1. Bölüm

70 9 15
                                    

Sinirle soluyan meryeme baktım hadi ama yinemi der gibi sonuçta biz bunu 4 sene boyunca aşmıştık değilmi
" Zeyneeeeeep beni çıldırtıyorsun Michael Jackson kıza benzemiyor ya 4 senedir bunu anlatıyorum sana insafsız"
Diyen meryeme ciddi ciddi bakmak istiyordum olmuyordu illa sırıtıyordum ve bu da meryemin sinirini daha fazla arttırmaktan başka bir şey yapmıyordu ceren ise susmuş ne halt yerseniz yiyin edasıyla bize bakıyordu neyseki en sonunda suskunluğunu bozmuş ve küs olmayan bizi barıştırmıştı kafamı kaldırıp onlara baktım merakla dosyaya bakıyorlardı onları daha fazla bekletmeden dosyamı aćtım ve cerenin herzamanki kıyafet hevesiyle atılması bir oldu yavaş yavaş serdim üç tane kıyafet tasarımımı kızlar adeta bayılmıştı resimlere meryem tam tahmin ettiğim gibi mor balık modeli elbisenin çizili olduğu resmi almıştı eline ve o çekik gözlerini olabildiğince büyütmüştü ceren ise mavi turkaaz prenses modeli elbisenin çizili olduğu resmi çoktan bağrına basmıştı bende kendim için çizdiğim beyaz önü kısa arkası uzun elbisenin çizili olduğu kağıdı aldım şimdi ise bunları diktirme planımız vardı
" bence bizim evin ordaki dikim evinde diktirelim"
Diyen cerene olumluca baktım çünkü sorduğumuz yerler arasında en uygunu orasıydı
" bana uyar"
Diyen meryemi kafamla onayladım sonuçta öğrenci insanlardık biz şimdiye kadar yaşadıklarımız geliyor da aklıma ne çabuk geçiyor günler daha dün dokuzuncu sınıfa başlamanın heyecanını yaşarken şimdi mezun olmanın heyecanını yaşıyoruz hayat çok garip tıpkı bizim gibi meryem daha fazla oyalanmak istemediği için
" hadi kaldırın emanetlerinizide biran önce şu işi halledelim"
Dedi hepimiz heyecanlıydık sonuçta bir kere mezun olacaktık tam bunları düşünürken cerenin sinirli sesi yankılandı kulağımda
" bak yine bi kızla fotoğrafını atmış Allahım çıldırıcam ya çıldırdı dersiniz arkamdan tamammı"
Diyen cereni anlayamıyordum
" şimdi ceren sen 4 yıldır ne diyorsun sevmiyorum diyorsun hatta biz dalga geçtiğimizde heceliyosun kodluyosun falan eee ne bu atar kime bu trip"
Ceren sabırsız sabırsız gözlerini devirdiğinde herzamanki konuya geldiğimizi anlamış bulunuyordum
" zeynep sana kaç kere söyledim ben onu sevmiyorum sadece beni sevmesini istiyorum"
Diyen cerene artık felsefe yapma zamanı gelmişti
" ceren sana bi soru sorucam eğer şirin Ferhatı sevmeseydi ferhat bağlanırmıydı ona onun için dağları delermiydi baktı şirin onu sevmiyor kavuşma ihtimalleri ne olursa olsun yok hayatına devam ederdi sen de ona göre düşün seviyorsan he de sevmiyorsan hıh de ama bi karar ver manyak ettin bizi"
Diyip cümlemi noktaladım ceren ise kendini düşünme moduna almış ciddi ciddi düşünüyordu bencede düşünmesi gerekti ama zaten cevabı kalbinde saklıydı kalbiyle beyni bir anlaşsa devamı gelcekti ama benim arkadaşım biraz inatçı bir beyine sahipti meryem ise bizden tamamen kopmuş adeta telofonuyla bütünlüğünü ilan etmişti ben ise hala ortalarında boş boş yürüyordum
" seviyorum ya evet evet seviyorum"
Diyen cerene şaşkınca baktım ne yani ciddi ciddi anlamışmıydı bunu meryem kafasını kaldırıp cerene Sokrates edasıyla baktı
" seviyorum deme çarpılırsın"
Diyen meryemle gülmeye başladık işte arkadaşlık dediğin böyle bir şeydi hamburgerle patates gibi simitle ayran gibi çiğ köfteyle isot gibi ayrılınca anlamsız birleşince muhteşem en önemliside eğlenmeyi bilene hayat güzeldi ve biz bunu fazlasıyla yapıyorduk . Z.

HER KIZ KAZANIRHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin