Lanet olası herif her yerden çıkmak zorunda mıydı?Mesajı açıp okumaya başladım."Merhaba Açelya.Beni hatırlıyorsundur umarım.Yarın sana verdiğim iş için Akınla birlikte burda ol.O seni gelip alacak.Biliyormusun yapacaklarını şimdiden merakla bekliyorum.Sevgilerle..."Lanet olası herif ne yapmaya çalışıyordu,beni nereden bulmuştu yada neden bendim?Derdi neydi bunların?Tuğçeyi uyandırmadan kalkıp banyoya gittim.Saçımı başımı düzeltip Tuğçenin makyaj malzemelerinden ödünç alarak bir kaç bir şey yapıp Tuğçeye not bırakarak çıktım.Beni göremeyince on ton laf etmesi yerine gittiğimi haber vermek daha mantıklı geliyordu.Hızlıca aşağıya inip kimse görmeden evden çıktım.Akına mesaj atıp gelmesini söyledim.Yaklaşık on beş dakika sonra gelmişti.Yine o siyah spor arabasının içindeydi.Bu arabayı seviyordum.Evet Akını değil arabasını seviyordum.Kapıyı açıp arabanın içine atladım ve kapıyı kapattım."Selam yakışıklı bugün nasılsın bakalım?"dedim okşayarak.Dönüp bana baktı."Onu bana mı dedin sen?"diye bir soru sordu."Hayır aptal şu içinde olduğumuz bebeğe dedim."dedim sırıtarak.Ona dememi bekleyemezdi.Allahım şu şıklık hiç bir arabada yoktu.O sırada'Sabır'dediğini duydum.Çaktırmadan güldüm ve onu daha da sinir etme yollarını düşündüm."Aslında biliyormusun çok tatlı görünüyorsun.Dışardan soğuk ama karizmatik içerdense capcanlı, estetik ve mükemmelsin.Seni bu yüzden seviyorum.İlk gördüğümden beri...""Yeter Açelya!Bildiğin arabama yürüyorsun şuan.Kapa çeneni yoksa seni burda indirim."dedi ve ben tırsarak önüme döndüm.
Geçen beni zorla getirdikleri yere şimdi Akınla gelmiştim.Adamın evinin bahçesinde bir sürü genç vardı.Ortalama bizle aynı yada bir kaç yaş büyük kızlı erkekli guruplardan oluşuyorlardı.Akın elini belime atarak"Ses çıkarma."dedi.Zaten bu vahşilerin arasında korktuğum için bende bir şey demedim.Diğerlerinin yanına doğru ilerledik.Hepimiz bahçede salak adamı bekliyorduk.Biraz sonra oda geldi."Ooo!Selam gençler nasılsınız?"Hep birlikte 'İyiyiz' diye bağırdılar.Bu ne mallık anlayamamıştım.Adamı sevdikleri her hallerinden belliydi.Akına baktım,ben ona bakınca oda bana baktı.Dudakları yukarı doğru kıvrıldı.Bende güldüm.Sezgin salağına bakmaya devam ettim."Güzel,güzel.Ne için burda olduğunuzu biliyorsunuz zaten.Aranızdan kim Açelya ile gidicek?"dediğinde tüm gözler bana döndü.Akına biraz daha yaklaştım.Belimdeki eli dahada sıkılaştı.İçlerinden biri 'Ben'dediğinde o tarafa döndüm.Pis pis sırıtan bir çocuk yanıma geliyordu."Selam güzellik."dediğinde midem kalkmış sayılırdı.Akın beni kendine çekerek'O benimle'dedi.Çocuk tekrar gülerek elini saçımda gezdirdi.Öfkeden kıpkırmızı olmuştum.Sinirle çocuğa baktım.Akına döndü."O hiç belli olmaz.Bakalım zaman ne gösterecek?"dedi.Tam bir şey söyleyecektim ki Akın eliyle belimi sıktı.Öfkeyle dönerek ona baktım.Bana ne kadar yavru kedi bakışı atsada çene kaslarından gergin olduğunu belli ediyordu.Susup önüme döndüm."Ozaman Rüzgar ve bir kişi daha lazım...Oda Uygar olsun."Uygar dediği çocuk umursamaz tavırlarla bana döndü.Bune abi bunların bir ortası yokmu.Allahım hepsimi beni mi bulur?"Selm"dedi.Çocuk selam demeye bile üşenmişti.Bu beni mi koruyacaktı yani! Ben buna çorabımı bile emanet etmezdim.Cevap bile vermedim.Akının yanına geçti ve sohpet etmeye başladılar.Daha demin bana selm diyen çocuk şen şakrak konuşunca şok olmuştum.Bu saçma yerden bir an önce ayrılmak ve eve gitmek istiyordum.Herkes yavaş yavaş dağılıyordu.Akın,ben,Rüzgar ve Uygar,Sezgin salağının yanına gittik."Gelin bakalım.Şimdi yapacağınız iş şu ; oraya bir arabayla gideceksiniz.Akın sen Açelya ile içeri gireceksin kimseye görünmeden adamın katına çıkın biri görürsede doğal davranın. Rüzgar ve Uygar sizde dışarda onları bekleyin.Asıl konu şu ki Açelya adamı isabet edip vuramazsa iş mahvolur onun için vuramazsa elindeki silahı Akın sen alacaksın ve işi bitireceksin.Sonrada hızlıca arabaya atlayıp burdasınız.Aksilik istemiyorum."diyen Sezgine şok olmuş bir şekilde baktım.Adam her şeyi planlamıştı ve bir de çok basitmiş gibi anlatmış üstüne aksilik te istememişti.Hıı slk hıı moduna girip arkamı dönüp yürümeye başladım.Biraz sonra kolumdan tutup hızlıca kendine çeken Akınla burun buruna geldim.Dişlerinin arasından tıslayarak"Ne yapıyorsun sen?"diye bir soru sorunca sinirim iyice tepeme attı."Asıl sen ne yapıyorsun ya!?Yok o benimle demeler falan.Noluyo?"Kolumu sertçe bırakıp işaret patmağını sallayarak konuşmaya başladı."Uslu uslu durmazsan bozuşuruz bu 1,burda kuralları ben veriyorum bana nasıl davrandığım ve davranmam gerektiğini söyleyemezsin 2,demin öyle demeseydim o yamyam herif seni yerdi 3.Şimdi kes sesinide önüme düş.Bu konudan daha önemli işlerimiz var."dedi.İlerlemeye başladığında ben hala olduğum yerde duruyordum.Arkasına dönüp 'Hadi!' diye bağırdığında yanına doğru ilerledim."Böyle kötü biri olamazsın dimi.Akın bukadar karanlık,tehditkar ve savurgan,vurdumduymaz biri olamazsın!"Bir anda durunca korktum.Fazla mı üzerine gitmiştim acaba?Yada gitme mişmiydim?O zaten dengesizdi.Onun için böyle tepkiler vermesi gayet normaldi.Bana bakarak önce sabır diledi sonrada konuşmaya başladı."Hayır böyle değilim,sana asıl Akını göstereceğim.Ama şimdi ne olursun yürü."dedi yalvarır gibi.Bende susup yürüdüm.Arabaya ben ve Akın önde binmek isterdim ama öyle olmadı.Akın ve Uygar öne,ben ve Rüzgar arkaya geçtik.Yol boyunca beni taciz eden bakışlar atan Rüzgar bir kere bile utanıp kafasını cevirmedi.Onu boş verip biraz sonra bir canı nasıl katledeceğimi düşünmeye başladım.Elim ayağım titriyor, zihnimdeki sorular çığlık çığlığa isyan ediyorlardı.Derin bir nefes aldım ama veremedim.Nefesim kesilmişti.Nefes alamadığım her an biraz daha korkuyor ve endişeleniyordum.Yavaşça elimi Rüzgar'a uzattım.Şuan ondan başka bana bakan biri yoktu.Rüzgar beni fark edince hemen Akın'a durmasını söyledi."Sakin ol.Hiç bir şey düşünme tamam mı?Sakin ol!"diye beni yatıştırmaya çalışan Rüzgar bir taraftanda kapıyı açmaya çalışıyordu.Kapıyı açan Akın oldu.Beni dışarı çekip sakinleştirmeye çalıştı.Elimi tuttu ve parmaklarımı gösterdi."Açelya şimdi parmaklarını say tamam mı?Sakince parmaklarını say."dedi.Dediğini yapıp parmaklarımı saymaya başladım.Her saymamda biraz daha nefes aldım.Ve sonunda derin bir nefes aldım.Nefes almamla Akına sarılmam bir olmuştu.Neden sarılmıştım bilmiyorum ama sarılmıştım.Belki o an ondan alacağım desteğe ihtiyacım vardı bilmiyorum.Boynuna sardığım kollarıma karşılık belime sıkı sıkı sarılmıştı.Derin bir nefes aldığını duydum,ardından kıkırdadağını..."Korkuttun beni aptal kız."dedi.Kollarımı boynundan çekerek ona baktım.Kolları hala belimdeydi."İyi misin?"diye sordu.Gözlerinde merak,kaygı ve telaşın her türlüsünü görmüştüm.Nekadar onun baş belası olsamda benim için endişelenmesinden memnun olmuşçasına güldüm.'Evet'dedim gözlerine bakarak.Samimi olduğu her halikarda anlaşılacak gülümsemesiyle elleri gevşedi ve belimi saran kollarını kendine çekti."İyi madem bin arabaya ve şu işi bitirelim artık."deyip göz kırptı.Ne kadar gitmek istemesemde ayaklarım o an onu takip etti.Belkide Akın'a ilk defa bu kadar içten bir şey hissetmiştim.Hiç tanımadığı biri için,benim için,endişelenmesi nedenini bilemeyeceğim bir biçimde ona karşı olan soğukluğumu bir anda eritmişti.Gözlerindeki samimiyet anlam veremeyeceğim bir duyguyla bezenmişti.Arabanın kapısını açmadan bana bakan Rüzgar'a dönerek"Merak etme iyiyim.Teşekkür ederim."dedim minnetkar bir sesle.Kapımı açarak binmemi bekledi.Uygarsa önden umursamaz bir tavırla 'Hadi güzelim bin geç kalıyoruz.'dedi.Zaten o araban bile inmemişti.Bu umursamaz tavrının ona hava kattığını düşünür bir halde dağınık saçlarını savurdu.Arabaya bindim.Ardımdan Rüzgar da binip kapıyı kapattı.Akın hızlı bir şekilde gaza basarak adeta arabayı uçurdu.Hızla ana yola çıktık.Arabayı diyer arabalara bakarak daha hızlı ve tehlikeli sürüyordu.Bazı araba şoforleri korna çalıyor bazıları onlada kalmayıp camlarından kafalarını çıkararak küfür ediyorlardı.Rüzgar camdan elini çıkarark orta parmağını gösterince hepimiz gülmeye başladık.İlk gördüğümde bana itici gelen bu çocuk gittikçe sempatik bir hal almaya başlıyordu.Biraz sonra olmamız gereken yerde olduğumuzu sanıyordum.Bir şirketin önünde durmuştuk.Akın ve diyerleri kapıyı açıp inince bende indim.Akın onlarla bir şeyler konuşurlen ben devasa şirket binasına bakıyordum.Az sonra yapacağım şeylerden zihnimde oluşan görüntülere sırt çeviriyor yüzleşeceklerimden korkarak bir çocuk gibi kaçmaya çalışıyordum.Zaten bir çocuk değil miydim hala?Beni olgun kılan hiç bir şey yoktu.Ben liseye giden bir genç kız ne kadar olgunsa okadar olgundum.Bunlar benim bünyemi aşan şeylerdi.