Uykuların kaçar geceleri,
Bir türlü gün aydınlanmayı bilmez.
Dikilir gözlerin tavanda bir noktaya,
Deli eden bir uğultu başlar kulaklarında,
Ne çarşaf halden anlar, ne yastık.
Girmez pencerelerden beklediğin aydınlık,
Kapanır yatağına çaresizliğine ağlarsın.
Onun unutamadığın hayali,
Sigaradan derin bir nefes çekmişcesine dolar içine,
Sevmek neymiş bir gün anlarsın.Bir gün anlarsın aslında her şeyin boş olduğunu
Şerefin, faziletin, iyiliğin, güzelliğin..
Gün gelir de sesini bir kerecik duymak için,
Vurursun başını soğuk taş duvarlara.
Büyür gitgide incinmişliğin, kırılmışlığın.
Duyarsın,
Ta derinden acısını çaresiz kalmışlığın.
Sevmek neymiş bir gün anlarsın..Bir gün anlarsın ne işe yaradığını ellerinin,
Niçin yaratıldığını,
Bu iğrenç dünyaya neden geldiğini,
Uzun uzun seyredersin de aynalarda güzelliğini,
Boşuna geçip giden yıllarına yanarsın.
Dolar gözlerin için burkulur,
Sevmek neymiş bir gün anlarsın..Bir gün anlarsın tadını sevilen dudakların,
Sevilen gözlerin erişilmezliğini.
O hiç beklenmeyen saat geldi mi,
Düşer saçların önüne ama bembeyaz..
Uzanır gökyüzüne ellerin,
Ama çaresiz,
Ama yorgun,
Ama bitkin,
Bir zaman geçmiş günlerin uykusuna dalarsın.
Sonra dizilir birbiri ardınca gerçekler acı,
Sevmek neymiş bir gün anlarsın.Bir gün anlarsın hayal kurmayı,
Beklemeyi,
Ümit etmeyi,
Bir kirli gömlek gibi çıkarıp atasın gelir,
Bütün vücudunu saran o korkunç geceyi..
Lanet edersin yaşadığına,
Maziden ne kalmışsa yırtar atarsın,
O zaman bir çiçek büyür kabrimde kendiliğinden.Sevmek neymiş işte o zaman anlarsın.