Bi Gülse'n

3~ Prensesin Keşif Gezisi

Yine mi duyuru? Evettt sevinç çığlıklarınızı duyar gibiyim. Bu bölümde olaylar biraz yaşamaya başladı. Umarım beğenirsiniz. Yazım yanlışlarına bakamadım kusura bakmayın mağlum bugün seçim vardı ve evde tempo yoğun. Akın 'on bu bölümdeki ukalalıgına aldanmayın hikayenin en iyilerinden biridir kendisi.
Multiye bakın fotoğraflar ve şarkı var.

Bg~3

Gökayların evine daha önce bir kaç defa gitmiştim ama ilk defa ağzına kadar alkolik ergenlerle doluyken geliyordum. Haziran'la birlikte koridorda ilerledik. Duvardaki analog saate göre saat 20.34'tu. Son 50 dakikam (+50)

Kalabalıklar arasında beni fark eden Gökay abi yanıma gelip beni selamladı.
"Nasılsın ufaklık?"
"İyi"
"Abin nerde?"
"Yola çıkıyordu gelir simdi."

Gökay yakışıklıca gülümseyip yanımdan ayrıldı. The story so far'dan daughters çalıyordu. Bu şarkıyı çok seviyordum. Aklımın bir köşesine Gökay'ı müzik seçiminden dolayı tebrik etmeyi yazdım.

20 dakika sonra partinin boğuk havasından, yüksek sesteki müzikten ve sarhoş insanlardan sıkılmıştım. Kendime daha sessiz bir mekan aramaya koyuldum. Akın gelene kadar öyle takılabilirdim. Haziran ' ın söylediğine göre partiye geç dahil olacakmış.

Beklerim.

Haziran ' ı Akın gelince beni çaldırması konusunda tembih ettikten sonra evin derinliklerinde ilerledim. Ayaklarım beni merdivenlerin önüne götürdü. Alt kata inen taraf tamamen köyü griye boyanmıştı. Üst kata çıkan kısım ise diğer tüm duvarlar gibi şampanya rengindeydi.

Gökay ın isyankar bir ergen olduğunu düşünmemistim , işin doğrusu şaşırmıştım. Merdivenlerden inmeye başladım.

Oldukça büyük bir odaydı. Koyu gri duvarları vardı. Odanın ortasına bir kum torbası asılıydı. Yatak odanın diğer ucunda iki duvarın kesişim noktasındaydı. Yatağın çaprazında siyah deri bir koltuk ve güzel bir televizyon vardı. Kahverengi kapı banyoya açılıyor olmalıydı.

Kapıya bakarken odadaki tek süs eşyası dikkatimi çekti. Bir Star Wars posteri asılıydı.

Gökay Star Wars hayranı mıydı? Vay beee bu gece beni gerçekten şaşırtıyordu. Star Wars ' ba-yı-lır-dım.

Gülumsedim. Odadaki büyük müzik kutusu, kitaplık ve tekli koltuğun olduğu köşeye ilerledim. CDleri karıştırdım. Sonunda kafa göre bir şey bulup müzik kutusuna yerleştirdim.

Centuries - Fall Out Boy

Müzik sesi odayı doldurduğunda hafif adımlarla kendi etrafımda dönmeye başladım. Küçüklüğümden beri kendi etrafımda döner ve dünyanın bulanıklaşıp kaybolmasını izlerdim.
Bu eğlenceliydi.

Bir anda dengeyi kaybettim, zar zor yatağı bulup uzandım. Başımın dönmesi ve etrafın bulanıklaşması geçince tavan odaklandım. Yatağın tam üstünde gökyüzü ve yıldızlar gözüküyordu. İyi de en alt kattaydık. Nasıl bir sistemi var tavanın anlayamadım.

Yıldızlar oldukça güzeldi. Kendimden geçmiş gibiydim. Saat ile baktım. (+00.03)

Müzik ve yatağın yumuşaklığı birleşince uykum gelmişti. Ayrıca yatak çok güzel kokuyordu. Gökay' dan parfümünü öğrenmeliydim.

Yağmurdan sonra toprağın kokusu gibiydi huzur verici ama keskindi aynı zamanda.

Başımda dikilen birinin gölgesini fark edince kokuyu tüm benligimle hissetmeyi bırakıp gözlerimi açtım.