Güzel bir gündü. Bahçede oturmuş çay içiyordum.Hahahahah komik geliyor yahu sıcak yaz gününde sıcacık bir çay! Her kızında okuduğu gibi içi aşk sözleriyle dolu kitaplar okuyordum. Her kızın olduğu gibi ev hallerinde dağınık topuzlu,bol pijamali,ve daha neler neler! Ama üşengeçlikten kalkıp kendime bi su alamadım. Yani sanmayın ki ben çay tiriyakisi değilim. Ah sizi benim minnoş köpeğimle tanıştırıyım! Adı tombul (çünkü çok tombul) 3 aylık! Her neyse biz şimdi yürüyüşe çıkıcaz! Uffff üşeniyorum yaaa gezdirmeye. Ama malesef gezdirmem gerekiyor! Uf yaaaaaa! Gerekiyor çünkü yakında bir ameliyata girecek. O yüzden bağırsakları dolanmasın diye. Her neyse çıktık işte böle geziyorum. Ondan sonra bi tane erkek var çok güzel (yürüyen meteor) nereliymiş diye sordum. Nereli çıksın! Bizim köylü (şaka). Koreliiiiiii! Aman tanrım didim! SS501 üyesi. Ya ama çocuk öyle böyle değil yaa! Çok tatlı. Adı Kim Hyun Joong'muş. Aaa ben adını "Playfull Kiss" dizisindeki "Baek Seung Jo" adlı oyuncuydu. Çocuk tatlı diye ona bi balık ekmek ısmarladım. Çok sevdi! İnanmadım çünkü yani ne biliyim! Türkleri çok seviyolar ama bu kadar'da sanmazdım! Onunda kalacak yeri yokmuş. Tabi korece konuşarak anlaşıyoruz (korece kursu almanın faydaları)! Dedim sen o kadar ünlüsün ama sana yer yok öylemi dedim! O da evet dedi. Şaşırdım! Annemi aradım annem biraz şübhelendi! Annem'e dedim ki;
-Anne! Merak etme! Bu hani benim çok sevdiğim koreli çocuk vardıya! O bu işte! Lütfen ANNE! -Tamam, peki.
Annesi izin verince. Havalara uçan Sevtuğ. O kadar heycanlıydı'ki. Çünkü idolüyle aynı evde kalcaktı!
Bu benim ilk hikayem! Eğer bir kusur varsa! Kusuruma bakmayın... Eğer beğendiyseniz! Küçük yıldız'a basmayı unutmayın...