2~ Prensesin Sevgi Dolu Ailesi

66 6 6
                                    

Yine duyuruyla baslıyıcam hikaye genel anlamda yavaş akısı olan bir hikaye olaylar yasanıcak ama gün yuzune çıkması zaman alıcak umarım takip edersiniz. Bu da ilk bolum gibi biraz olaylara hazırlık bölümü yani karakterleri tanıyın istiyorum bir sonraki bölumde olaylar başlayacak . Karakterler için oyuncular seçtim ama mobilde olduğum için ekleyemiyorum kısa sure sonra eklemiş olurum.

BG~2

Annemlerin odaya daldım. Sesler buradan geliyordu. İçerideki manzara mide bulandırıcıydı.
Babam elinde kahvaltı tepsisiyle annemle oynaşıyordu. Biricik kardeşlerim de ellerinde konfetiler aptal aptal sırıtıyorlardı. Patlama sesi konfetilerden gelmiş olmalıydı.

Hangisi daha kötü bilemiyorum; bu kadar vıcık vıcık sevgi dolu bir ailemin olması mı, yoksa babam anneme kahvaltı hazırladı diye konfeti patlatan kardeşlerimin olması mı?
Cevap: ikisi de

Abim beni görünce sırıtışı yüzünden silindi.
"Sen de mi uyandın ailemizin yüz karası?"
Dudaklarımı oynatarak mal dedim. Annemin yanında küfür etmemiz babamız tarafından yasaklanmıştı. Biz de annem evde yokken küfür partisi yapıp içimizde kalanları söylerdik.
İlginç bir ailen var diyorsanız bu gördükleriniz daha hiçbir şey!

Abim bana yaklaştı ve sarıldı. Sevgi gösterisi olduğunu mu düşünüyorsunuz? Daha abimi tanımıyorsunuz. Alttan alttan karnını cimciklemeye başladı.
"Canım kardeşim benim bitanem bitanem."
İtmeye çalıştım ama kıpırdamıyordu bile.
Kaslı bir abinizin olmasının sonuçları:
1- Onu itemezsiniz

Yeteri kadar canımı yaktıktan sonra bedenini benimkinden ayırdı. Odanın diğer tarafında küçük kardeşim bize yalancı üzgün bir ifadeyle bakıyordu.
"Anne abimle ablam kardeş kucaklaşmasına beni almadılar."
Piçe bak ya! Pardon ya o piçse ben de oluyorum. Kardeşe küfür edememek de ayrı bir üzüntü sebebi.
Söyler misiniz hayat bana karşı bu kadar acımasızken Akın'ı nasıl etkileyebilirim? Yine aklıma Akın geldi efkarlandım.

Annem kardeşime kucağını açtı.
"Üzülme bitanem sana yeni bilgisayar alınca onlar da üzülecek intikamını alıcam. "
Hadi amaaa
Abimle aynı anda "Haksızlık!" diye çemkirdik.
Babam sesimizi yükseltmemize kızmış olucak ki gözlerini annemden ayırıp bize döndü. Ağzını açmıştı ki abim araya girdi.
"Biliyoruz baba evde ses yükseltmek yasak, hatırlatmana gerek yok."
Gülümsedim kimin abisi ya yürü be Aras reis arkandayız! Abim bu evdeki en sakin insandı ama en çok sevdiğim de oydu. Aramızda 1 yaş olmasına rağmen doğduğum günden beri beni korumuştu. Lisedeyse tek kurtarıcımdı.

Kaslı ve okulun en popüler çocuklarından birinin abiniz olmasının sonuçları:
2- Okulun en sakarı en salağı da olsanız kimse size gülmeye cesaret edemez.
Aras yani abim cidden yakışıklıydı. Popülerliğinin hakkını veriyordu. Esmer teni kasları ve küçük siyah gözleriyle bir çok kızın hayalini süslüyordu.
Babam kınayan gözlerle abime baktı. Odayı koşarak terk etmeye başladım. Hem koşuyor hem de
" En son gelen sofrayı toplar." diye bağırıyordum. Kaslı abim benden geç koşmaya başlamasına rağmen beni itip mutfağa ilk varan oldu. Hemen onun karşısına oturdum.

Biz bir kaç dakika şakalaştıktan sonra içeri yavaş çekimde yürüyen Gediz girdi. Benim küçük minik sevimli kardeşim.
Onu incelemeye koyuldum. Kime çekmişti bu çocuk? Ne huy olarak ne de fiziksel olarak abimle bana benzemiyordu.

Abim de ben de esmerdik, Gediz ise daha kumraldı. Beyaz tenliydi. Biz yapılıydık O ise incecikti. Bir dal gibi uzanıyordu. Anlayacağınız abim gibi kaslı ya de popüler değildi. Daha çok içi geçikti , evet onu en iyi tanımlayan kelime buydu. Beni sinir etmekten başka bir işe yaramazdı. Hele bu yıl liseye başlayınca iyice ergene bağlamıştı. Abim son sınıftı ben ise 11. sınıftım.
Gediz baygın bakışlarla masaya oturdu. Aynı anda abimle bakışıp güldük.
"Aras bugün arabanı bana ver." diye emretti beyefendi. Abime abiyi bana da ablayı sadece annemlerin yanında derdi sinsi varlık.

Kahvaltının ardından günüm aylaklıkla boş işlerle geçti. Saat 6 da aynanın karşısına geçtim ve 125169378 kıyafet denedikten sonra(tamam rakamları abarttım) gece mavisi uzun bir elbise tercih ettim. Siyah uzun saclarımı da at kuyruğu yaptım. Saat tam 8 de telefonum çaldı.

Dın dın dın Kaç yıl oldu saymadım köyden göçeli mevsimler geldi geçti görüşmeyeli...arkadaşım eş arkadaşım şek arkadaşım eşek.

Evet en yakın arkadaşımın zil sesi buydu. Telefonu koşarak açtım.
"Sonunda açabildin. Kapıdayım in."
"Tamam"
Merdivenlerden salona indim ve Arasla Gediz' i iki dirhem bir çekirdek halde buldum.
"Partiye mi? " diye sordum . Abim
"En yakın arkadaşımın partisi tabiki oraya!" diye yanıtladı.
Doğru ya parti Gökaylardaydı. Gökay okulun popüler çocuklarından biriydi ve lisenin başından beri abimin en yakın arkadaşıydı. Ara sıra sohbet ederdik biraz kibirliydi ama özünde iyi çocuktu.

"Ben aşağı iniyorum."
Gediz'e öpücük attıktan sonra beyaz converselerimi ayağıma geçirdim ve aşağı indim.
Haziran kırmızı mini elbisesi kot ceketi ve siyah babetleriyle oldukça sevimliydi. Kimin en yakın arkadaşı?
Benim tabiki ( gözlüklü emoji)
" Hazi çok beklettim mi?"
"Evet." dedi somurtarak konu ben olunca herkes nezaketsizdi.
Haziran'ın ya da kısaca Hazi'nin ismi ilginç kendi isminden de ilginç dostumun arabasına bindim ve Gökayların evine doğru yola koyulduk. Saate baktım.
20.17 hayatımın sonsuza kadar değişmesine 1 saat 7 dakika kalmıştı. (+01.07)

Bi Gülse'nHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin