~Musti~

12.7K 340 25
                                    

"Beyza..."

Yavaş, yavaş gözümü açtım camdan gelen güneşle...Yok bu benim odamdaki pencereden sızan güneş olamaz ya.

"Lan Beyza!"

Kafamı yavaşça kaldırdım ağzıma giren saçımı kenara alıp.Terden göz kapaklarımı kapatmakta zorlanıyordum.Karşımda ciddi bir Naime Hoca yanımda kocaman vücudu ile Rüzgar. Şaşırdım ilk önce yoksa sınavdan 70 mi aldım diye...

"Kızım bi saatir 95 aldın diyorum uyumuşsun."

Şu an o 5 puanın bile hesabını soracak değildim valla.Bide son ders "Hocam ben gidiyorum evde Musti'm kalmış." Diyip çıktım sınıftan.Gökçe tabii karşıma çıkıp gevelerken elimle ağzını kapattım.Zaten konuşması bile bir mucize niye bağırarak kendini zorlasın ki? Ama o Gökçe canım zorlar.

Arkamdan Rüzgar'ın koştuğunu belli eden o gürültülü ayak sesleri durup sakinleştiğinde yanımda olduğunu ve kolunu omzuma attığını fark ettim."Noldu seninde Mustiye'n mi evde kaldı?"

Kafa sallayıp "Yok patlamış mısırı erken yemek istiyorum.Evde babam yokken." Dediğinde göz devirdim.

"Her zaman patlamış mısır yiyebilirsin."

Omuz silkip okulun önündeki arabayı açıp sürücü koltuğuna bindiğinde "Hadi bakalım götür beni gittiğin yere." Diyip arabaya bindim."Eve gidiyoruz ne abartıyosun?"

Göz devirip hemen sürmesini ve eve gitmesini istediğimde yolda kafamı cama yaslayıp yolu izledim.

Merhaba her zamanki gibi ordaki ağaç, merhaba köpeğini hep okul çıkışı öğrenciler sevsin diye gezdiren kadın, merhaba kreş otobüsü ve içindeki bisürü minik...

"Kafanı kırıcaksın en sonunda."

Şurda romantizm yapıyoruz sen önüne baksana kardeşim.

"Bir şey olmaz."

Arabayı durdurup markete girceğini anladığımda arkasından çıkıp bir alışveriş arabası aldım.

"Bırak sen onu."

Arabadaki ellerimi çekip kendi tuttuğunda yanından ilerlerken "İçine bin." Dedi e normal olarak şaşırdım."Ne diyosun?"

"Ben şimdi hunarça fırlatıcam sende tut kısacası.Bin şimdi şunun içine."

Alışveriş arabasına bindiğimde kendimi küçük bir çocuk gibi hissetim.

Arabayı hep süren anne veya baba olurdu ya hani hep, değişik bizde o işler...Abi sürüyor bizde.

Rüzgar arabaya bir şeyler fırlatmaya başladığında ne olduğunu umursamayıp tek tek tutup içine attım.En son kasaya gitmek için abur cubur ve cipslerin olduğu raflardaki her şeyden 5'er tane alıp kasada ödemeye gittiğimizde sıra kalabalıktı.

"Jet kasaya gidelim."

Jet kasaya gidip ürünleri tek tek okuturken iş birliği yapıp o okutuyor ben paketliyordum.Sonunda Rüzgar ödediğinde alışveriş arabasından inip poşetlerin yarısını yüklendim ve arabaya doğru yürümeye başladım.Rüzgar arabayı açtığında arka tarafa koyup geri yerime oturdum.O da binip eve 5 dakikada bizi ulaştırdığında daha kapı önüne çantamı fırlatıp hızlıca odama çıktım.

Okul kıyafetlerimi hızlıca çıkarıp pamuklu pijamalarımı giydim hızlıca.Ve saçımı topuz yapıp pandiflerimlerimle birlikte aşağı indim.Abim çoktan patlamış mısırını patlattırmış havaya fırlatıp ağzıyla yakalıyordu.Yanına oturup ananas suyundan bir yudum alıp koluna yasladım kafamı.

♥~♥~♥~♥~♥~♥~♥~♥~♥~♥

"Ay abi yeter ben yatıcam!"

"Tavuk musun sen?"

Ha akşamın dokuzu yarın okul var,okula sekizde gidicez ama ben bu saate uyuduğum için tavuğum...

"O zaman seni izliyim böyle omzunda uyuyim."

"Yatağın yok mu senin kızım?"

Kalktım yerimden oflayarak ve arkamda çatık kaşlarıyla duran bir abi bırakıp.Tabii giderken bana "Nereye?" Diye sorduğunda "Tuvalete gelicen mi!" Dediğimde bağırdı biraz.Ama bendekide gıçıklık değilmi.Merdivenlerin yarısında "Sevgilime gidiyorum!" Diye bağırdım.

Arkamdan koştuğunda heyecandan daha da hızlı koşup odamın kapısını kilitleyerek yatağa zıpladım."Musti abim bizi ne zaman kabullenicek?"

Beyza ve Musti'si olmalıydı bu hikayenin adı...

"Aç lan kapıyı!"

Biraz debelendikten sonra Musti'nin yanında gördüğüm kız ayıyla irkilip kalktım yatağımdan.Ve ikisinide tutup pencereden aşağı attım.

"Beyza! Yine mi ya!"

Pencereden aşağı baktığımda dibinde maviş gözleriyle Hayat duruyordu.Tabii yine kafasına bir şeyler attım diye bana kızdı ama ne yapabilirdim ki...Aldattı o beni.

"Hadi aşağı gel."

Kafa sallayıp "Bekle." Dediğimde aşağı inip abimden izin isteyecekken telefonda büyük bir sinir ve sesle konuşurken buldum onu.

"GÖKÇE BİZ AYRILDIK!"

Yine arayanın Gökçe olduğunu anladığımda odama çıkıp kazak alacakken bir gürültüyle döndüm arkamı."A...Abi..."

Meyve suyu bardağını duvara fırlatmış ona bakıyordu.Sol eli titriyordu sinirden.Gidip sarıldım ona telefonunu yavaşça indirdi kulağından ve bana karşılık verdi sol koluyla.Telefondan Gökçe'nin bağırmaları duyuluyordu...

"Abicim." Dedim sessizce."Merak etme yarın onunla ne olursa olsun konuşacağım."

Canım Abim Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin