..

Tekrar aynaya baktığımda kendi kendime fısıldadım "seni seviyorum yabancı"

KİMSESİZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin