"Dolunay hanım !! Uyanın lütfen"
"Uuufg"
Bu dadımın sesiydi.
"Dadı sana kaç kere dedim bana hanım deme diye"
"Ama Dolunay hanım.."
"Hala hanım diyor yaa... Tamam neyse sen kahvaltıyı hazırla ben geliyorum"
Gözlerimi ovuşturup yatakta öylecesine etrafa bakınıyordum. Bir anda aklıma geldi de dadım niye beni sabahın köründe uyandırdıki ?
"Dadıı ! Niye beni sabahın köründe uyandırdınkii !"
"Dolunay hanım unuttunuz mu bugün okulun ilk günü"
"Heee... Haaa... AAAAAAAAA!!"
Deli gibi çığlık attım. Çünki bugün okulun ilk günü. Hayatın en berbat şeyi.
"Dolunay hanım ne oldu ?"
Dadı'm yanıma koşa koşa gelmişti. Ben ise resmen ağlıyordum.
"Bugün okulun ilk günü-üü"
"Evet ?"
"Ne demek evet ?! Okul tımarhane gibi birşey !! Yaa Mustafa'ya söylesene para ödiyelim de gitmeyeyim okula"
"Ama Dolunay hanım anne ve babanız böyle birşeye hayatta izin vermez !"
"Yaa-aa !!"
Gözümden basbaya yaş aktı. Gözümden akan yaşı sildim.
"Gitcek miyim yani ben o tımarhane'ye"
"Evet Dolunay hanım. Hem o kadar kötü değil yeni arkadaşlar edinebilirsiniz."
"Bebekmişim gibi konuşmayı bırakır mısın dadı. Uuf neyse git kahvaltıyı hazırla ben de üstümü değiştireyim"
"Tamam. Bu arada Dolunay hanım yeni okul kıyafetlerinizi makyaj masanızın üstüne koydum"
"Tamam"
Dadım odamdan çıktığı gibi makyaj masamın oraya gittim. İğrenç okul kıyafetlerine iğrenç yüz ifadem ile bakıyordum.
"Bin tane ödev veriyorlar, berbat kıyafetler giydiriyorlar, berbat yemekler veriyorlar, ota boka karışıyorlar ve biz onalara dünyanın parasını veriyoruz bu mu adalet ?!"
Kendi kendime mızmızlanırken çoktan kıyafetlerimi giymiştim bile.
Aşağıya indiğimde dadım çoktan kah- valtıyı hazırlamıştı. Sadece ben olmama rağmen bi ton yiyecek vardı.
"Annemler çıktılar dimi"
"Evet Dolunay hanım"
"Bak dadı şu hanım işini artık bırak tamam mı ?!"
Dadı'mın bana hanım demesini annemin tembihlediğine eminim.
"Tamam Dolunay"
***
Kahvaltımı yaptıktan sonra odama çıktım.
Makyaj masamın önündeki küçük sandalyeye oturdum. Yüzüme fondoten sürerken gözlerimin yaşardığını fark ettim. Bu uzun zamandır neredeyse her gün olan bir şeydi. Gözlerimi sildim ve fondotenimin silindiğini fark ettim. Tekrar fondotenimi sürdükten sonra çantamı koluma taktım ve aşağıya indim dadıma bir öpücük kondurdum ve arabaya bindim.
Telefonumu açtım. Whatsapp'tan mesaj gelmişti. Bu en iyi arkadaşım Deniz'den gelmişti.
*Dolunay Deniz whatsapp konuş- ması
Deniz: Dolunay nerede kaldın ders başladı başlıyacak
Dolunay: Geliyorum yoldayım
Deniz: Hızlı ol çoh müko tipler var ;)
Dolunay: Tamam geliyorum :) *
"Mustafa abi biraz hızlı olur musun ?"
"Tabi Dolunay"
Mustafa abi hanım lafından nefret ettiğimi bildiği için bana sadece Dolunay diyordu. Onu seviyordum. Bazen onla dertleşiyordum bile.
"Dolunay"
"..."
"Dolunay"
"..."
"Dolunay hanıım !!"
"He efendim"
"Okula geldik"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gecemdeki Dolunay'ım
Teen Fiction"Ben senin neyinimki ?!" Ben çığlık çığlığa bağırmaya devam ederken bir anda bileğimden tuttu duraksadım ve ona baktım "Sen benim gecemdeki dolunayımsın"