Şuan bu koca binanın önünde beni aslında hiç bir şekilde mecbur kılmayan bir işi yapmak üzere duruyordum.Kaçabilirdim,polise haber verebilirdim ama bunların hiç birini nedense yapamıyordum.Belki de benim geçmişim beni bırakmıyor,yaptığım şeyle yüzleşmemi istiyordu.Küçük bir çocuğun hatasını benden çıkartıyordu?Az sonra Akınla beraber binaya girerken buldum kendimi.
Eli avcumun içini sarıp sıktı.Kulağıma eğilerek"Sakin ol küçük onu vurmayacağız."dedi.Anlamaz bir ifadeyle ona baktım.Göz kırparak önüne döndü.Asansörün önüne geldiğimizde etrafa bakıp asansörü çağırdı.Rahat gözüküyordu.Gereğinden fazla rahat.Kim bilir kaç defa bunun gibi işlere katılmış,böyle deneyimleri olmuştu.Asansör geldiğinde içiri girdi ve çıkacağımız katın numarasına bastı.Kapı kapanınca bana döndü."Sadece ateş ederek onu korkutacağız küçük.İşini bitirmeyeceğiz ve şunu bilki bunu sana yaptırmayacağım.Şuan buna hazır değilsin.Ama bu aramızda kalacak anlaştık mı?"diye sordu.Tamam anlamında kafamı salladım.Bunu benim için yapması bu riski göze alması iyi biri olduğunu mu gösterirdi?Asıl Akın kimdi?Bana hangi yüzünü dönmüştü yada o hep böyle karmaşık mıydı?Kafamda oluşan bu cevapsız soruların hepsine arkamı döndüm.Şuan içinde bulunduğum durum kat be kat önemliydi.Heyecandan kalbim küt küt atarken bir yandan da korkumdan neredeyse ecel terleri döküyordum.Asansörün kapısı açıldığında Akın elimi tutarak asansörden çıktı.Hedef olan adamın yanında bulunan acil çıkış kapısının oraya doğru baktı ve beni oraya sürükledi."Sen burda kal.Ateş sesini duyar duymaz bu kapıyı açıp gelmemi bekle.Bu sırada etrafıda kontrol et.Ben gelince hemen aşağıya ineceğiz.Uygarlar arabayla merdivenin sonunda bekliyolar.Panik yapma.Sakin kal.Hızımızı ve stratejimizi korumak zorundayız küçük.İşi batırma."dedi.'Tamam' dedim sadece.Arkasına dönmüş yürüyordu bile.Aniden yan odanın kapısını açıp içeri girdi.Ardından yaklaşık 20 saniye sonra silah sesi duyuldu.Ellerim titrerken zar zor kapıyı itip açtım.Sıcak yaz havası suratıma çarptı.Akını görmemle Akının kolumu tutup koşması bir oldu.Merdivenlerden hızlı hızlı inerken son 2 kat kala bir başka yangın merdiveni daha açıldı ve karşımıza güvenlik görevlileri çıktı.Güvenlik görevlileriyle göz gözeyken Akın'ın dudaklarından dökülen şu kelimeyi duydum"Hassiktir!"Meraba arkadaşlar uzun bir süre sonra yine yeni bir bölümle sizlerleyim.Sınav haftamdan dolayı bir türlü bitiremediğim ve aslında çok uzun yazacak olduğum bu bölümü kısa yazsamda bitirdim.İnşallah sizde beğenirsiniz.Şu yoğun haftamda tek moral kaynaklarımsınız.Sizleri seviyorum.Kocaman öpücüklerimle...:D