Siyah pelerinli kızıl saçlı kız atın üstünde köye doğru ilerliyordu. Fuuga köyüne....
Köyün önünde bekleyen görevliler ona baktılar. Kız atını önlerinde durdurdu ve aşağı indi.
Bekçiler kılıçlarını çıkarıp kıza doğrulttular.
" Kimsin sen? Uzak dur!"
Kız onlara yaklaştı ve elleriyle Y harfi yaptı. Bekçiler ona boş suratla baktılar. Başlığını çıkardı ve konuştu.
" Sizin gibi dikkatsizleri kim göreve aldı?"
Bekçiler kıza saskinca baktılar. Sonra ellerindeki Kılıçlar yere düştü ve kıza bagirarak sarıldılar.
" Yona hime sama!"
Yona bekçilerin arasinda kalmıştı.
"Nefes......alamıyorum!"
Bekçiler hemen geri çekildiler.
"Uzun zaman oldu değil mi? Üç yıl falan mı?"
"Sadece üç ay oldu."
Uzerinde beyaz tenrengi karışımı bir elbise vardı. Dizlerine kadar iniyordu. Ayaklarını gösteren bir sandalet giymişti.
"Herkese köye döndüğünüzü haber verelim."
Biri köye dönüp bağırdı.
"Yona hime sama geri döndü!!!"
Butun koy ayaga kalkti ve Yona'yı karşılamaya gittiler.
✳✳✳✳✳✳✳✳✳✳✳✳
"Hey Yun! Sana bir haberim var."dedi İksu yerde otları ayıklayan Yun'a bakarak.
Ağzindan "hı?" benzeri bir ses çıkardı.
"Yona geri döndü!"
Yun otları yere bıraktı ve arkasında dikilen İksu'ya döndü.
"Ne?"
✖✖✖✖✖✖✖✖✖✖✖✖
"Sakin olun!"diye bağırdı Yona kolundan çeken köylülere bakarak. Yaşlı bir kadin çıktı barakadan. Yona'ya doğru kollarını acarak (ne kadar enerjikse) koşturdu.
"Yona'mmmm!!!!!!"
Yona'yı boğulma tehlikesi altından Mun-deok kurtardı.
"Prenses,hoşgeldiniz!!!!" diyerek Yona'nın boynuna atladı ve onu ikinci bir şokun içine soktu.
YONA
Mun-deok boğazımı bırakınca geri çekilip soluklandım. Yasli kadın kolumdan tutup çevirmeye başladı.
"Ay kilo vermişsin!!"
Sadece gülmekle yetindim. Kija,Shin-ah,Jeaha ve Hak'ın bana koşturduğunu fark etmem uzun sürmedi. Hepsi beraber gelince beni dümdüz ettiler. Ayağa kalkıp hepsine teker teker sarıldım. Arkadan Yun ve Zeno'nun nefes nefese kaldıklarını gördüm . Tam Yun'a sarılacakken Zeno yakasından tutup onu yere yığdı ve bana salak bir gülümsemeyle baktı.
" Hoşgeldin, Hime-sama! "
Hala o çocuksu tavır ve konuşmaları devam ediyor. Yun ise ona hala aynı şekilde sinirli sinirli bakıyor.
Hak bana doğru yürüyordu. Suratında şaşkın bir ifade vardı.
Yanıma geldi.
" Yona....hime?"
" Naber Hak?!"
"Ben....iyiyim....sen?"
Direk boynuna atladım. Yüzünü görmesem de kızardığını hissettim.
Sonra geri çekildim çünkü küçük Tae-yun'un gazabına uğradım. Beni görünce sevinçten dört Köşe oldu. O da degismemisti. Sarı saçları gözünün önüne dökülüyordu. Hala o tatlı gözlerle bakıyordu. Yanına comeldim.
" Kaç yaşındasın şimdi? "
" 8!"
" Ne güzel! Bayagi buyumussun!"
Mun - deok yanıma elinde uzun bir liste ile geldi.
" Şimdi....ilk olarak-"
" Sakin ol Mun - deok, artık uzun süre buradayım."
Listeyi indirdi ve bana şefkatle baktı. Yaşlı bir teyze bağırmaya başladı.
" E hadi! Bu dönüş bir töreni hak eder!"
Köye dönmenin rahatlığıyla yürümeye başladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Akatsuki no Yona 2
RandomTamamen kurgu ve animesiyle/mangasıyla bağlantısız senaryodur. Kopyalanması veya çalınması halinde yasal işlem başlatılır.