1. Bölüm

177 17 16
                                    

                  

   Yorucu bir günün ardından Manhattan'da bulunan mağazanın sürgülü kapısını kapattım ve kilitledim. Yaptığım tasarımların bir ünlü tarafından keşfedilmesinden sonra gelinlik tasarlayan ünlü isimlerden biri olmuştum. Daha genç yaşta iş hayatına atılmıştım ve artık 4 senedir bu mağazanın sahibiydim. Her gün sabahın köründe gelip mağazayı açmak, akşam da 9 civarlarında çıkmak monotonlaşsa da hala her sabah mutlu bir şekilde işe gidiyordum. Sırılsıklam âşık bayanların, evlilik heyecanıyla mağazama gelip tasarladığım gelinlikleri denemesi ve gelen müşterilerimden her gün farklı farklı aşk hikâyeleri dinlemek beni mutlu ediyordu.

   Bugün güzel bir gündü. Birkaç hafta önce gelip hayalindeki gelinliği anlatan Rita, elbisesinin son halini bugün denemişti ve gerçekten muazzam görünüyordu. Kendisine aynada bakarken gözleri dolmuştu ve bana 'sen bir meleksin, teşekkür ederim' demişti. Kendilerini bembeyaz, mükemmel elbiseleri içinde gören bayanlar genelde bana bayağı bir övgü yağdırıyordu. Başlarda ne kadar utansam da artık buna alışmıştım. Hatta daha haftalar veya günler öncesinde tanıştığım müşterilerimin çoğu beni düğünlerine davet ediyordu.

   İnsanları bu kadar mutlu gördüğümde ben de mutlu oluyordum, fakat eve geldiğimde ve tek başıma yemeğimi yerken, tek başıma şarabımı yudumlarken içim biraz buruk oluyordu. Etrafımdaki insanlar, mağazama gelen insanlar hatta en yakın arkadaşlarım bile evliydi. Evli olmayanların ise erkek arkadaşları vardı. Bense her gün bu kadar mutlu ve büyüleyici aşk hikâyelerinin tam ortasındayken yapayalnızdım. Üniversitedeyken erkek arkadaşım olmuştu, ismi Logan'dı fakat onunla evlenmek aklımın ucundan bile geçmezdi. Sonra yaptığım tasarımlar bir moda dergisinde yayınlandıktan ve ünlendikten sonra ne üniversiteye devam edebildim ne de ilişkimi sürdürebildim. İş yüzünden aşka ayıracak zamanım yoktu aslında. Şimdiyse merak ediyordum, tüm bu evlenen insanların yaşadığı bu derin 'aşk' neydi?

   Akşamları başımı yastığıma koyduğumda, kendimi tasarımlarım içinde hayal ederdim. Bir gün ben de evlenecektim nasıl olsa. Ama yaşım ilerliyordu ve 4 senedir çıktığım bir erkek bile olmamıştı. Başlarda bir anda ortaya çıkan ün, para ve tonca siparişle nasıl baş edeceğimi öğrenmem gerekiyordu. Ama aslında her şey yoluna girmişti artık. Mağazada bana yardımcı olan Shea ve diğer bütün çalışanlarım ben olmadığımda beni gayet iyi idare edebiliyorlardı. Fakat yine de müşterilerim geldiği zaman beni orda görmek istiyorlardı.

   Yarın öğlen NYfashion dergisiyle bir röportajım vardı o yüzden uyumaya karar verdim. Uykuya dalarken aklıma Logan geldi. Ona âşık olmamıştım sadece okulun en yakışıklı erkeğiydi ve bütün kızlar onunla olmak istiyordu ve büyük ihtimalle o yüzden onunla birlikte olmuştum. Bu düşüncelerle uykuya daldım.

                                                                                          ***

    Herzamanki gibi yine alarmdan önce uyandım ve saat 6'ya kurduğum alarmın çalmasını bekledim. Kalkıp kahvemi içtim, haberleri okudum, hazırlandım ve evden çıktım. Binada sabah koşusuna çıkan Naomi ile karşılaştım ve biraz konuştuk.

   Tüm bu ün ve iş başlamadan önce onunla bayağı yakındık. Ben de her sabah onunla koşuya çıkardım. Artık buna vaktim olmadığı için biraz suçlu hissediyordum.

                  

   Kısaca konuştuktan sonra arabama bindim ve mağazaya doğru yola koyuldum. Manhattan'ın sabah trafiği başlamıştı bile. Neyse ki yolum o kadar uzun değildi. Biraz trafikte durakladıktan sonra mağazanın önüne park ettim.

İki AşkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin