Ülkenin karışık olduğu dönemlerde polisler keni aralarında birleşmişti. Pol-Bir ve Pol-Der olarak. Pol-Bir birliği ülkücü polislerin Pol-Der ise devrimci polislerin birliğiydi. Abdullah Çatlı bir gün arkadaşlarıyla aynı arabada devrimcilere karşı çatışmaya gidiyordu. Yolda çevirme olduğunu farkettiler. Ve tabi haliylen arabanın içi silah dolu. Abdullah Çatlı dostlarıyla ve silahlarıyla polise yakalanamazdı.Bu çok onur kırar onu alay konusu ederdi. Bir yolunu bulmalıydı. Çevirmeye yaklaştıklarında bunun hain bi pusu olduğunu anladılar. Devrimciler her şeyi ayarlamıştı. Çevirme yapan polisler Pol-Der birliğindendi bu yüzlerindeki kahpe gülümsemedende anlaşılabilirdi. Planları basitti. Devrimciler çatışmayı haber vermişti ve bu yüzden Çatlının yolu kesilmişti. Ülkücülerin polise mermi sıktığı görülmemiştir. Fakat düşmanın resmisi, gayri-resmisi olmaz. Abdullah Çatlı belindeki silahları farkettirmeden arabadan indi. Diğer herkes arabadaydı. Abdullah Çatlı aniden belindeki iki silahı çekip ateş etmeye başlayınca herkes arabanın camından çıkıp (devrimci) polisleri mermi yağmuruna tutu hazırlıksız yakalanan polislerin duraksamalarından fırsat bulan Çatlı hemen arabaya bindi ve son hızla olay yerinden uzaklaştılar. Abdullah Çatlının şoförlük yetenekleri sayesinde bir çok olayı kolaylıkla atlatabilmişlerdir.Abdullah Çatlının polise kurşun sıktığı iddiaları yalandır. Devrimci polislere bile zorunda kalmadıkça mermi sıkmamıştır.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ülkücü Harekat
Nonfiksibu kitapta Ülkücü Harekat'ın dava adamlarını tanıtıcam ve okuduğum kitaplardan, internet sitelerinden, ocakta verilen seminerlerden öğrendiklerimi alıntılarla size anlatıcam. Abdullah Çatlı, Muhsin Yazıcıoğlu, Yeşil ....
