Hayat rutinim bundan ibaretti, ta ki Çiğdem dikkatimi çekene kadar ,normal klasik bir şekilde okula geldim. Arkadaşlarımı gördüm, güldük, eğlendik derse girdik. Kesin o ders matematikti. İsim takmıştık hocaya, sevmiyorduk hiç, anlatamıyordu, hele benim gibi bir matematik özürlüsüne hiç anlatamazdı. Bir de blok olurdu o dersler aman 80 dakika sabahın körü, hala dilim damağıma yapışmış, bitkisel hayattayım, sen bana en kıt olduğum dersi sabahın körü öğretmeye çalışıyorsun zaten dinlemezdim ya resim çizerdim ki matematik defterim saçma sapan çizimlerle doludur ya da gözüm açık uyuma taktiği yaparım aynı ruhun bedenden ayrılıp başka alemlere gitmesi gibi gözler tahtada ama akıl havada ... Neyse ki o 80 dakika uyuyarak bitti. Sıla 'dışarı çıkalım ' diye seslendi bende tamamdır dercesine kafa salladım. Ecrin her zaman ki gibi oturduğu sırasıyla bağ kurmuş kalkmak istemiyordu, biz Sılayla çıktık bahçeye, dolanıyorduk ve ve ve ÇİĞDEM bir anda gözüme çarptı. Kendini beğenmiş yürüyen EGO diye söyleyebiliriz, eskiden Sılayla çok yakın arkadaşlarmış,yakın dediğim yalan tabi ki de, Sıla iyi niyetli ve özgüven problemi olan bir kız aynı ben ve gerektiği yerde sesini çıkarmaz ya da iyi niyetli düşünür ama Çiğdem onu kullanır gibi bir şeydi. Kendisi uzun bir kız değil ama boya acayip takık bir kızdı, kendisi 1,65 ten fazla değil ama başkasına 1,75 diğerine 1,72 sonra bir ara 1,70 e indi artık kaça inecek şüphe etmeye başladım. Bunun eski twitter da 1,88 yazıyordu yani abi vur dedik öldürdün her neyse işte gine bulmuş tıfıl bir kız çantasını taşıttırıyor, küçümsüyor, köle gibi kullanıyordu. Sıla işaret etti 'bak Çiğdem okulun bateristiyle çıkmaya başladı' dedi tabi ki ben şok bu kızla çıkıcak olan erkeğin aklına şaşayım. Allah yardım etsin ya maldır ya da çok aşıktır, işte ben bu gerçek olmayan aşk böceklerini izlerken bateristin arkadaşı geldi yani benim hayatımı değiştirecek kişi... Sadece baktım benim bir huyumda bu, bir anda etkilenirim sonradan olmaz bir anda görüp kalırım, ilk görüşte aşk derler ya Sıla'ya döndüm 'şu çocuk ne kadar tatlı ' dedim, kendime de kızmıştım okulun 2. Dönemindesin ve sen bu çocuğu yeni mi görüyorsun, ciddi misin ? diye ama ben normal hayatımda böyle olaylarla samimi değildim mesela bahçede dolanıyorsam hep yoluma bakarım başkasına bakıp ne yapacağım ki ama biri bir şey gösterir bakarım, incelerim. İşte ben o anda etkilenmiştim ama tabi aman aman bir şey yoktu sadece tatlı dedim o kadar sonra nasıl bu kadar büyüdü bende bilmiyorum. Her okula gelişimde o yapış yapış aşk böceklerini ve o tatlı çocuk, adına Yiğit diyeceğim, çok sakin bir çocuk belli yani bas gitar çalıyormuş ama böyle cool havaları da yoktu belliydi, çok düzgün biri gibiydi. Baya birkaç hafta dikkat çekmeye çalıştım ama yok tık yok bakmıyor bile, sonunda müzik grubunda sınıfımdan bir arkadaşım Selim vardı, ilkte güvenmemiştim etrafa yayacağını düşünmüştüm ama dikkat çekmeliydim, olmuyordu böyle ,Selim'den yardım istedim, oda 'adını söyle' dedi 1 saatten fazla uğraşmıştır belki de, o ismi öğrenmek için, inadım tuttuysa olur öyle neyse battı balık yan gider Yiğit dedim sonra bana direk 'yazık' dedi sonra 'bakarız' dedi kaldım öyle, bekledim. Okul zamanı Selim gidip, sormuş adımı söylememiş sadece' bizim sınıftan bir kız var, ayarlayayım mı' demiş Yiğit'te 'benim öyle şeylerle işim olmaz' demiş tamam böyle demişsin eyvallah ,peki Selim sen niye Yiğit yanındayken yanıma gelip olayı çaktırıyorsun, elim ayağım nasıl karışmıştı. Allah'ım bakamadım yüzüne, tabi çok üzüldüm diyemem sonuçta etkilenmeydi bu geçerdi yani, fakat bir sorun çıktı. O etkilenme azalmadı git gide bir heyelana dönüştü, okula gittiğimde Yiğit'e baktığımda oda bana bakmaya başlamıştı, bir zahmet o Selimin yaptığını dedemde anlardı ama bu bakışmanın olacağını bilseydim adımı da yollardım kimliğimi de verirdim. Tanısın beni, işte böylece tatlı bir serüvene atılmıştım her şey toz pembe ama arkadaşlarım bu kadar aşırı olduğunu bilmiyorlardı. Bende bilmiyordum ve artık matematik dersleri benim için sadece Yiğitle ilgili olmuştu. Kağıtlara Yiğit Duru yazıyordum, istemsiz yapıyordum, içtiğim çayın karıştırma çubuğuna ona benzeyen birini çiziyordum bide kendimi, telefon kabına yapıştırıyordum sonra Selim bunu anladı sevgilisini yolladı. Sevgilisi bana 'Duru bak üzülmeni istemiyoruz ama Yiğit böyle bir çocuk değil böyle şeylerle alakası yok' dedi tabi benim yüz bir düş bütün yaptıklarımı yırttım attım, yapmayacağım dedim, bitti dedim olmayacak dedim olmamalı dedim .
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Platonik Lise Aşkım
RomansaHer şey istediğim gibiydi, yargılanmamıştım. Hayallerim bu sefer gerçek olucaktı ya da ben öyle hissetmiştim... Gerçek bir yaşantıdır anlatmak istedim rahatlarım diye düşündüm her şey doğrudur isimler haricinde bence denemelisiniz .