Kolumdan tuttuğu an ölecek gibiydim, bana;
- Otururmusun lütfen. Dedi
Sesimi çıkarmadan oturdum. Bana;
- Peki senin adın ne. Dedi
Sesim titreyerek- Zzehraa. Dedim
Bana neden buraya geldiğini anlattı. Gerçekten ona çok üzüldüm. Bana anlattıkları söyleydi;
- Annemi küçükken kaybettim. Ben bu güne kadar yanlız büyüdüm.
- Peki ya baban?
- Babam da yok gibi.
- Nasıl yani?
- Babam ben bu yaşa gelene kadar annemin ölümünden hep beni suçladı, ben dışarda top oynuyordum ve topum yola kaçınca almaya gittim, oradaki arabayı fark etmedim tam topu alacakken annem beni diğer tarafa itti ve araba ona araba çarptı. Belkide babam haklıdır, belkide gerçekten benim yüzümden annem...
- Kendini suçlama nerden bilebilirdinki?
- Kısacası babam benden nefret ediyodu ve ben bu üniversiteyi kazandım ancak buraya gelmeme izin vermeyince bende kaçtım.
Biraz dertleştik ve saat geç olunca beni evime bıraktı.
- Sen nerede kalacaksın.
- Arkadaşımın evine gideceğim. Dedi.
Üstüme değiştirdikten hemen sonra yatağa uzandım.
- Kızım sen bu saatte uyumazdın hayırdır? Dedi annem.
- Yorgunum anneciğim. Dedim ve geçiştirdim.
Halbuki sadece düşünmeye ihtiyacım vardı. Sabaha kadar onu düşündüm. Düsünürken uykuya dalmışım. Sabah uyandım bi baktım annem tepemde.
- Kız Zehra ne o yoksa birilerimi var?
- Yok annem nerden çıkardın?
- Bilmem gece kara kara düşünen sanki bendim.
- Anne ya sabah sabah hiç çekilmiyosun.
Saçlarımı da yapıp okulun yolunu tuttum. Ben istemesemde gözüm onu arıyordu. Baktım ve onu bulamadım, gelmemişti. Acaba bir şeymi olmuştu???