9. Bölüm

860 24 0
                                    

Aşık olmayanlara bile aşk acısı çektiren. Günü aydın olanın bile gününü karartan. Ve adeta yurtta milli yas oluşturan. Müziğin "alayına İsyan" deme şekliydi. Ve bilirsiniz ülkede "hayata isyan" etmek bile yasaktı, yasaklanırdı. Ve yasaklandı da 12 Eylül 1980 askeri darbesi ile Arabesk bile yasaklandı.

Yani kısmen yasaklandı. Televizyon ve radyoda arabesk müzik kesinlikle yer almazdı, tabii sanatçılarıda.

Ama hala kasetleri satılıyor, konserler veriliyor, gazinolarda şarkı söyleyebiliyorlardı. Ortada bir gerçek vardı ki her ne kadar yasak gelsede, arabesk ve arebeskçilerin önüne geçilemiyordu.

Ahmet Kaya napıyordu peki ?
Kendi tarzını yaratıyordu.
Zaten bizde onun farklı duruşunu sevmez miyiz ?
Bağlamayı kendi bildiği gibi çalıyordu. Yani o değilde bağlama ona göre davranıyordu.

Boğaziçi Üniversitesinde Ruhi Su dinletisi vardır. Ahmet Kaya'da büyük bir hayranıdır zaten. Hem belki şansı dönerse sesini Ruhi Su'ya da dinletebilirdi.

Şansı dönüyordu o gün. Ruhi Su'ya bağlama çaldığından ve besteler yaptığından bahsediyordu. Ruhi Su'da "hadi çal bir şeyler" deyince, tanıdık bir şarkı olsun diye Ruhi Su'yun "Mahsus Mahal" şarkısını çalmaya başlıyordu.

Ruhi Su, Ahmet Kaya'nın bağlama çalışını beğenmez ve pat diyede söyler.

"Öyle at teper gibi bağlama çalınmaz. Kavga edilmez bağlamayla. Bağlamayla meşk edilir " der.

Bu çok ağır bir eleştiridir.
Ama Ahmet Kaya yılmaz. Daha onu neler beklemektedir değil mi ?

O yine bağlamayı bildiği gibi çalar. Aynı zamanda siyasi olayların içindedir.

Yetmişli yılların sonları, Sol aşkına canını verenler ile geçiyordu. Yurtta sol rüzgarları esiyordu.

1 Mayıs 1977 tarihinde Ahmet Kaya da Taksimdedir. Ve bu 1 Mayıs'ta nasıl zarar verecekler işçiye, emekçiye birlikte bakalım.

Ahmet KayaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin