Hazırlık başladı... En sonunda! Annem geldi. Her şeyimi yanıma aldım... Evet geldik fasulyenin faydalarını... Geldi çattı o gün! "Gitme günü, ayrılık günü" Ama ben annemi çok özlücem! Olsun... Anneme arada sırada bilet alırım! Tabi Kim Hyun izin verirse...
Ne Kim Hyun'un özel jetimi varmış?! İnanmıyorum! İstanbul-Seul 12 saat sürüyormuş. En iyisi uyumak! Zaten jete biner binmaz üzerime bi ağırlık çöktü! Bu yüzden hemen uykuya daldım. En son Kim Hyun saçımı okşuyordu... Sonra geri uykuya daldım. Böylece yolculuk geçmiş oldu... Bi daha gözlerimi açtığımda yatakta uyuyordum. Ve anlımda bir not vardı. "Ben yılbaşı için çekimlere gidiyorum. Sen güzelce uyu! Buzdolabını açtığında konserveler var. Eğer istiyorsan yemek yapabilirsin... Tabiii! Biliyorsan?
-Aish! Tam bi eşşek! derken kapı aralanır...
-Aaaa! Tam bi eşşek'im değil mi?
-Şey... Yüzünüzü gösterebilir misiniz?
Kim Hyun 'dur! Aman tanrım! Beni kandırdın demek. Öyle olsun Kim Hyun! Ben bunun öcünü alırım...
-İntikam soğuk yenen bir yemektir! Biliyorsun değilmi?
-Evet ama sen bana kıyamassın. Sıcak yedirirsin...
-Tabi! Ben sana kaynar yediririm!
-Tamam... Özür dilerim! (fısıldayarak) "Aşkım"
-Neeee? Aşkım mı?
-Evet! Biz sevgili değilmiyiz?
-Aaa! Doğru ya... Hihi!
-Seni seviyorum!
-Sen beni seviyorsun öyle mi!
-Niye sevemez miyim!
-Şaka şaka! Bende seni seviyorum!
Bir iki saat sonra arkadaşları gelicek... Bişey yapmam lazım! Onlara karnı yarık yapıyım? Nasıl olur? İlk Türk yemekleri benden! İlk Lee Min Ho geldi.Ben bu çocuğu çok tatlı buluyodum! Ama artık benim bir sevdiceğim var! Ondan sonra "Boys Over Flowers" dizisindeki arkadaşları geldi! Yaaa ben hepsinin fanıyım! Şimdi imza alsam ayıp olur... Uffff Kim Hyun gitsin içeri ben onlardan 5 dakika'da alırım! Zekiyim ben. Ama IQ o kadar muhteşem değil! Kore'ye geldim geleli hiç Türkçe konuşmadım! En iyisi söylenirken Türkçe söylenmek... Aaa annemi arıyım biraz onla konuşuyum!
-Anne! Nasılsın?
-İyi kızım. Sen nasılsın?
-İyi bende nasıl oluyum!
-Seni özlenmekle geçiyorum günlerimizi kızım!
-Ayyy! Anne! Söylüyüm burda köpek eti yenmiyor! Merak etme!
-İyi iyi sen ginede dışardan yemek yeme!
-Anne! Burda Türk lokantası var!
-İyi kızım! Çok yazmasın! Görüşürüz...
-Bay bay...
Annemle konuşmak beni rahatlattı! İyiylermiş ya! O bana 1 ay yeter... Kim Hyun yolladımı acaba misafirleri? Yoksa! Hala beni mi dinliyor? Yok ya dinlese bile anlamaz çünkü Türkçe konuştum! Dışarıya çıktığımda Kim Hyun ordaydı;
-Oppa! Sen burda napıyosun?
-Oppa? Hıııı anladım sevgi gösterisi yapıyorsun!
-Evet! Misafirler nerde gittiler mi?
-Yok sana bir şey vericeklermiş?
-Hadi gidelim!
El ele tutuştuk ve içeri girdiğimde posterin üzerinde "BENİMLE EVLENİR MİSİN?" yazıyordu! Benim gözüme bir kararma gelmeden önce "EVET! SONSUZA KADAR EVET! SONUNDA DEDİM BUNU!" herkez güler ama ben baygınlık geçirmişim! Uyandığımda Kim Hyun;
-Havadan mı hamile oldun?
-Yaaa! Şaçmalama çok heycanlandım!
-Parmağına sen uyurken ben taktım yüzüğü? Nasıl?
-Hiiiiii! Çok...
-Ne çok mu kötü?
-Hayır çok güzel!
Yanağına ve dudağına bir öpücük kondurdum! Ama dudağındaki biraz uzun sürdü galiba! Ama çarpılacam şimdi! Tövbe tövbe! Haha! Eve gidince beni kendi yatağına aldı! Ama olmaz! Evlenmeden olmaz! Bize böyle öğretildi! Hem bana Teyzemin bir lafı vardır! Her zaman ulaşılmaz ol ki zor vazgeçilesin! Evlenince birlikte yatarız olur mu? Hadi ben gittim dedim ve kaçtım! Kendi yatağıma gittiğimde! Güllerle kaplıydı! Yaaa çok romantik...
Eğer bir kusur bulursanız... Affola! Hepinizi çok seviyorum! Bu bölüm ilham periciklerim tavan yaptıda! O yüzden bölüm uzun oldu ama siz seversiniz diye uzun yaptım! Eğer hep böyle isterseniz hep böyle yaparım!
Öpüldünüz...
