Eve doğru giderken telefonum çaldı. Arayan annemdi. Ama nedense bir adam konuşuyordu. -Anneniz bir kaza geçirdi ve şuanda yoğun bakımda gelseniz iyi olur.
Dünyam başıma yıkılmıştı. O endişeyle nasıl hastaneye gittiğimi bile hatırlamıyorum. Neyse ki çok trafik yoktu. Hastaneye on dakikada varmıştım. Annemi tüplere bağlı bir şekilde görünce o anda bayılıvermişim. Kendimi hastane yatağında buldum. Kolumda bir serum bağlıydı ve kendimi çok yorgun hissediyordum. Hemşireye annemi sorduğumda hala yoğun bakımdaydı. Serumumun bitmesiyle direkt yataktan fırlayıp annemin yanına gittim. Doktorla konuştuğumda annemin arabasıyla şarampolden yuvarlandığını söyledi. Onun yanına, yoğun bakıma girmek istiyordum ama doktorlar buna engel oldular. Anneme her baktığımda sanki onu bu hale ben getirmişim gibi bir acı hissediyordum. Çünkü ona bu arabayı küçüklüğümden beri harçlıklarımdan kıstığım ve maaşımı küçük gereksinimler dışında harcamadığım parayla almıştım. Yapabileceğim hiç bir şeyin olmaması beni deli ediyordu. Durumu git gide kötüleşiyordu. Ne yapacağımı şaşırmıştım. Ya ona kotü bir şey olursa ya onu bir daha göremezsem... Aklıma kötü kötü düşünceler geliyordu.