Ein Volk, ein Reich, ein Führer

296 9 6
                                    

Gözümü açmamla Aracın tavanına baktım. Midem bulanıyordu, fakat Şöförün yanındaki çavuş Holden bunu pek umursar gibi görünüyordu. Yolculuk yorucuydu, Bizleri Berlinden arabalara bindirip Polanya'ya götürüyorlardı. Bize söylenen tek şey orda savaşıcağımız oldu. Araçlara binerken arkaya göz gezdirmiştim, cok kalabalıktık. Arabadaki en genç çocuk olan Bruno "Polonya'ya ne zaman varıcaz çavuş" diye sordu. Holden kafasını arkaya uzatarak "Merak etmeyin çocuklar savaşın kaçtığı yok" diyerek kahkaha attı ve elindeki Viski dolu matarasını kafasına dikti.

2 Gün Sonra...

Aynada traş olurken yüzümü kesmemle aniden irkildim. Bugün nerede yer alacağımı öğrenecektim. Teğmen beni yazıcı yapacağını söylemişti, bu benim işimdi zaten. Almanya'nın ulusal gazetesinde köşe yazıları yazıyordum ve basın kartım vardı. Gri SS üniformamı giyip gururla sıraya geçtim. Polonyadaydık fakat gizli bir kamp kurmuştuk. Teğmen gelip hepimize göz attı, Evet beyler Polonyaya hoşgeldiniz, dört yanınız o şerefsizlerle dolu. Burda olduğumuza dair bir fikirleri yok, Yarın onlara baskın yapıcaz dedi. Eline bir liste alıp saymaya başladı. Charles ?
Burda!

Lewis ?
Burda!

Dustin ?
Teğmenin gözlerine bakıp hiddetle Burda! diyerek bağırdım Teğmen beni dikkatle süzüp yanıma geldi. Kaç yaşındasın diye sordu yeşil gözlerinin içine bakarak 17 yaşındayım efendim dedim. Başını sallayıp yerine geri döndü. Başka bir askerin getirdiği kağıda bakarak "sırayla Bölüklerinizi okuyorum" dedi. Gözlerinin içine bakıyordum. Sıra bana geldiğinde gözlerime serin kanlılıkla bakarak 16. tabur piyade SS timi dedi. Donup kalmıştım bacaklarım titriyordu. Çünkü SS timi çarpışmaya ilk gidenlerdi. Kalabalık Dağılınca Teğmenin yanına giderek "Efendim afedersiniz ben yazıcı olarak geldim" dedim. Şapkasını Düzelterek Buna ordu karar verir elimden birşey gelmez diyerek çadırına gitti. Arkasından bakakaldım. Çadırıma gidip kendime kahve yapıp biraz rahatladım. Savaşmayı bilmiyordum Düşünceli bir şekilde Çadırın Gri renkteki tavanına bakarken Kapı aniden çaldı. Kapıyı açmamla Göğsünde SS yazan bir asker bana bakarak ismin Dustin olmalı. Seni almaya geldim beni takip et dedi. Hiçbirşey söylemedim kafamı sallayarak peşine takıldım. Kısa bir yürüyüşünde ardından kampın Doğu cephesine getirildim Demir girişte Kırmızı renkte "Ein Volk, ein Reich, ein Führer" yazıyordu. SS subayını takip ederek içeri girdim. Ortalama 30-40 er meydana dizilmiş bekliyordu, aralarından geçip yerimi aldım. 50'li yaşlarda göğsünde SS arması olan bir Asker ön sıraya geçip bize göz attı, ardından gür bir sesle "Polonya'ya hoşgeldiniz beyler, şu anda Kampın Doğu cephesindesiniz 2 saat sonra ilk silahı biz ateşlicez" diyerek elini kaldırdı ve bağırarak "Yaşasın Almanya Yaşasın Hitler" dedi uzaklaştı. Yaklaşık 15 dakika sonra meydana koliler getirildi içlerinde MP40 doluydu. Silahın kullanılması ile ilgili birkaç eğitim verip sıraya geçirdiler. İşte beklediğim gün. İlk kez cepheye gidiyordum. Ellerim titriyordh fakat korkudan değil, korkmuyordum hiddet doluydum. Sadece merak ediyordum, Hayatımda ilk kez insan öldürmek istiyordum.

"Önemli olan doğruluk değil, zaferdir."
Adolf Hitler

FuhrerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin