Ahh. Uyuyup kalmışım. Her yerim tutulmuş kahretsin. Gözlerimi zor da olsa açabilmiştim. Elimde ise not duruyordu. Kaç kez okudum bu notu bilmiyorum ama , hâlâ bir anlam verebilmiş değilim. Başım sanki çatlıyor , nasıl bir ağrı bu böyle ? Pencere açıktı ve yağmur yağmaya devam ediyordu. Sanırım uzansam iyi olacak. Oturduğum yerden kalkıp yatağıma doğru yöneldiğimde , birden telefonum çalmaya başladı. Arayan gizli numaraydı.
Telefonu açmayı istemiyordum çünkü , onun sesini duymak artık bana korku veriyordu ama , telefonu açtığım zaman bana söyleyecek olduğu şeyleri de duymak istiyordum. Tekrar gıcırdayan sandalyeme oturdum ve telefona bakmaya başladım. Telefon 4. Kez titredi. 5... 6...
- " Telefonu geç açtığına göre biraz korkuyor gibisin Daniel. "
- " Kimsin bilmiyorum ama , artık şu lanet olası oyuna bir son verirsen iyi olacak. "
- " Oyun mu dedin ? Bunun bir oyun olduğunu mu sanıyorsun ? Eğer böyle düşünüyorsan saatin kaç olduğuna bakman yeterli Daniel. "Biraz bekledim ve derin bir nefes aldım. Telefonu kulağımdan çekip saate baktığımda , bir an gözlerime inanamadım. Gözlerimi ovuşturup tekrar saate baktığımda ise değişen bir şey olmadığını fark ettim. Saat 03:51 ' di. Artık kendi kendime gülmeye başlamıştım. Bu imkansızdı. Bir gün boyunca uyumuş olamazdım.
- " Neden gülüyorsun ? "
- " Bu.. Bu nasıl olur ? "
- " Buna alışırsan iyi edersin. "
- " Bana bütün bu olanların ne demek olduğunu söyler misin ? "
- " Pencereden dışarıya bak Daniel. "
- " Neden ? "
- " Bana soru sormaktan ne zaman vazgeçeceksin ? "
- " Bana her şeyi açıkladığın zaman. "
- " Açıklama yapacak tek kişi sensin. "
- " Bu da ne demek oluyor şimdi ? "
- " Eğer sorulara cevap bulmak istiyorsan dediklerimi yap. "Oturduğum yerden sinirli bir şekilde kalkmamla beraber sandalye yere düşmüştü. Pencereye doğru ilerlerken acaba bu sefer beni ne gibi bir şey bekliyor ? Diye düşünüyordum. Gitmeliydim. Onun dediklerini yapmalıydım. Buna engel olamazdım artık. Son birkaç adım kala , korkutucu bir sessizlik olduğunu fark ettim. Duyduğum tek şey kalp atışlarımdı. Ellerim titremeye başlamıştı. Artık kalan son adımları da atıp pencereden dışarıya doğru baktım.
Yine o. Yine aynı yerde duruyordu. Yine o ceket. Farklı olan tek şey telefonu tutmasıydı. O an telefondan gelen sinir bozucu bir gülme sesi duyuyordum.
- " Merak etme , bu sefer yere yığılacak değilim. "
- " Ne istiyorsun benden ? "
- " Hiç... Hiç bir şey. "Telefonun kapandığını farkettim. Ona bakıyordum. Sadece ona bakmaktan başka hiç bir şey yapmıyordum. Telefon hâlâ kulağımda duruyordu. Ne o hareket ediyordu ne de ben. Böyle devam edemezdi. Onun kim olduğunu öğrenmem gerekiyordu.
Zor da olsa ona bakmayı bırakıp kapıya doğru koştum. Paltomu ve anahtarımı almadan çıkmıştım ama sorun etmiyordum. Yanımda sadece telefonum vardı. Merdiven basamaklarını hızla indikten sonra dış kapının camından etrafı süzüyordum. Kapıyı açtıktan sonra birkaç adım attım ve duraksadım. Tam karşımda duruyordu. Sanki bana bakıyor gibiydi. Yüzünü göremiyordum. İlk kez ona bu kadar yakındım. Biraz daha yaklaşmak istedim ama o an bir ses duydum. Ses telefonumdan geliyordu. Ne olduğunu anlamak için telefonu kulağıma getirdiğimde ;
- " Beni şaşırtıyorsun. Senin için görmeni istediğim bir şey var Daniel."
- " Nedir o ? "
- " Mavi binadaki balkon kapısına bak. "Neden oraya bakmamı istediği anlamamıştım. Yağmur damlalarının gözlerime gelmemesi için elimle yüzümü siper edip , balkon kapısına baktım. Kapı açıktı. Rüzgârdan dolayı sağa sola gidip gelirken duvara çarpıyordu.
- " Neden balkon kapısına bakm.. "
Telefon kapanmış , o ise gitmişti. Ne olduğuna anlam veremeden biraz daha ilerledim. Etrafa bakındığımda , caddenin ortasında yine yavaş yavaş yürüyordu. Nereye gittiğini ve en önemlisi onun kim olduğunu öğrenmem gerekiyordu. Fazla uzaklaşmadan onu takip etmeye başladım.
Adımlarımı ona göre biraz daha hızlı atıyordum. Acaba peşinden geldiğimi biliyor muydu ? Belki de eve gittiğimi sanıyordur ? Diye sorular sorarken kendime , ona iyice yaklaştığımı farkettim. Adımlarımı yavaşlatıp takip etmeye devam ederken , dikkatimi çeken bir şey oldu. Sokak lambalarının yanından geçerken lambaların ışığı sönmeye yakın bi hâl alıyordu. Arkama dönüp baktığımda ise bütün lambaların sönmüş olduğunu gördüm. Bu iş gerçekten beni korkutmaya başlamıştı.
Biraz daha ilerledikten sonra , onun ara sokağa saptığını gördüm. Hafif bir tempo ile bir kaç adımımı koşarak attım. Ara sokağa girdiğimde ise adım atmama gerek kalmamıştı. Önümde sadece düz bir duvar vardı. Üzerinde ise bir bulmacadan farksız bir yazı vardı.
[ 9. AĞACIN GÖLGESİNDEKİ SANDIK AÇILMAYI BEKLİYOR ]
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tek Histek
Mystery / Thriller- " Daniel.. " - " Neden hissedemiyorum ? " - " Hissetmek için yaşamak gerekir Daniel. " - " Yaşamak istiyorum. " - " Bunun artık mümkün olmayacağını biliyorsun. " - " Ben.. ben.. ahh. Neresi burası ? " - " Burası 9. Vadi. " - " 9 mu ? Kahretsin. " ...