0.3

97 3 0
                                    

Bölüm Şarkısı Media'da


BEATRİCE'İN AĞZINDAN


  Nota kağıtlarını çanta içinde düzene sokmaya çalışıyordum, ne ara bu kadar dağınık olmuştum anlayamadım. Alfabetik sırada düzenledikten sonra kemanımı aldım ve akorlarını düzelttim, zamanımı öldürmeye çalışmam bitince kemanı çantası ile beraber kaldırdım. Öfleyip pöfleyip oturamayacağımı anladığımda askılıktan ceketimi aldım ve apartman kapısından Vancouver sokaklarına adımımı attım, hava soğuktu tıpkı her zamanki gibi, sokakta her zamanki gibi yürürken sokaktaki insanların gürültüsü gürültü gibi gelmemeye başlamıştı, gözlerimi kapatıp gülümseyerek derin bir nefes aldım, insanların arasından sıyrılıp yürürken, havai fişek sesleri tüm şehri kaplamaya başladı.

 Öfleyip pöfleyip oturamayacağımı anladığımda askılıktan ceketimi aldım ve apartman kapısından Vancouver sokaklarına adımımı attım, hava soğuktu tıpkı her zamanki gibi, sokakta her zamanki gibi yürürken sokaktaki insanların gürültüsü gürültü gibi ...

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Havai fişekler patlamaya devam ederken yürümeye devam ettim, her gece aynı yerde duran pamuk helvacıya yöneldim. Siyahi bir adamın tezgahıydı, güler yüzlü ve iyimserdi. Her ne kadar insanlar ondan sırf kendi seçmediği bir ten rengi yüzünden pamuk helva almasa da her zaman mutluydu. İnsanları hiç bir zaman anlamadım ve anlamayacağım hepimiz aynıydık ve aynı olacağız sırf ırkımız veya başka nedenler yüzünden birbirimizi dışlayacaksak ne anlamı var ki insanlığın, aklıma her zaman Malcolm X'in sözü gelir bu konu da 'Irkçılık ideolojik bir düşünce değil, psikolojik bir hastalıktır.' Bu sözden hep etkilenmişimdir. Irkçılık aslında bir insanı insanlıktan aşağı bir şey yapıyor. Bu konuda böyle düşünmemi annem ve babam sağlamıştı. Annem ırkçılığa, cinsiyet ayrımcılığına ve din ayrımcılığına dimdik duran bir feminist iken babam ise Donald Trump'ın 2.versiyonuydu. Sanırım bu yüzden ilişkileri fazla sürmedi ve ben etkilenmeyeyim diye beni yatılı bir rahibe lisesine gönderdiler. Beni başlarından savmışlardı aslında bunu biliyordum ama ben ailemden hiç bir zaman ilgi istememiştim zaten. Elimdeki pamuk helvadan sadece çubuğu kalınca çöp tenekesine gidip çöpü attım. Tekrardan derin bir nefes aldım ve gökyüzüne baktım. Hayatım giderek anlamını yitiriyordu aslında. Sadece birazcık renk istiyordum hayatımda bana yaşam sevinci verecek bir şey veya biri farketmez.

 Sadece birazcık renk istiyordum hayatımda bana yaşam sevinci verecek bir şey veya biri farketmez

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


    LUCAS'IN AĞZINDAN

Doktor kapısında hala bekliyordum. O lanet kaltak sancılar çektiği için buradaydık. 4 aylık bebekten ne sancısı çekiyorsa artık. Doktor çıktığında hızlıca Lily'nin yanına girdim, üstünü giyinirken doktor dikkat çekmek amacı ile öksürdü, kaşlarımı çatarak doktorun yanına kapının önüne çıktım. Doktor kapıyı kapattı. "Bay Winchester direk konuya giriyorum karınızın.." burnumdan soluyarak "O benim karım değil!" dedim sertçe "Peki içerideki bayan'ın rahminde bi tümör var ve bu tümör'ün alınması gerekiyor fakat." adam konuşmasını yarıda kesip yutkunduğunda "Devamını getir!" dedim yine sert bir şekilde "Bebeği de almamız gerekecek." dedi, düşüncelerim beynimin etrafında dönerken adam benden bir cevap bekliyordu. "Ne bekliyorsun git artık." dedim, adam yüzüme bakmaya devam etti "Hemen!" diye kükrediğimde hızlıca terketti.

" dedim, adam yüzüme bakmaya devam etti "Hemen!" diye kükrediğimde hızlıca terketti

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


 Lily kapının ardından dik dik bana bakarken "Üstünü giyin." diye komut verdim, yere baktı ve kıyafetlerini üstüne geçirmeye başladı. hızlıca dışarı çıktım. Düşüncelerim sırayla beynimde bi kasırga oluştururken ne yapacağımı bilmiyordum. Başıma saplanan ağrı ile sinirle arabamın yanındaki BMW M3 Cabrio'ya tekmeyi geçirdim, yandan bir adam "Heyy sakin ol adamım ben o araba için bi taraflarımı yırttım." dedi, adama bir hışımla baktığımda adam gayet sakin bir şekilde arabaya geliyordu. Yumruğumu sıkmaya başladım başımda bu kadar dert varken bunla da uğraşamayacaktım. Adam tekme attığım yere bakarken arabaya binmeye çalıştı "Zararı ödeyebilirim." dedim, adam bana bakıp kahkaha attı "Ah siz zenginler, çok şirinsiniz." dedi, kaşlarımı çattım ve yumruğumu daha çok sıktım "Pardon !" dedim hafiften kükreyerek, adam gülümseyerek "Diyorim ki her şey para ile olmuyor arkadaşım sen arabaya tekme attın neden attın sinirli olduğun için ki araba da görülen bi zarar yok ki senden para alamam önemli değil." dedi ve arabasına binmeye başladı, adamın laflarını umursamadan cebimden para çıkardım ve saymaya başladım

" dedi ve arabasına binmeye başladı, adamın laflarını umursamadan cebimden para çıkardım ve saymaya başladım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

300 doları alıp adamın eline tutuşturduğum da adam hiç şaşırmadan parayı elinde aldı. paranın bir kısmını, çok küçük bir kısmını aldı ve paranın geri kalanını bana uzattı. "Buradan kahve paramı çıkardım. Paraya ihtiyacım yok tanrıya şükürler olsun ki." dedi ve arabasına bindi, elini baş hizasına getirip sırıtarak asker selamı verdi. ve saniyeler içinde otoparktan çıkıp kayboldu. O sırada Lily'nin arkamda arabaya yaslanıp sigara içtiğini yeni anlıyordum, elindeki sigarayı elinden alıp çöpe attım "Sigara kokusunu sevmediğimi biliyorsun ve karnındaki bebek her ne kadar seni öldürüyor olsa  da ona da zararlı." dedim, umursamadan arabaya geçti, sürücü koltuğuna geçtiğimde "Zaten öleceğim. En sonunda bu bebek doğunca gideceğim beni göndereceksiniz." dedi, direksiyona hızlıca vurdum "Doğruyu söyle bebek benden mi ?!" diye bağırdım, hiç irkilmedi ve gözlerimin içine baktı "Sana yalan borcum varsa söyle çünkü bu bebek senden." diye o da bağırdı. Burnumdan solurken arabayı çalıştırdım ve arabayı eve doğru sürmeye başladım, Morgana'ya yapacağım açıklamayı kelimesi kelimesine, harfi harfine düşünürken yollar anlamını kaybetmişti. Lily'ye baktığımda kafasını geriye doğru yaslayıp gözlerini kapatmıştım, düşüncelerimin arasında yola devam ettim.


Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 02, 2016 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Saplantı (Pentagram Mafyaları Serisi 1)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin