III. Bölüm

92 11 5
                                    

Multimedya Karakterlerimiz *-*

Uyandığım da "Yataktan çıkmayıp bütün gün uyusam mı?" diye düşündüm ama sonra vazgeçip banyoya yöneldim. Hızlı bir banyo yaptıktan sonra saçlarımı kurutup üzerimi giyindim. Saate
baktığımda gözlerimi büyütmeden edemedim. Nasıl bu kadar erken uyanabilmiştim? Aşağı indiğimde bütün ev ahalisinin uyuduğunu çok geçmeden fark ettim. Çekmeceden post-it çıkartıp üzerine Amerikanlara özenerek bir not yazdım "Sayın Kılıç ailesine; bu sabah biricik kızınız erken kalkıp kahvaltısını dışarıda yapmaya karar verdi. Bu yüzden ben kaçtım."   yazıp dolabının üzerine yapıştırdım. Dışarı çıkıp evin bir aşağı sokağındaki kafeye vardım. Salaş bir yerdi. Normal bir kahvaltı tabağı sipariş ederken aklıma Orhan geldi.  Dün gitar çaldığını öğrenmiştim. Gülerken gitar çaldığı geldi aklıma sonra böyle ellerini  tellerde gezdirişi ayağıyla ritim tu-
Sevgilisi olmayan gördüğün ilk t*şaklıya aşık oldun herhalde  iç sesim haklıydı, Orhanı kafamdan kovup tabağımı bitirmeye odaklandım tabi yemek önemli.

***
"Kankilop Orhan p*pisi sizin sınıfta."
"Hazal p*pi kelimesi hoşuna mı gidiyor? Neden bu kadar çok kullanıyorsun?"
"Canım cicim bak şimdi t*şak kaba. P*nis garip bir elitliği var. En iyisi p*pi işte"
"Hazal sen harbi malsın güzelim."
"Bende seni şekerim" diyip yanıma oturdu Hazal.
"Kanka Ege gelmedi okula bugün. Of! Kim benimle ilgilenicek o zaman?"
"Bu Ege de seni ilgi hastası yaptı. Her yerde Ege, Ege, Ege diye geziyosun yakında annen sana seslendiğinde Ege dersen hiç şaşırmam."
"Sus kız zilli. Hadi bebeğim zil çaldı ben kaçtım." diyip el salladı Hazal bana. Bende gülümseyerek karşılık verdim.

•••

Eve geldiğimde sinirle çantamı yere atıp ayaklarımı yere vura vura yukarı çıktım.  Gerizekalı odun ne olacak!? "Son bono sovoyoson çok bollo."

"Kanka bilmiyorum, seviyorum herhalde. Yani bu kadar erken tespit koymak komik ama çocuk aklımdan çıkmıyor. Gamzeleri falan aklıma geliyor. Ne yaptım ben Nazlı?"  Nazlı beni sakin bir şekilde dinleyip konuşmam bitince sarıldı. " Sol yanımızda ne olur ne biter kimse bilmez çünkü o hep tek başınadır kimseden yardım almaz. İnsan bir sürü kişiye aşık olur ama sadece birisine çok değer verir, ondan vazgeçemez. Daha sen dereyi görmeden paçaları sıvadın güzelim. Daha görüceğimiz çok şey var." Nazlıya gülümseyip

"Teşekkür ederim bebeğim." dedim. Okul bittiği için kitaplarımı toplamaya başladım. İşim biraz uzun süreceği için Nazlıyı önden gönderdim. Kitaplarımı dolaba koyup çantama eşyalarımı yerleştiriken sınıfa birisi girdi. Kafamı kaldırdığım anda böyle tatlı bir karın ağrısı girdi karnıma. Sınıfa çantasını almaya geldi herhalde çünkü bugün sadece bir tane derse girmişti. Gözlerimle onu soyarken kafasını kaldırıp bana baktı. Ben de salak gibi gözlerimi kaçırdım. Bana yaklaştığını duyabiliyordum.
"Naz dünden beri garip davranıyorsun. Dün tanışmıza rağmen duyguların çabuk yeşermiş sanırım. Sen beni seviyorsun, çok belli."

Of! Rezil olmuştum. Çekmecemdeki çakmağı ve sigarayı alıp balkona çıktım. Bir dal alıp yaktıktan sonra kızlarla konferans yapıp bu olayı anlattım. Aramızda en çok tepki gösteren Hazal oldu. "Yarın o lanet olasıyı öldürüceğim" diyip duruyordu. Telefonu kapattığımda bugün dersde aldığım notların üzerinden geçtim. Otuz dakika kadar çalıştıktan sonra Ceren'in yanına gidip birinci sınıf maceralarını dinledim.
Ceren anlattıkça antıyordu. Sonunda dayanamayıp "Aç mısın?" diye sordum. Kafasını salşayınca ikimiz de dolapta olan yemeklerden ısıtıp yedik...

Yorum ve votelerinizi bekliyoruz :*

Bitmeyen AşkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin