7. Bölüm

41 8 0
                                    

Sabah güneş ışığı yüzüme vuruyordu.  Yataktan kalkıp yüzümü yıkamaya gittim. Yatağımı toparladım ve camın önündeki koltuğa oturdum. Etrafa boş boş bakınıyordum. Annemler aklıma gelmişti. Annemleri aradım. Annem , kardeşim, babamla konuştum. Onları çok özlemiştim. 1 haftadır otelde kalıyordum. Hiç dışarı çıkıp üstüme başıma birşey almamıştım. Evden getirdiğim bir kaç kıyafetim vardı. Bütün bunları düşünürken aklıma Ege gelmişti. Onunla sürekli alış-verişe giderdik, gezerdik kafelere otururduk ve benim en sevdiğim kakaolu kekten alıp yerdik. Birden Ege'yi ne kadar çok özlediğimin farkına vardım ama buraya onu unutmak için geldim. Okulların açılmasına daha 2 ay vardı. Canım şimdiden çok sıkıldı. Bunları düşünürken kapı çaldı.

" tık,tık."
Kapıyı açmaya gittim ve karşımda Ege duruyordu. Ege mi?¿
     Yanlış gördüğümü düşünerekten kapıyı kapattım. Kapı tekrardan çaldı.

"tık, tık."
Kapıyı tekrardan açmaya yönelirken birden sarsılarak uykudan uyandım. Meğer bu gördüklerimin hepsi rüyaymış.

Ege'nin gelmediğine çok üzüldüm.
Bunları düşünürken demek böyle bir rüya görmüştüm. Ne kadar hayal kırıklığına uğrasamda morelimi bozmamaya çalıştım. Neyse ne, artık çok acıkmıştım,karnım gruldamaya başladı. Oda servisi ni aradım ve noddle şipariş ettim. Odaya geldiğinde parmaklarımı yedim. Neyse hemen ellerimi yıkayıp altıma kot şortumu üzerimede sıfır kol beyaz gömlek giyip kahve rengi yandan çantamı alıp dışarı çıktım. Gerçektende bir arkadaşa ihtiyacım vardı. Otelin önünde bir taksiye bindim ve ona herhangi bir alış-veriş merkezine götürmesini istedim. Ve muhteşem büyüklükteki alış-veriş merkezine gelmiştim. Taksiciye teşekkür edip parayı verip arabadan indim. Alış-veriş merkezinin önünde saf saf duruyordum.
Benim o şekilde durduğumu gören bir koreli bayan "yardımcı olabilir miyim?dedi."
  Bende teşekkür ederek "yardım edersenin sevinirim" dedim.
"Peki " diyerekten beni gezdirmeye başladı. Ondan özür dileyerekten adını sordum.  (Şştt sessin olun bu kadar merak etmeyin duymasın, şimdi yanlış anlar. Adı Kim eun. Kulağa ne kadar hoş geliyor demi?)

Neyse beni gezdirirken çok eğlendim. Neredeyse bütün alış-veriş merkezini gezmiştik. Ellerimizde 9-10 poşet vardı. Çok yorulmuştuk ve bir kafeye oturduk.

Kim Eun ile ingilizce konuşuyorduk. Ben arada bildiğim korece sözcükleri söyleyerek Kim Eun' u şaşırtmıştım.

Bana nereden geldiğimi kaç yaşında olduğumu ve neden geldiğimi sordu. Bende hazır arkadaş bulmuşken başımdan geçenleri özetledim ve gerçekten üzüldüğünü söyledi. "Kim Eun nerede oturuyorsun?" dedim.

"Seul ve Busan" diyerek beni yanıtladı. Çok hoş kızdı. Kafede oturup sohbet ederken zamanın nasıl geçtiğini anlamamıştık. Eun şaşkınlıkla saate bakıp bana " bir sıkıntı olursa beni ararsın" dedi ve
cebinden çıkardığı kartı bana uzattı.Masayada para bırakıp gitti.

Gerçektende çok keyifli bir gündü. Otele geldiğimde kendimi yatağa atmıştım. Sonra kalkıp lila rengi unicorn yazılı pijamamı giyip banyoya gidip dişlerimi fırçaladım. Hafif olan makyajımı silip yatmaya gittim. Türkiye'den getirdiğim kitaplarımdan İpek Ongun'un "Bir Genç Kızın Gizli Defteri " serisinin 2. kitabını kaldığım yerden okudum. Neyse bugün yeterince yorulmuştum artık uyumalıyım....

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Oct 10, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Umutsuz Bir Aşkın YoluHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin