Ben oturmuş karşımdakilere, dillere destan sandığım o güzelliğini anlatıyordum.
Onlarda beni dinlemeye çalışıyordu.Dayanamadı,
"Sus!" dedi, içlerinden bir tanesi.
"Burada beş kişiyiz! Herkes bu kadar güzel mi?""Hayır." dedim. "Şüphesiz hiç birimiz o kadar güzel değiliz!"
"İhtiyacımız yok!" dedi, diğeri.
"Olsaydı tanrı bize onu da verirdi."Düşündüm;
Tanrıdan ne istemiştim de vermişti bu güne kadar?Gökyüzündeki kuşları hatırlatırcasına "Özgürlük.." döküldü dudaklarımdan...
Öylece kendime güvenerek;
"Ve güzellik... Pekala ben size bunları verebilirim." dedim."İstiyor muyuz?" der demez sağımdaki,
"Kim istemez ki!" dedi onun karşısındaki.Kararlıydım, altı üstü dört duvardı bu konuştuklarım...
Bir duvar kadar sakin, sade ve anlamsız.
Elbette onlara da güzellik verilebilirdi!Bir kalem ve biraz boya... Ne kadar güzelliğin varsa aklımda onlara verdim.
O anlık ressamdım işte... Görüyorsun ya, karşımda senden daha büyük hayallerim var!Güzelliğiyle cesaret bulan bir tanesi seslendi bana hesap sorarcasına;
"Peki özgürlüğümüz! Onu ne zaman vereceksin?"Hayallerimin, hesabımı tuttuğunu hissettim o an elbet...
Benden parçaların özgür olamayacağını söyleyemedim...
Gülümsedim..Merakla baktı karşımdaki;
"Yaratılanlar güzel olmalı...""Muhakkak ki!"