《Bölüm 14》

172 28 69
                                    

Multimedya: Eymen

Arkadaşlar okullar başladığı için şimdi olduğu gibi bölümler geç gelebilir. Şimdiden özür dilerim (:

Şirketteyken bizim aksimize herşeyi alın terinle kazandığını söylemiştin. Sonra ne zaman babamdan bir konu açılsa yüzün değişiyor." diye cevap verdim. "Babam sana bir şey mi yaptı?"

Uyku gözümden akıyordu fakat diyeceklerinin bekliyordum. Uzunca bir süre cevap vermeyince gözlerimi kapattım.

Derin bir nefes alıp tekrar yatağa yattı ve beni kendine çekerek "Baban bana bir şey yapmadı ama ben ona çok şey yapacağım." dedi bulutlu çıkan sesiyle.

Neredeyse uyuyacakken "Anlamadım." diye mırıldandım.

Bana daha sıkı sarıldı ve " Uyu güzelim." diye fısıldadı. Gözkapaklarım sanki bunu bekliyormuş gibi iyice ağırlaşınca daha fazla direnmedim.

Sabah uyandığımda bana sırtını dönerek uyuyan Leventi gördüğümde dün gece sorduğum soru aklıma geldi. Sonra birden dank etti beynime. Baban bana bir şey yapmadı ama ben ona çok şey yapacağım. Ne demekti bu? Dün gece uyku mahmurluğu ile dediğinden bir şey anlamamıştım ama şimdi anlıyordum ve ilk defa birşeyi anladığım için pişmandım. Babana çok şey yapacağım...

İyi de neden? Gözlerim kararsızlıkla etrafta gezinirken Levent bana doğru döndü. Kirli sakallarının kusursuzlaştırdığı yüzüne baktım. Çok masum duruyordu. Babama ne yapabilirdi ki? Evet sinirlenince bambaşka bir insana dönüştüğünü biliyordum ama insanlara nasıl yardım ettiğini gözlerimle görmüştüm. O çok iyi biriydi. Sen sadece şunu bil ki ben kötü bir şey yapmıyorum! Adıma yazılan zarfı açmak istediğimde söyledikleri beynimde dönüyordu. Ne olur sorma bana hiçbir şey. Her anımızı son dakikalarımızmış gibi geçirelim. Geriye dönüp baktığımızda gülümseyerek hatırlayacağımız günlerimiz olsun. Lütfen.. Yoksa bu bir veda mıydı? Elimi alnıma vurdum. Babama diş bileyip ya beni yem olarak kullanıyorsa? Sırtımdan yukarı doğru sıcak bir ürperti geçti. Levent öyle bir şey yapmazdı. Yapmazdı değil mi? Aniden gelen hesap sorma isteği ile elimi ona doğru uzattım. Sonra ateşe değmiş gibi irkilip uzattığım hızla geri çektim. Ne diyecektim? Babam için beni kullanıyor musun mu? Öyle bir şey yapsa bile evet mi diyecekti? Geriye doğru çıkıp sırtımı yatağın başlığına dayadım. Saat yediye bile gelmemişti. Nefesimi seslice dışarı verip ellerimi saçlarımın arasından geçirdim. Kafam karmakarışıktı. Hadi beni kullanıyor diyelim. Seviyorum diye yalan söylüyor, peki gözleri? Gözler yalan söylemez ki. Öyle bir bakıyor ki kalbim tekliyor bazen. Seviyorum der gibi bakıyor işte. Hayır! Ondan şüphe etmem ona haksızlık. Peki ya babana çok şey yapacağım demesi? Babamla bir sorunu olsa %75 hisseyi alıp tekrar ona vermezdi değil mi?

Sıkıntıyla oflayarak kafamı iki yana salladım. Ne yapacağım konusunda hiçbir fikrim yoktu. Allah aşkına kime ne soracaktım?

Ellerimle yüzümü sıvazlayıp yataktan ayaklarımı sarkıttım. Levent hala uyuyordu. Masanın üzerinde duran telefonumu cebime sıkıştırıp onun bana aldığı kitapları da elime aldım ve parmaklarımın ucunda yürüyerek dışarı çıktım. Anahtarları da alıp tamamen evden çıktığımda biraz olsun düşüncelerimin geride kaldığını hissedebiliyordum. Hepimiz biraz fazlaydık işte. Düşüncelerimizin yükünü taşıyorduk. Duygularımızın..

Kitap okursam kısa bir süreliğine de olsa uzaklaşacaktım bu dünyadan. Kitapları göğsüme basıp adımlarımı yavaşlatarak yürümeye başladım. Çimenlerle kaplı küçük parkı gördüğümde gülümsememe engel olamayarak yürüyüp kocaman ağaca sırtımı yasladım ve derin bir nefes aldım. Çimen kokusu çiçek kokularıyla birleşmişti ve bu ıslak topraktan sonra en güzel kokuydu.

SARMAŞIK. #Wattys2015Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin