6 YIL ÖNCE;
Karanlıktı.Titreyen ellerimle dizlerimi sarmaladım.Soğuk su tüm bedenime işliyordu.Gözlerim karşıya sabitlenmişti fakat önümü göremeyecek kadar kördüm.Beynimin odacıkları kötü anılarımı tekrar tekrar oynatıyordu.Titriyordum,bedenim bana itaat etmiyordu.Suyun sesi dışarıdaki sesleri bastırmıyordu.Zaman geçmiyordu.Soğuk bedenime ilmek ilmek cinayeti işliyordu.
''Bu kız evlenecek,yoksa onu kendi ellerimle öldürürüm.Leşini bile bulamazsınız!"
Su biraz daha soğudu fakat damarlarımda kol gezen öfke kaynıyordu.
"Yapma ağam,daha küçüktür.."tenin tene çarpma sesi yankılandı.Kısa bir sessizlik oldu.
"Küçük küçük diye başımıza çıktı.Okul falan yok,en kısa zamanda Ferhat Ağam ile evlenecek.Buda son sözümdür!"
Dış kapının sesi yankılandığında irkildim.Yanağımdaki şiddet delicesine acıdı.İçimde volkanlar patlarken,dışım sessizdi.Küçüklükten öğrenmiştim ifadesizliğimi.Küçüklüğüm öğretmişti bana sessizliği.Babamın her darbesinde sessiz kalmayı öğrenmiştim,sırf ona bu zevki vermemek için.
Yıkık dökük,rutubetli duşakabinimizden kalktım.Soğuk daha belirginleşti.Soğuğu severdim,tek kaçış yerimdi.
Elbise üzerime yapışmıştı,adımladığım her yere damlıyordu.Yapacak bir şeyim kalmamıştı.dayanacak gücüm de.Babam son sözü söylediyse,tek çaremdi bu benim.Evli adamın kuması olacağıma,ölmeyi yeğlerdim.Zaten bu evde bir değerim yoktu.Cesedimi bulduklarında da üzüleceklerini sanmıyordum.
Yüzüm kararmış aynaya takıldı.Tenim bembeyazdı,sürmelerim akmıştı.Yanağımdaki el izi belirgindi.Gözlerim kıpkırmızıydı.Ağlıyordum.
Ellerim gözlerime gitti.Ağlıyordum.Ağlamamlıydım!
Yerinden çıkarırcasına sildim gözlerimi.Yaşlar aksine durmuyor daha çok akıyordu.Hissizdim fakat içim yangın yeriydi.
Gözlerimi bıraktım.Yaşama sevincimi bile almışlardı elimden;gençliğimi,çocukluğumu çalmışlardı.Yaşamak bile zor geliyordu.Burada,bu insanların yanında cehennemi yaşamak istemiyordum.Hızla çekmeceleri karıştırdım.Buğulu gözlerimle aradığıı bulamadıkça sinirlerim gerildi.Her kapağı sertçe kapattım.Koridordaki seslere aldırmadım.O kadar nefret doluydum ki;ya canıma kıyacaktım,ya da nefretimi tek tek burunlarından getirecektim.
"Kızım!"
Diğer dolabı açtığımda önümdeki bıçak parladı.
Yapabilir miydim?
"Sıla'"kapı sertçe vuruldu.
"Abla!"tereddüt etmeden bıçağı elime aldım.Küflüydü,puslu yansımam göze çarptı.Yere oturdum.Derin bir nefes alarak Allah'a yalvardım,beni affetsin diye.
Defalarca yumruk kapıya indi.Saniyeler yavaşça ilerledi.
Cesaretimi topladım.Gözyaşlarım bile rahatsız etmeyi bırakmıştı.Sanki gidişimi kutluyormuş gibi hızla atıyordu kalbim.Huzura eriyordum...
Dışarıdaki sesler çoğalırken sağ bileğime indirdim ilk darbeyi.Gözlerim karşıdaydı.Derin kesik canımı yaksada gülümsedim.Soğuk bileğime yayılan sıcak kan tuhaf hissettirmişti.Diğer bileğime de kesik attığımda bakamadım.Kendi intiharımı izleyemedim.
Kapı zorlanmaya başladı.
Ruhum ellerimden kayıp gidiyordu.Hissediyordum.
Karşımda küçük bir kız belirdi.Simsiyah elbisesinin eteklerinden tutarak gülümsüyordu.
Bu kız benim küçüklüğümdü.
Minik ellerini uzattı.Hiç tereddütsüz tuttum.
Soğuktu.
Yine soğuğa sığınmıştım.Ölürken bile soğuğa sığınmıştım.Gözlerim tamamen kapandı,soğuktu.Dudaklarımdaki gülümseme gitmedi,ama soğuktu.Dünya bana soğuktu,bense bu hayata soğuktum.Fakat gülümsemem soğuktu,ama hiç dinmedi.
İlk yazdığım hikayelerden biri olduğu için MAİ'yi düzenlemeye alıyorum.Kurguda da ve bölümlerde de değişiklik olacaktır.Daha iyi bir hikaye ile karşınıza çıkma temennisiyle.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAİ
Художественная прозаHer insanın hayalleri vardır.Yaşaması gereken hayatı,idealleri.Bizim gibi kızların hayalleri yoktur.İdealleri ya da hayatı.Küçüklükten satılır bedenleri.Ruhları kimsenin umrunda değildir.Sadece hizmet ederler,köle olurlar. Kölelik yapmazsan....cezas...