Büyümüştüm ve büyük bir lokanta sahibi olmuştum. Ülke genelinde ünlü bi aşçı olmuştum. Lokantam iyi iş yapıyordu. Hiç beklemediğim bir anda lise arkadaşım Hazal beni aradı. Avukat olduğunu söyledi. Hedefine ulaştığını öğrenince cok mutlu oldum.Ne zaman gerekirse arayabilicegimi söyledi. Bir gün kapıma kötü giyinimli bir çocuk geldi. İş aradığını söyledi. Evsiz olduğunu oğrenince sessiz kalmadım. Ona depoda kalmasi icin elimden gelen en iyi yeri yapmaya çalıştım. Çok mutlu oldu. Gözleri yıldız gibi parladı. Birgün ona yemek yapmayı öğretmek istediğimi söyledim. Daha önce hiç yemek yapmadığıni ve yapıcağım işi batırmamak istediğini söyledi. Ben ısrar ettim ve ikna ettim. Gözlerime inanamadim. Onda farklı bişey vardı. Çok yetenekliydi. Sorduğumda ise bu yemekleri hayatında ilk kez gördüğünü söyledi.Çok şaşırdım. Hergün onu denemeye başladım. Çok yetenekliydi. Onu çırağım yapmak istediğimde yüzünden mutluluk akıyodu. Kim olduğunu öğrenmek istedim: "Gel senle bi konuşalım evlat." Adı Hasan'dı. Artık onu çocuğum gibi görüyodum ve o bana yetiyodu. Evlenmeye gerek duymadım. Hasan: "Tabi abi."dedi.
Ben: Ailen yokmu senin?
Hasan: Yok abi. Bi kazada kaybettim.
dedi kötü bi suratla. Bende üzüldüm tabi. Az çok anlayabiliyodum halini.
Lokantanin karşısında çok agresif bi adamın işlettiği küçük bi dükkan vardı. Ben lokanta açtığımdan beri iş yapmıyodu. Çocuğuyla karısını eve giren bi hırsız öldürmüştü. Benim Hasan'la olan yakın ilişkimi gördükce çocukları aklına geliyodu. Ayrıca işimide kıskanıyodu. Günlerden pazartesiydi. İse gidiyodum. İşyerinden benim tarafa doğru hızlıca bir ambulans geçti. İşyerine gittiğimde heryer polis doluydu ve karşı dükkanın agresif sahibi elleri kelepçeli halde polis aracına bindirildi. Hasan'ı bulamayınca polislere sordum. Burda yerde yaralı şekilde kötü giyinimli bi çocuğu bulduklarini ve az once ambulansa bindirildigini söylediler. Boğazım düğümlendi. Olaya şahit olan bir adam geldi ve "Herhalde lokantada nöbet tutuyodu; anlayamadim. Ama kendinden buyuk birisiyle cesurca kavga etmesi beni cok etkiledi. Ben yetisemedim. Adam onu bıcakladi. Bende elime ilk buldugum seyi alip kafasina vurdum ve bayildi sonrada polisi aradim,ambulansi çağırdım."dedi. Ben şok oldum. Hemen gidiceği hastaneyi öğrendim ve gittim. Gittiğimde çok gecti. Babam vefat ettigindeki duyguyu simdide yaşamıştım. Unutamiyordum ve kötü günler geciriyodum. Bir hafta lokantayi kapadim. Hazal'ı aradim: "Hazal sana işim düştü acil gelmelisin."
O da "Nolduda bukadar telaşlısın?"dedi. Gelince anlaticagimi soyledim. Adresi soyledim. Neyseki uzak değildi. Araştırınca adamın hasta olduğunu, karısını ve çocuğunu onun öldürdügünu ogrendim. Dava actim. Hazal bana avukatlik yaptı. Davadan yuklu para kazandim. Annemle konuştum ve herseyi anlattim üzgün bir sekilde. Annemde çök üzüldü ama en azindan para geldiğine mutlu oldu. Lokantayi sattim ve emekli olmaya karar verdim. Annem bunu ögrenince bana sinirlendi ve "Çok iyi iş yapıyodun. Çok para kazaniyodun ve simdi tüm zenginligini kaybettin."dedi. Bende susmak istemezdim. Önemli olanin para olmadığını biliyodum ve su cevabı verdim: "Ben asıl zenginliğimi Hasan ölünce kaybettim."