İnsanoğlu son iki yüz yılda gösterdiği teknolojik gelişim ile geleceği değiştirebileceğine inanmaya başladı. Artık kimse kaderine razı gelmediği gibi başkalarının kaderini de belirlemeye çalışıyor. Bunun doğurduğu sonuç ise teknoloji yarışı. Bu yarışın sağladığı yarar ise gelişim hızı. Yani bir zincirsiz reaksiyon ile hırsımızın gelişimimize yardımcı olduğunu anlayabiliyoruz.
Şimdi zihninizi gelecekte bir yolculuģa çıkaralım. Hayal gücünüzü kullanın ve bize katılın.
Uzun yıllar sonrasını düşünün. Yıl 2859 olsun. İnsanlık artık uzay gemilerinde ışık hızını yakalamayı başarmış ve güneş sistemindeki diğer gezegenlere gitmekte kolaylık sağlamış. Hatta bazı gezegenlerden ve uydulardan maden ve cevher çıkartarak dünyada işlemeyi bile başarmış. Tüm bu gelişmelere rağmen hala ulaşılması zor hedefler var. Güneş sisteminin dışındaki gezegenlere gidilmek isteniyor. Ama bilinen en yakın güneş dışı gezegen 4,22 ışık yılı uzaklıkta.
Uzay gemilerinde hiçbir sorun yok. Atom altı parçacıklardan elde edilen mega nükleer güç ile bir sorun ile karşılaşmadıkları sürece sonsuza kadar çalışabilirler. Üstelik yapay pilot zekası da üst düzeyde mürettebata da ihtiyaç yok. Tek sorun insan göndermek ve iletişim.
Aradaki mesafe o kadar fazlaki gönderdiğiniz mesajın yalnızca yerine ulaşması 4 buçuk yıl sürecektir. Ki bu süre en yakın gezegen için geçerli. Yani iletişim imkansız.
İnsanların yolculuk yapması için çok uzun bir zaman. Yiyecek ve içecek kaynakları o kadar uzun süre için yeterli miktarda taşınamaz. Herşey imkansız gibi görünüyor. Ama bir gün bilim insanları bütün sorunları saf dışı bırakacak bir çözüm buluyor. DONDURULMUŞ ZİGOT GÖNDERMEK. Uzay yolculuğuna dondurulmuş zigotlar gönderilecek ve insan yaşamına uygun gezegen arayışına proglamlanmış geminin yapay zekası uygun gezegeni bulduğunda gezegene inecek ve zigotların gelişimini başlatacak. Böylece insanoğlu yeni bir gezegende sıfırdan başlamış olacak. Ana gezegenden geçmişten hiçbir zaman haberi olmayacak. Birkaç bin yıl ilkel zamanlar geçirecek. Savaşlar yapacak. Krallıklar kuracak. Liderlik için mücadele edecek. Teknolojiyle tanışıp herşeyi değiştirecek. Belki de bu sırada ana gezegen bu yeni gezegendeki yaşamı arada bir kontrol edecek kendisini belli etmeden. Dev yapılar inşaa edecek ana gezegenden gelenler üstün bir mühendislik ile. Piramit şeklinde olacak belki de bu yapıtlar ve bir çok sırrı barındıracak içinde.
Hayali geleceğimize burda ara verelim.
Şimdi sizlere bir soru. Bu ufak hikaye size tanıdık geldi mi ? Bizim dünyamıza ne kadar da benziyor öyle değil mi ? Başlangıcımızın ve bu dünyada nasıl varolduğumuzun bir cevabı haline geliyor. Peki ya bizler de o kolonilerden biriysek ? Ya ana gezegenin yalnızca ufak bir deneyiysek ?Yazardan not :
Tebrikler, az önceki yazıyı okuyarak yeni bir düşünce ve bakış açısı kazandınız. Ve teşekkürler düşüncelerimi düşünceniz yaptınız.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EVRENİN SORGUSU
Science FictionBu kitapta hiçbir sorunun cevabı yok, tüm cevapların sorusu var...