twenty

1.4K 171 125
                                    

Thomas'ın gözleri parladı. Dylan Thomas'ın dudaklarındaki iksirin etkisinden kurulduğunda saatin geç olduğunu ve eve gitmeleri gerektiğini fark etti. Bir hışımla ayaklandı ve kendi kendine mırıldanıp gülen Thomas'ı kucağına aldı. Ondan bir yaş büyüktü ama şaşırtıcı derecede hafifti. Dylan onu arabaya kadar taşıdı. Arka koltuğa yatırmak istedi ama Thomas çocuk gibi öne oturmak için ısrar etti. Dylan onu kırmadı. Thomas koltuğa oturdu ve 2-3 dakikasını emniyet kemerini takmak için harcadı. Sonunda Dylan arabayı çalıştırdı ve evine doğru sürmeye başladı. Thomas'ın evine de gidebilirlerdi aslında ama bir an Thomas'ın yanlış evi tarif ettiği ve eve girmeye çalışırken huysuz yaşlı bir kadının onları haneye tecavüz suçuyla polise ihbar ettiği senaryosu geçti aklından. Dylan geniş hayal gücüne hayret etti ve kendine güldü. Hem doğru eve gitseler bile Thomas'ın ailesi oğullarının bu halini görünce tonlarca soru soracaklardı. Dylan kimdi? Thomas'ın yanında ne yapıyordu? Thomas bu hale nasıl gelmişti? Ve daha niceleri. Dylan'ın ne verecek cevabı ne de yapacak mantıklı bir açıklaması vardı. Bu yüzden doğruca kendi evine sürmeye devam etti. Yol 2 saatlikti ve başka çare yoktu. Sessizlikten rahatsız olunca radyoyu açtı. XO çalmaya başlıyordu.

"Sen hiç olmadığı kadar parlak aşksın"

Thomas radyoya uzanıp sesi biraz daha açtı.

"Karanlıkta bile"

Ve Thomas şarkıya eşlik etmeye başladı.

"Bebeğim öp beni"

Thomas kaşlarını kaldırdı ve gülerek yüzünü Dylan'a çevirdi.

"Işıkları kapatmadan önce"

Dylan Thomas'a döndü ve göz göze geldiler.

"Senin kalbin parlıyor"

Dylan gülümseyerek gözlerini yola çevirdi ve sıradaki cümleyi söyledi.

"Ve ben içine çarpıyorum"

Thomas başını cama yasladı ve gülümsedi.

"Bebeğim öp beni"

Dylan'ın gözleri ister istemez Thomas'ın dudaklarına kaydı.

"Onlar ışıkları kapatmadan önce."

Dylan, Thomas'ın hızla gelip geçen şehir ışıkları altında ne kadar güzel olduğunu fark etti.

"Onlar ışıkları kapatmadan önce"

Ve Thomas camı açtığında saçlarının uçuşmasını izledi.

"Bebeğim ışıklar kapanmadan beni sev"

Nakarat bölümü geldiğinde Thomas kafasını dışarı doğru çıkarıp bağırarak şarkıyı söylemeye başladı.

"En karanlık gecede"

Thomas Dylan'ın eline elini uzatıp "sende söyle" dedi ona.

"Kalabalık boyunca arayacağım"

Dylan gülerek eşlik etmeye başladı.

"Bütün gördüğüm senin yüzün"

Dylan Thomas'a döndü.

"Sana her şeyi vereceğim"

Thomas Dylan'a döndü ve elini onun elinin üstüne koydu.

"Bebeğim ışıklar sönerken sev beni"

Thomas hızlıca Dylan'a uzandı ve dudaklarına küçük bir öpücük kondurdu.

"Bebeğim ışıklar sönerken sev beni"

Son cümleyi ikisi de önlerine bakıp gülümseyerek söylediler.

"Sen ışığımı kapatabilirsin"

I FoundHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin